Sultanahmet'i tanıyamadım

Güncelleme Tarihi:

Sultanahmeti tanıyamadım
Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 2003 00:00

İSTANBUL'un güzelliklerini yşmak için gecen cuma akşamı ailemle gittiğim Sultanahmet'te yaşadıklarım karşısında hayretler içinde kaldım.Babıali'den Sultanahmet'e aracımla 45 dakika çıkınca önümüz otopark mafyasınca yönlendirilmiş küçük çocukların 'en yakın otopark' haykırışlarıyla kesildi.Meydanda gördüklerime inanamadım, orada tam bir tarih ihaneti yaşanıyordu. O meşhur meydan 3-5 çıkarcının yüzünden, rezil, sefil, korumasız bir durumdaydı. Tam bir keşmekeş; kurulan derme çatma barakalarda vergisiz ve denetimsiz ve de hijyenden yoksun satışlar yapılıyor, kimin ne yaptığı belli değil. ‘Dönere gel’, ‘Sucuğa gel’ sesleri Mavi Cami'den gelen ahenkli Kur'an sesini bastırıyordu. AB'ye girmek isteyen Türkiye'nin en gözde mekanındaki bu çirkin görüntüler karşısında irkildim.Dikilitaş çevresinde kurulmuş lunapark tam bir rezalet, görmeniz gerekiyor. Sultanahmet ne hale getirilmiş!.. İnanılmaz bir rant ve çıkar kokusu aldım. Barakaların bazılarında Eminönü Belediye Başkanı Lütfü Kibiroğlu'nun -SP Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu yazılıyor.Y.B.- resimleri vardı. Bu rezalete ortak olduğu için kendilerine teşekkür ediyorlardı. Çok yazık çok... Halit KÜÇÜKALİ-İSTANBULInternetle uyandılar‘POLİSİN, PKK sonrası Hizbullah'a yönelik tasfiyesini takiben alt kadrolar açıkta kalmış ve örgütlenmeye yönelik beklenti suresini uykuda geçirmişlerdir.Bu kadrolar lise düzeyinde, örgütlü-eğitimli ve internet kullanmya yatkın çok genç kişilerden oluşmktadır. Polisin, Hizbullah'ın üst kadrolarını tavsiye etmesinden sonra yerel düzeyde örgütlü bu kişiler 'İkizkule' saldırısının da etkisiyle El Kaide'ye sempati duymuş ve onlarla ilişkiye geçmiştir. El Kaide içerisinde etkin ve söz sahibi olmak amacıyla El Kaide ile koordineli söz konusu 4 eylemi gerçekleştirmiştir. Uzun süren El Kaide ilişkisi kurulması süreci ve icazetin çıkması ile artık mevcut Hizbullah nüveleri El Kaide merkezli örgütlenmeye gitmektedirler. Örgütün en yoğun bulunduğu illerin başında Bingöl gelmektedir. Söz konusu birim Türkiye sathında kitapevleri ve internet cafeleri aracılığıyla örgütlenmekte ve dış dünya ile temas kurmaktadır.’’Bir e-mail grubundan gelen bu bilgiler şaşırtıcı değil mi?Çelik’in ‘ant’ açıklattırmasıMİLLİ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, kendisine yönelik eleştirileri, 'Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı' imzasıyla gönderttiği açıklamalarla yanıtlatıyor. Ancak gönderdiği yazıda imza ve isim yok. Peki Talim ve Terbiye Kurulu'nun Başkanı Ziya Selçuk imzasını neden attırtmıyor? Gelen açıklamada şöyle deniliyor:‘‘'Bakan Çelik'in amacı nedir?' (19.11.2003) başlıklı yazınızda ‘Bir Alman, bir İngiliz, bir Fransız her sabah Türküm, doğruyum, çalışkanım, demek zorunda mı?' şeklindeki Sayın Bakan'a ait sözler tamamen çarpıtılarak yorumlanmıştır.Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi ve özel bütün kurumlarında Eylül 2003 tarih ve 2552 sayılı Tebliğler Dergisi'nde yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 12. maddesine göre, her gün derslere başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde öğrenci andı söylenmektedir. Aynı maddenin son fıkrasında ‘Yabancı uyruklu öğrencilerin andını söyleme zorunluluğu yoktur' denilmektedir.Sayın Bakan'ın öğrenci andı ile ilgili söyledikleri tamamen bu yönetmelik çerçevesindedir. Yabancı uyruklu öğrenci velilerinin ilettikleri çok sayıda dilekçe böyle bir değişikliği zorunlu kılmıştır. Ülkemizde bulunan yabancıların bu andı söylememelerinden daha doğal bir şey olamaz. Hangi mantıkla yabancı uyrukluların bu andı söylemelerinin savunulduğunu anlamak mümkün değildir.Gazetecilik, mevcut verileri somut ve objektif biçimde yansıtmaktır. Kendi ürettiği senaryoyu başkasına mal ederek muhatabın söylemediğini hatta aklının köşesinden bile geçmeyen şeyleri ona aitmiş gibi göstermek, gerçeği çarpıtan düşünceler üretmek gazetecilik olamaz. Olsa olsa iyi niyet mahsulü olmayan zorlama bir yakıştırmadır. Sizin bu yazınız, Napolyon'un ‘Bana yorumlanması mümkün olmayan bir kelime getirin, onu yorumlayarak sizi idam edeyim' demesini hatırlatıyor.ATATÜRKÇÜ BAKANTürkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilkeleri, hedefi, vizyonu büyük Atatürk tarafından çizilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı gibi büyük sorumluluk gerektiren bir makamda olan Sayın Bakan ve Milli Eğitim mensupları bu vizyon doğrultusunda cumhuriyetimizi yüceltmek ve çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne sözle değil icraatla çıkarmak için büyük bir gayret içerisindedirler. Oraya konulan performansı, meydana gelen olumlu gelişmeleri çekemeyenlerin bazı ortak paydalarımızı istismar ederek birtakım gayretlerin içinde olmaları, elbette kamu vicdanında çok iyi değerlendirilmektedir.Bu düşünceler içerisinde, gazetecilikte objektif olmanın etik bir zaruret olduğunu hatırlatır, bu vesileyle çalışmalarınızda başarılar dileriz.’’Bakan Çelik hem anlamsız bir şekilde tartışmayı başlatıyor, sonra tevil yoluna sapıyor; ardından da açıklama yapıyor. Biz de inanıyoruz!Aile mahkemeleriYENİ çıkarılan bir kanunla, boşanma, velayet, nafaka gibi davalara bakmak üzere aile mahkemeleri kurulmuş bulunmaktadır. Ancak, halen Asliye Hukuk Mahkemeleri'nde görülen bu neviden bütün davaların tamamının yeni kurulan, kısıtlı sayıdaki aile mahkemelerine devredilmesi üzerine, büyük bir kargaşa yaşandığı, davaların uzamasına sebebiyet verildiği gibi, halen de duruşmalar 6 ay sonrasına atılmaktadır. Örneğin, Ankara'da 32. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülen işbu davalar, yeni kurulan 7 adet Aile Mahkemesi'ne devredildiği cihetle bu gecikmelere sebebiyet verilmiştir.Halbuki, yasaya eklenecek bir hükümle ‘‘Halen görülmekte olan davaların mahkemesinde, ancak yeni açılacak davaların Aile Mahkemesi'nde görülmesi’’ öngörülseydi veya yeterli sayıda Aile Mahkemesi kurulsaydı, bu durum ortaya çıkmazdı. Dolayısıyla, bu mahkemelerde davası olan, binlerce kişi ile Avukatlar ve Yargıçlar mağdur olmazlar; ‘adalet' gecikmezdi. Bundan sonrası için tek çıkar yol, aile mahkemelerinin sayısını çoğaltmak veya geçici bir hükümle, davaları eski mahkemelerine iade edip, yeni açılacak davaları bu mahkemelere vermektir.Av. M. Nadi ÜNALBiliyor musunuz?BAYRAM tatilinde KKTC'ye THY'nin (iki sefer) 325; KTHY'nin de (4+2=6 sefer) 183 dolara yolcu taşıdığını, kumar turuna gidenleri Sibel Can, Nilüfer, Serdar Ortaç, Selma Güneri ve Nadide Sultan'ın eğlendireceklerini...Biliyor musunuz?DANIŞTAY'ın, Mersin'nden merkeze atanan Akif Tığ içi yürütmeyi durdurma kararı verdiğini...ŞİŞLİ Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün Amerikan Hastanesi'nde minisküs ameliyatı geçirdiğini...MESAJ C-4 patlayıcı dendi, gübreye dönüştü patlayıcılar. Saldırıyı El Kaide mi, Hizbullah mı, TC merkezli taşeronlar mı yaptı? Hep kafalar karıştırıldı. Bu işin dibine inecek bir cesur yürek yok mu bu memlekette. Ne hale getirildi, Ulu Önder'in bize emaneti cumhuriyetimiz!Haluk ARGUNSÜLEYMAN Demirel'e kızardım ama en azından bu gibi olaylarda halkı moralman düzeltirdi; olay yerine gidip inceleme yapar, devletin var olduğunu hissettirirdi. Cumhurbaşkanı Sezer ise halkın en önemli, en acılı günlerine yok. Cumhurbaşkanı, yapması gereken yorumları bile başdanışmanına yaptırıyor? Cumhurbaşkanı'nı arıyoruz?N.TANZAGÜNÜN SÖZÜ‘‘İslamcı terör vardır; kimse bunu perdelemeye kalkmasın.’’(SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!