Süleyman Demirel 36 yıldır başrolde

Güncelleme Tarihi:

Süleyman Demirel 36 yıldır başrolde
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2000 00:00

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı tartışmaları dünkü oylamayla son buldu...

CUMHURBAŞKANI Süleyman Demirel, geçimlerini çiftçilik yaparak sağlayan Yahya ve Ümmühan çiftinin ilk çocuğu olarak, 1 Kasım 1924'de Isparta İslamköy'de doğdu. İlk ve ortaokulu Isparta'da, liseyi ise Afyon'da bitirdi.

Yoksul bir çocukluk dönemi geçiren Demirel'in, Türk siyasi tarihine özellikle muhaliflerinin söylemiyle ‘‘Çoban Sülü’’ olarak geçmesi de işte bu öğrencilik yıllarında, zaman zaman akrabalarının hayvanlarını otlatmasından kaynaklandı.

1941 yılında liseden mezun olan Demirel, üniversite öğrenimi için İstanbul'a hareketinden önce, 45 yıllık hayat arkadaşı, İslamköy'deki evlerinin kapı komşusu Nazmiye Şener ile nişanlandı. Demirel çiftinin evliliği ise 8 yıllık nişanlılık döneminin ardından gerçekleşti. İTÜ'nün önce Makine Fakültesi'ne kaydını yaptıran Demirel, daha sonra bu bölümü sevmedi ve İnşaat Fakültesi'ne geçti. Oradan da, 1949 yılında, su konusunda uzmanlaşmış bir İnşaat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. Diplomasını alır almaz, Elektrik İşleri Etüd İdaresi'nde ‘‘Yüksek Mühendis’’ olarak memuriyete başlayan Demirel, aynı yıl devlet tarafından ‘‘Sulama ve elektrifikasyon’’ konularında araştırma yapmak üzere, iki yıllığına ABD'nin ‘‘Bureau of Reclamation’’ kuruluşuna gönderildi.

Demirel, dört yıl sonra bir kez daha Amerika'ya uçtu. Bu kez bir yıllığına, ‘‘Eisenhower Exchange Fellow Ship’’ bursiyeri olarak ABD'ye giden Demirel, bu ülkedeki çeşitli özel kurumlarla, Eyalet ve Federal devletin kurumlarında araştırmalar yaparak, bu ülkedeki sistemi yakından tanıdı. 1955 yılında Türkiye'ye dönüşünde, bu kez DSİ'de, o tarihlerde yeni kurulan Barajlar Dairesi'nde göreve başladı. Bu dairenin başkanlığını yapan Demirel, aynı yıl, kendisini makamında ziyaret eden DP'li Bayındırlık ve İskan Bakanı Kemal Zeytinoğlu'ndan, henüz 31 yaşında DSİ Genel Müdürlüğü görevine getirildiği müjdesini aldı. Bu görevi, eşiyle birlikte gittiği İspanya'da öğrendiği 27 Mayıs askeri müdahalesine değin de sürdü. Demirel, kendisini sembolleştiren ‘‘Barajlar Kralı’’ adını da, işte bu görevinden ötürü aldı.

KIŞLADA BİR GENEL MÜDÜR

Askeri müdahalede 36 yaşında olan Demirel'in, askerlik görevini henüz yapmadığı ortaya çıktı. Dönemin Başbakanı Menderes'in talimatıyla o tarihe kadar askerliği tecil edilen Demirel, önce ‘‘asker kaçağı’’ olduğu gerekçesiyle askeri mahkemeye verildi, beraat ettikten sonra, yedek subay olarak silah altına alındı. Askerlik görevini DPT'de yapan Demirel, ‘‘teğmen’’ rütbesiyle terhis olduktan sonra, kendisinin müteahhitlik-müşavirlik firmasında çalıştı, ayrıca ODTÜ Mühendislik Fakültesi'nde öğretim üyeliği yaptı.

AP'nin 1962'deki ilk büyük kongresinden, oy patlaması yapıp, GİK üyesi ve Teşkilat Başkanı olarak çıkarak aktif siyasete ilk adımını atan Demirel, bir yıl sonra bu görevinden ayrıldı ve yeniden firmasının başına geçti. Demirel'in siyasete ikinci ve kalıcı dönüşü ise AP'nin 1964'de, Genel Başkan Ragıp Gümüşpala'nın ani ölümü üzerine toplanan İkinci Büyük Kongre'si ile oldu. Son anda ortaya çıkmasına karşın, rakiplerine fark yaparak Genel Başkanlık koltuğuna oturan Demirel, AP'nin kapatıldığı tarihe kadar geçen sürede yapılan yedi büyük kongresinde de aynı başarıyı gösterdi.

KABİNEYE İLK ADIM

Genel Başkan olduktan bir yıl sonra, İsmet İnönü başkanlığındaki koalisyon hükümetini istifaya zorlayarak, AP'ye hükümet kurma şansını yakalatan, Türkiye'nin en uzun süre Başbakanlık yapan politikacısı Demirel, kabineye ilk adımını da bu şekilde attı. 1965 yılı Şubat ve Ekim ayları arasında görev yapan AP-YTP-CKMP ve MP koalisyon hükümetinin başına, Suat Hayri Ürgüplü getirilirken, o tarihte henüz milletvekili olmayan Demirel de, parlamento dışından Başbakan Yardımcısı olarak, kabineye ilk kez adım attı. Aynı yıl memleketi Isparta'dan milletvekili seçilen Demirel, Ekim ayında Başbakanlık koltuğuna oturdu ve 12 Mart 1971'deki askeri müdahaleye kadar da bu görevi aralıksız olarak sürdürdü. Askeri müdahaleyle görevinden uzaklaştırılan Demirel için muhalefet yılları da böylece başlamış oldu. 1975 yılına kadar muhalefette kalan Demirel, bu kez Türk siyaset tarihine, ‘‘Milliyetçi Cephe’’ adıyla geçen koalisyon hükümetlerinin mimarlığını yaparak, yeniden Başbakanlık koltuğuna oturdu. 1975-77 yılları arasında AP-CGP-MHP ve MSP, 1977-78 yılları arasında da AP-MHP ve MSP koalisyon hükümetlerinin başında bulunan Demirel, bu koltuğu bir süre MSP ile koalisyon yapan CHP lideri Bülent Ecevit'e kaptırdıktan sonra, 1979'da yeniden aynı üçlünün oluşturduğu koalisyon hükümetiyle Başbakan oldu.

Yarın aktif siyasi mücadelesi hala sürüyor.

Kırat'ın yaratıcısı

Kendisi gibi sembolleşen ‘‘Kırat’’ ambleminin yaratıcısı da Demirel. Anılarında bunu, 1965 seçimlerinde birleşik oy pusulası zorunluluğu getirilmesine bağlıyor. Fikir, halkın, Anadolu insanının ‘‘Demokrat'‘‘Demirkırat’’ olarak tanımlamasından doğuyor. Ardından AP'nin, ‘‘sayfaları açılmış bir kitap ve ardından doğan güneş’’ ambleminin değiştirilmesi için İçişleri Bakanlığı'na başvuruldu. Ancak yapılan başvuru, ‘‘Kırat’’ amblemini, Prof. Fuat Köprülü'nün Memleketçi Partisi kullandığı için geri çevrildi. Bunun üzerine Demirel, Köprülü'yü hasta yatağında ziyaret edip, izin istedi. Köprülü, bu isteği anlayışla karşılayınca, yeniden başvuruldu ve ‘‘Kırat’’ amblemi AP adına tesçil ettirildi.

Demirel Başbakan, babası Belediye Başkanı

Demirel ailesinin siyasetle tanışıklığı, Süleyman Demirel'in siyaset sahnesine çıkışından daha önceye dayanıyor. 1955'de İslamköy Belediye Başkanı olan babası Yahya Demirel (Paşa Dayı), bu görevi iki yıl sonra dünürü, Nazmiye Hanım'ın babası Mesut Şener'e devretti. Şener de aynı görevi, bu kez 1963'de yine Yahya Demirel'e teslim etti. Demirel, siyasete ikinci dönüşünü yapıp, AP'nin Genel Başkanı, daha sonra da Başbakan olduğunda, babası da İslamköy'de Belediye Başkanlığı görevinde bulunuyordu. Yahya Demirel'in Belediye Başkanlığı 1968 yılına kadar sürdü. Ancak, Demirel ailesi bu görevi bir başkasına kaptırmadı. Belediye Başkanlığı'nı, Yahya Demirel'den bu kez kayınbiraderi Rıza Güneş devraldı.

Oylama öncesi son sözleri

Çiçek ve tavuklarla uğraşmam

CUMHURBAŞKANI Süleyman Demirel yaklaşık 10 gün önce, Güniz Sokak'a döndüğü takdirde ne yapacağını Hürriyet'e şu sözlerle özetlemişti:

‘‘Herhalde bahçede çiçek sulayıp, kümesteki tavuklarla uğraşmayacağım. Ben yapacak bir şey bulurum, kimse merak etmesin..’’

Bu mesajın siyasi kulislerdeki yorumu, Demirel'in ‘hiçbir koşulda siyasetten elini eteğini çekmeyeceği’ şeklinde olmuştu.

Demirel bu açıklamasından 4 gün önce Hürriyet'in bayram ilavesinde yayınlanan söyleşide de, kriz durumlarındaki ‘ruh haleti’ ile ilgili çok önemli ipuçları vermişti:

‘‘Hadiselerin bir kısmı sizi sevindirir, bir kısmı üzer. O üzüntüye dayanabilmeniz lazımdır. Dayanamazsanız çalışamazsınız. Bunlara bakış tarzım sabırla olur. Alınacak tedbir yoksa, ‘Bu da geçer unutma' derim. Her sabah kendi şartlarıyla gelir. Hiç ummadığınız zamanda başınıza iş gelir, ki geçmişte oldu. Biz ona metanetle dayandık. Dedik ki; ‘Felek her lütfunu bir vakit için saklar'. Bazen lodos, bazen poyraz..’’

Yasemin Boran'ın Akrep burcundan Demirel ile ‘astrolojik bağlamda' yaptığı bu söyleşide Cumhurbaşkanı, ‘kendini akıntıya, poyraza' bırakmayacağını da vurguluyor. ‘‘Hiçbir şeye bırakmam kendimi’’ diyen Demirel'in burcunun iki temel özelliği, astroloji kitaplarında şöyle özetleniyor:

Hedeflerine ne pahasına olursa olsun ulaşma azmi ve iradesi vardır.

Dünya yıkılsa bile yine de ayakta kalma kuvvetini bulur.

Demirel önceki gün de Hürriyet'e Anayasa değişikliği konusundaki gelişmelerle ilgili ‘‘Canları sağolsun’’ demişti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!