Suriyeli Zennube

Güncelleme Tarihi:

Suriyeli Zennube
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 08, 2012 00:00

Suriye muhalefetinin İstanbul buluşmasında en dikkat çeken isimlerden biri de, rejim karşıtı hareketin karargahı Humus’un en köklü ailelerinden Atasilerin yeni nesil temsilcisi Farah Atasi'ydi. Rol modeli, Roma İmparatoruna karşı mücadelesiyle tarihe geçen Müslüman Palmira Kraliçesi Zenobia. Zaten Amerika'da ona 'Modern Zenobia' yani 'Çağdaş Zennube' diyorlar.

Haberin Devamı

Sadece 39 yaşında ama nefes alamadan bir çırpıda anlattığı son 12 yılı bile kendi içinde bir ömre bedel. DoÄŸma büyüme Humuslu. Bugün Suriye’deki rejim karşıtı hareketin adeta baÅŸkenti haline gelen Humus’un en meÅŸhur ailesinden. Atasilerin Suriye’nin son yüzyıldaki siyasi tarihine damga vuran ailelerden biri olduÄŸunu söylemek abartılı olmaz. Aile üç cumhurbaÅŸkanı, onlarca bakan, vali ve üst düzey devlet yetkilisi çıkarmış. Pek çok köklü Arap ailesinde olduÄŸu gibi çocuklarını Avrupa’da okutmak Atasiler’de de gelenek. Farah’ın babası Ferhan, Almanya’da tıp okuyor. Suriye’de Hafız Esad iktidara gelince de ülkesine dönmekten vazgeçiyor. Almanya’da bir yaÅŸam kuruyor. Ä°ki oÄŸlu da orada dünyaya geliyor. Ancak ne zaman ki eÅŸinin bir kız çocuÄŸuna hamile olduÄŸunu öğreniyor, Suriye’ye dönmeye karar veriyor. Farah tam bir Müslüman Arap kadını olarak yetiÅŸsin istiyor. Öyle de oluyor. Ta ki yüksek lisansını yaptığı Halep'te bir Avrupa BirliÄŸi projesinde çalışırken ABD'deki Georgetown Ãœniversitesi'nden kriz yönetimi konusunda bir burs teklifi alana kadar. Ailesinin çekincelerine aldırış etmeden atlıyor gidiyor. O günü anımsarken, "Daha uçak inmeden, Washington'ı havadan ilk gördüğümde hissetmiÅŸtim. Bu ÅŸehirde bir misyonum olacağını biliyordum" diyor.Â

Haberin Devamı

Lübnanlı bir mühendis olan kocasıyla da burada tanışıp evleniyor. Önce yeşil kart, ardından Amerikan vatandaşlığı alıyorlar. Kısa bir süre çalıştığı Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçiliği’ndeki görevi sayesinde Amerika'daki Arap ve Müslüman gruplar arasında neredeyse tanışmadığı kimse kalmıyor. Dağınık ve güçsüz bulduğu Arap diasporasını canlandırmak için bir şeyler yapma fikri bu süreçte doğuyor. Hafız Esad öldüğünde, kendisi gibi üç genç kadınla birlikte ufak bir düşünce merkezi kurmanın telaşında. O kadar uzaktayken bile Hafız’ın ölümü şok etkisi yapıyor: "Çocukluğumdan beri o hep vardı. 'Hafız ilelebet' diye beynimize kazımışlardı. 'Öldü' dediklerinde fark ettim ki sanki o hiç ölmeyecek sanıyormuşum."

KAPI ARKASINA MOBÄ°LYA YIÄžIYORUM

Haberin Devamı

Ailem Suriye’de devrim başladığında hala Humus’taydı. Ben Amerika’da televizyonlara çıkıp Suriye halkına isyana katılmaları için çağrı yaptıkça rejimin bana tepkisi öfkeye dönüştü. Beni kara listeye aldılar. Ölüm tehditleri almaya başladım. İki suikast girişiminden kurtuldum. Ailemi de tehdit etmeye başladılar o nedenle anne ve babamı sonbaharda Suriye’den çıkarttım. Korumayla gezmiyorum. Sonuçta kadere inanan bir insanım. Olacağı varsa olur. Ama yine de günlük hayatım radikal olarak değişti. Çocuklarımızı artık her yere biz götürüp getiriyoruz. Okul servisleri mazi oldu. Bilmediğim bir yerde kaldığımda hep tedirginim. Mesela İstanbul’a geldiğimden beri otel odasının kapısının arkasına masa sandalye ne mobilya varsa yığıyorum. 

Haberin Devamı

ESAD’IN ELÇİSİ OLMAYI REDDETTİM

Irak’ın işgalinden sonra Suriye üzerindeki uluslararası baskı artınca Esad yönetimi bana mesaj yolladı. Beni ülkenin imajının düzeltilmesine katkı yapmam için kamu diplomasisi özel temsilcisi, bir nevi büyükelçi atamak istediler. Reddettim. İnanmadığım şeyi yapamazdım. Ben ta o günlerden itibaren Arap uyanışının çok uzakta olmadığını savunuyordum. Bardağın taşması için tek bir damla gerekiyordu. Tunus’ta Bouazizi’nin kendini yakması o damla oldu.

TANIDIÄžIMIZ ÅžEYTAN TANIMADIÄžIMIZDAN Ä°YÄ°DÄ°R

Bugün Humus devrimin başkentiyse bizimki gibi büyük ailelerin tavrı bunda çok etkili. Çünkü bizler Halep ya da Şam’daki bilinen aileler gibi rejimle iş ilişkisi içine değildik. Rejim bu kartları bizleri bölmek için kullanıyor. Benim için aslında rejim çoktan bitti ve devrim başarılı oldu. Çünkü korku kalmadı artık halkta. Artık iş sadece Esad rejiminin aktörlerinin ülkeyi terk etmelerine kaldı. Sünni burjuvazinin çözülmeye başlaması önemli. Yavaş da olsa rejimi terk ediyorlar. Sünni burjuvazi yakın zamana kadar sessiz çoğunluktu, olup biteni sessizce seyrediyordu. Sahada aslında devrimi finanse eden onlar. Ama yine de rejime karşı çok net bir tavır almış değiller. Çünkü 'tanıdığımız şeytan tanımadığımızdan iyidir' gibi bir düşünceleri var. Henüz muhaliflere tam güvenmiyorlar. Ama katliam devam ettikçe artık sessiz kalamayacaklar. Zaten varlıklı ailelerin hepsi paralarını Avrupa’ya ve Körfez ülkelerine çıkarttı. Suriye içindeki ekonomik durum giderek kötüleşecek. Şu anda rejimin içinde olup da bırakıp bizim saflara geçmek isteyen önemli kimseler var. Onların ikna olabilmesi için şu anda Suriye’deki herkesi temsil edebilecek tek bir çatıya ihtiyaç var. 100 tane ayrı kafanın konuştuğu bir muhalif yapı olmaz. Onları gerçekten ikna etmek için rejimin gerçek bir alternatifi olduğunu kanıtlamamız lazım. Böylece devrime verdikleri sessiz destek açık bir desteğe dönecektir. Bu bütün denklemi değiştirir."

Haberin Devamı

PALMÄ°RA KRALİÇESÄ° ZENOBIA Ä°LHAM KAYNAÄžIÂ

Farah Atasi 12 yıl önce ufak bir araştırma merkezi olarak kurduğu ACT’ı üç yıl önce Washington’ın Georgetown muhitinde ünlü M Caddesi’nin üzerinde bir Arap kültür merkezine dönüştürdü. İçine de bir kafe açtı. Kafeye üçüncü yüzyılda Suriye coğrafyasında hüküm süren Palmira İmparatorluğu’nun Kraliçesi Zenobia’nın adını verdi. Hem rol modeli olduğu için, hem de Ortadoğu’ya dair şehir efsanelerinden ötesini pek bilmeyen Amerikalılar tarihte savaşçı Müslüman kadınlar olduğunu da öğrensin diye. Suriye halkının inanışına göre Roma İmparatorluğu’nun kontrolündeki ticaret yollarını Palmira’ya katarak Aurelian’ın gazabına uğrayan Zenobia Roma ordularına teslim olmadı. Esir düşmek yerine zehir içip intihar etti.

Haberin Devamı

Bir fincan kahve karşılığında Arap kültürüne dair binlerce orijinal kaynağa ev sahipliği yapan Zenobia, kısa sürede önemli bir turistik nokta haline gelmiş. Paneller, sempozyumlar düzenleniyor. Küçük gruplara Arapça dersi veriliyor. ABD’nin zincir kitapçısı Barnes and Noble’dan ilham alan Farah Atasi, Washington’daki kazandıkları popülariteden cesaretle başka şehirlerde de Zenobia şubeleri açmayı gündemine almış bile. Kafenin müdavimlerinin kendisine 'Çağdaş Zenobia' ismini yakıştırdığını da gururlanarak anlatıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!