Susurluk komedisi

Güncelleme Tarihi:

Susurluk komedisi
Oluşturulma Tarihi: Mart 07, 2000 00:00

Haberin Devamı

Dalga geçer gibi savunma yaptı

Tiyatro değil mahkeme salonu

Haluk Kırcı, savunmasını kendisinin yapacağını söyleyerek ekleriyle birlikte 115 sayfalık bir dilekçe hazırladığını belirtti. Dilekçenin özetini okuyacağını söyleyen Kırcı'ya Mahkeme Başkanı Sedat Karagül, ‘‘Seninle ilgili sadece çete suçlaması var’’ dedi. Kırcı ise ‘‘Olsun efendim. Ben her şeye cevap vermek istiyorum, sadece çeteyle ilgili suçlamalara değil.’’ Kırcı'nın savunmasına sıkıldığı için sık sık müdahale eden Sami Hoştan'a Mahkeme Başkanı Sedat Karagül, ‘‘Merak etmeyin hepinizin avukatlığını yapıyor’’ deyince, mahkeme salonu Susurluk sanıklarının kahkahalarıyla inledi.

Haluk Kırcı, Susurluk sanığı olarak yargılandığı davada mahkeme salonunu tiyatroya çevirdi. 115 sayfalık savunmasının tamamını okumaya kalkan, Mahkeme Başkanı'yla ilginç diyaloglar kuran Kırcı, Susurluk sanıklarını kahkahadan kırdı geçirdi...

SUSURLUK Davası'nda 115 sayfalık savunma okumaya kalkan Haluk Kırcı, Mahkeme Başkanı Sedat Karagül ile kurduğu ilginç diyaloglarla solunu kahkahadan kırdı geçirdi. İstanbul 6 Nolu DGM'de ki duruşmaya bağırsaklarından rahatsız olduğunu belirten İbrahim Şahin ile başka suçtan tutuklu olan Yaşar Öz katılmadı. Duruşmalardan vareste tutulan diğer sanıklar duruşmaya geldi. Savcı Aykut Cengiz Engin'in mütaalasına karşın konu başlıklarıyla tek tek savunma yapan Kırcı, Abdullah Çatlı'da bir takım silahlar gördüğünü söyledi. Kırcı, Susurluk'taki kaza sırasında olay yerinde olmadığını belirtip diğer sanıkları göstererek, ‘‘Kazada bulunanlar burada, basın burada. Kalkıp şereflerinin, haysiyetlerinin üzerine yemin etsinler kazada orada olduğuma. Orada olmadığımı ama kazadan sonra cenazeyi teslim almaya gittiğimi söyledim’’ dedi.

KOKAİNMAN OLSAYDI ÇATLI İÇİN YIRTINMAZDIM

Savunmasının her aşamasında Abdullah Çatlı'ya yer veren Kırcı, yakın arkadaşının uyuşturucu kullanmadığını söyledi. Susurluk'taki kaza sırasında araçta bulunan kokainin kazadan sonra başkaları tarafından konmuş olabileceğini ifade eden Kırcı, ‘‘Çatlı'yı bir kez dahi kokain kullanırken görmedim. Zaman zaman arkadaşlarıyla içki içerdi. Kazada bulunan kokainin orada bulunması muammadır. Aydınlığa çıkarılması için kokain saklanmalıdır. Şerefim, namusum üzerine yemin ederim uyuşturucu kullansaydı bir dakika bile arkadaşlık etmez bu kadar çıkıp kendimi yırtmazdım’’ dedi. Çatlı'nın ketum olduğunu, sırlarını kendisine de anlatmadığını anlatan Haluk Kırcı, Çatlı'ya sahte pasaport, kimlik verdiğini öne sürdüğü Mehmet Ağar ve diğerlerinin konuşması gerektiğini söyledi. Sık sık Çatlı'nın devlet için çalıştığını söyleyen Kırcı, ‘‘Öyle ben tanımıyorum demekle olmaz, gelip burada ifade verecekler. Onlar yine devlet kurumlarındalar, yine resmi görevdeler, yine itibar görüyorlar ama Çatlı kokaiman oldu, kara para aklayıcısı oldu, mafya oldu’’ diye konuştu.

AĞAR'IN YAPTIĞI ALİCENAPLIKTIR

Kırcı, Ağar'ı 3 kez gördüğünü bir tanıdık aracılığıyla Erzurum Valisi olduğu sırada düğün davetiyesini verdiğini ifade ederek, ‘‘Ağar, salona geldiğinde şahitlik teklif ettik kabul etti. Bir şehrin valisinin bir eski mahkumun rehabilitesine yönelik yaptığı alicenaplık Susurluk'a uzandı.’’ dedi.

Topal davasında Kırcı da tahliye

'KUMARHANELER Kralı' Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmesine ilişkin davada yargılanan Susurluk sanığı Haluk Kırcı da tahliye edildi. Kırcı, Bahçelievler'de 7 TİP'linin öldürülmesi davasından hükümlü olduğu için cezaevinden çıkamayacak. Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Cumhuriyet Savcısı Özkan Sönmez, delillerin incelenmesi açısından, İstanbul 6 Nolu DGM'den Susurluk dosyasının istenmesini ve Haluk Kırcı'nın tahliye edilmesini talep etti.

Sanık avukatları da müvekkilleri hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep ettiler. Mahkeme Başkanı İskender Tepebaşılı'nın, ‘‘Yurtdışına çıkış yasağı çok önemli değil’’ demesi üzerine söz alan sanık Ali Fevzi Bir, ‘‘Kıbrıs'ta oyun salonumuz var. Bizim de işimiz bu. En azından orası için birşeyler yapılsın’’ dedi. Haluk Kırcı da ayağa kalkarak, ‘‘İki kelime söyleyeceğim. Tahliyemi istiyorum’’ diye konuştu. Kırcı'nın tahliyesini karar bağlayan heyet, sanıklardan Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz, Ercan Ersoy, Ali Fevzi Bir ve Sami Hoştan'ın yurtdışını çıkış yasaklarını kaldırdı.

MUHALEFET ŞERHİ

Üye hákim Suzan Yaltı, Haluk Kırcı'nın tahliyesi ile sanıklar hakkındaki yurtdışına çıkış yasaklarının kaldırılması kararlarına muhalefet şerhi koydu. Daha önce de özel timci sanıkların tahliyesine muhalefet şerhi koyan Yaltı, ‘‘ Kanıtlarda bir değişiklik olmaması nedeniyle tüm sanıkların yurtdışına çıkış yasaklarının devam etmesi görüşündeyim’’ dedi.

Kitabını bile tanıttı

Haluk Kırcı ile Mahkeme Başkanı Sedat Karagül arasında bir başka ilginç diyalog daha gerçekleşti. Bu da Haluk Kırcı'nın kitabıyla ilgiliydi. Kırcı savunması sırasında, Mahkeme Başkanı'na, ‘‘Geçen yıl cezaevinde yazdığım dünya görüşümü yansıtan kitabımı delil olarak sunuyorum’’ dedi. Bunun üzerine yine Başkan'la sanık arasında ilginç diyaloglar geçti.

Başkan: Piyasada var mı?

Kırcı: Var.

Başkan: Fiyatı ne?

Kırcı: Ben de bilmiyorum valla.

Sünnete gitmek çete üyeliği ise çeteyim

Yaklaşık 2 saat süren savunmasında susuyan Kırcı, mahkeme heyetinde izinle su istedi. Diğer sanıklar sıkıntıyla Kırcı'yı dinlerken Sami Hoştan müdahale etmekten geri kalmadı. Kırcı, Ömer Lütfi Topal'ın öldürülmesine de değinerek, Çatlı'nın para için insan katline karıştığına inanmadığını belirtti. Mahkem Başkanı Sedat Karagül, sanığın Topal'la ilgili konuşması sırasında, ‘‘Sen kendi savunmana geçsene, hep Çatlı'yı savunuyorsun’’ deyince Kırcı da‘‘Bu insanın kimi var tabii ben savunacağım’’ cevabını verdi. Ayhan Akça ve Ziya Bandırmalıoğlu'nun çocuklarının sünnetine kirveleri Abdullah Çatlı'nın daveti üzerin katıldığını anlatan Haluk Kırcı, ‘‘Daveti üzerine gittim. Sünnet düğününe gitmek çete üyeliği ise ben bu çete üyeliğini yaptım’’ dedi. 1980 yılında ihtilal olduktan sonra askeri mahkemede ifade verdiğini söyleyen Kırcı, bir savcının eliyle tetik işareti yaparak, ‘‘Herkes çıkacak ama bunlar yatacaklar’’ dediğini söyledi. Kırcı, ‘‘Benim bunun için devletle birlikte hareket etmem mümkün değil’’ dedi. Kırcı, savunmasında vareste tutulmasını talep ederek, devletin kendilerini duruşmalara getiremediğini, kendi imkánlarıyla mahkemelere katıldıklarını söyledi. Yaşar Öz'ün ise ödeneksizlik nedeniyle duruşmaya getirilmediği öğrenildi. Mahkeme heyeti sanıkların ve avukatların savunmalarını hazırlamaları için duruşmayı erteledi.

115 sayfa

Yeter be başımız ağrıdı

Haluk Kırcı savunma yaparken sık sık sıkılarak müdahale eden Sami Hoştan, ‘‘Yeter artık başımız ağrıdı’’ dedi. Kırcı, kaza sırasında olay yerinde olmadığını ancak hastaneye gittiğini söylerken, Hoştan, ‘‘Sen 3 saat sonra geldin Haluk Kırcı, ben oradaydım’’ dedi. Mahkeme Başkanı Sedat Karagül, Kırcı'ya savunması uzun sürecekse ara vermeleri gerektiğini söyleyince ilginç diyaloglar gelişti.

Ali Fevzi Bir: Bizim Beyoğlu'nda mahkememiz var.

Başkan: Yarım saate kadar bitecekse devam edelim.

Sami Hoştan: Bitir artık.

Kırcı: Önemli, dinleyin.

Başkan: Tamam, ben kitabını da okuyacağım.

Kırcı: Memnun olurum efendim.

Kırcı: Hoştan'ı tanıyorum.

Hoştan: Benimle tanıştığında aranmıyordun.

Kırcı: Ben 1991 diyorum.

Saatine bakıp, Beyoğlu Adliyesi'nde görülecek Topal cinayeti davasına gideceklerini belirten Kırcı, konuşmasının sonunda savunmasını genişletip kitap haline getirceğini söyleyerek oturunca, Hoştan, ‘‘Oh be’’ dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!