Tarih Tarlabaşı'nda

Güncelleme Tarihi:

Tarih Tarlabaşında
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 1999 00:00

Haberin Devamı

Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü, 1991 yılında Türkiye'de o tarihe kadar olmayan ulusal bir arkeoloji enstitüsünün boşluğunu doldurmak için kuruldu. Enstitü, bilimsel konferansları sağlıklı bir şekilde yürütebilmek, zengin bir kütüphane ve dia arşivi oluşturmak için geçen yıl Tarlabaşı'nda harap bir bina kiraladı. Belediyeden gerekli iznin çıkmasıyla başlanacak restorasyon çalışmasının sonbahara kadar tamamlanması bekleniyor, böylece Türkiye ilk ulusal arkeoloji enstitüsüne kavuşmuş olacak.

Türkiye'nin ilk ulusal arkeoloji enstitüsü olan Eskiçağ bilimleri Enstitüsü yeni binasına kavuşuyor. Haziran 1998'de İstanbul Defterdarlığı Milli Emlak İdraresi'nden kiralanan Tarlabaşı'ndaki dört katlı binada restorasyon çalışmaları başlatıldı. Gönüllülerden toplanan bağışlarla ypürütülen çalışmalar, Türkiye'nin ilk restorasyon şirketi Pekerler tarafından sürdürülüyor.

Enstitü başkanı Prof. Dr. Ali Dinçol, ‘‘1993'te kuruluş aşamasını tamamlayan enstitümüzün en büyük eksiği, etkinliklerini gerçekleştirecek bir binasının olmamasıydı. Maliye Bakanlığı'nın, Milli Emlak İdaresi'ne geçmiş sahipsiz mülkleri kültür kuruluşlarına verdiğini öğrendik ve bu harap binayı ucuza kiraladık’’ diyor. 1. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun projeyi onaylaması üzerine çalışmalara başlanmış. Ancak en az 5-6 milyar lira gerektiren restorasyona enstitünün gücü yetmemiş. Prof. Dr. Dinçol, ‘‘Böyle konulara duyarlı, aydın kişilere, ekonomik durumu iyi olan kurumlara müracat ettik, konferanslar verdik ancak bir sonuç alamadık’’ diyor.

Özerk kalmak amacıyla devletten yardım talep etmeyen enstitünün restorasyon önerisini Türkiye'nin en eski restorasyon firması Pekerler, malzemenin bulunması kaydıyla kabul etmiş. Projenin Koruma Kurulu'ndan geçmesiyle, restorasyonda kullanılacak tahta miktarını tespit etmek için sıvalar sökülmeye başlanmış, ancak çalışma şikayet üzerine Beyoğlu Belediyesi tarafından durdurulmuş. Dinçol ‘‘Konuyla ilgili belediye başkan yardımcılarıyla görüştüm. İlgileneceklerini söylediler. Beyoğlu Belediyesi'nden ruhsat alınır alınmaz restorasyon çalışmalarınadevam edeceğiz. Amacımız binayı sonbaharda kullanıma hazır hale getirmek’’ diyor.

Enstitünün dört katlı binası tamamlandığında, en üst katta misafirhane, üçüncü katta başkan ve yönetim kurulu toplantı odası, ikinci katta kitaplık ve arşiv, birinci kata sekreterya, giriş katındaysa mutfak bulunacak. Bodrum katındaysa içinde ha*la su olan sarnıç kalacak.

Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü'nün misafirhanesinin, şehir dışından gelecek bilimadamlarına, bilimsel çalışmalarında büyük kolaylıklar sağlayacağını belirten Dinçol, ‘‘Bize konuk olacak arkeologlar, böylece enstitümüzde konferanslar verecek ya da benzeri bilimsel etkinliklere katılacak’’ şeklinde konuşuyor.

Binanın faaliyete geçmesiyle Türkiye'deki kazılara ait dia, harita gibi belgelerin bir arada bulanacağı bir merkez oluşturulacak. Böylece ülkedeki arkeolojik varlıkların toplu bir arşivi de meydana getirilmiş olacak. Enstitünün temel taşlarından kütüphanedeki kitap sayısı şimdiden bini bulmuş. Kitaplar, üyelerden ve çeşitli kurumlardan temin edilmiş. Bu kuruluşlar arasında Fransız, İngiliz, Alman ve hollanda arkeoloji enstitüleri de bulunuyor.

Türkiye'de henüz arkeolojiye duyarlı bir kamuoyunun oluşmamasından yakınan Dinçol şunları söylüyor: ‘‘Enstitünün gerekliliğini ve ihtiyaçlarını anlatmakta zorlanıyoruz. Kültür hayatına konserlerle ve kitaplarla hizmet eden finans, sanayi ve sosyal dayanışma kuruluşları, ülkemizin tarihsel mirasının ortaya çıkarılması ve korunması için çok önemli bir işleve sahip olan Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü için aynı yaklışımı göstermiyor.’’

NASIL DOĞDU

Batılı ülkelerde insanlık tarihinin günümüze ulaşabilmiş belgelerini ortaya çıkarmayı, incelemeyi ve korumayı ilke edinen arkeoloji enstitülerinin yüz yılı aşkın bir geçmişi var. Türkiye'de bu işi şimdiye kadar yabancı arkeoloji enstitüleri ile Vakıflar Genel Müdürlüğü üstleniyordu. Ulusal bir arkeoloji kurma fikri ilk kez İ.Ü. Edebiyat Fakültesi'nde düzenlenen ‘‘Türkiye'de Eskiçağ Bilimlerinin Dünü, Bugünü ve Geleceği: Sorunlar, Çözümler, Öneriler’’ konulu bir semqpozyumda ortaya atıldı ve 1991 yılında Eskiçağ Bilimler Enstitüsü kuruldu. Şimdiye kadar eskiçağ bilimlerine ilişkin 10 kitapçık yayımlayan enstitü, yerli ve yabancı bilimadamlarının katıldığı 13 konferans düzenledi. Ayrıca enstitünün Habibat II'de düzenlediği ‘‘Çağlar Boyunca Anadolu'da Yerleşim ve Konut Uluslararası Sempozyumu’’ enstitü tarafından kitaplaştırılıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!