Suçun kara yılları

Güncelleme Tarihi:

Suçun kara yılları
Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2000 00:00

Haberin Devamı

Normal seyreden grafik 1993 ve 1996 'da katlanarak yükseliyor.

Türkiye, yeni binyıla kabarık bir suç dosyasıyla giriyor. Hem de asayişten uyuşturucuya, silahtan çetelere kadar her alanda. Suçların yıllara göre dağılımında her yıl öncekini aratmasa da iki yıl var ki, diğerlerine rahmet okutur cinsten: 1993 ve 1996. İşte iki karanlık yılın şeceresii. Siyasi ve toplumsal olaylarla fotoğrafı.

1993 ve 1996. Birbirinden kötü olaylarla hatırladığımız iki yıl. Uğur Mumcu ve Özdemir Sabancı suikasti, Sivas katliamı, Susurluk kazası, Bingöl'de 33 erin öldürülmesi ve Hantape'de katledilen dört öğretmen. Bunlar sedece ilk bakışta akla gelen olaylar. Oysa bu iki yılın bir başka özelliği daha var. O da Türkiye'nin gittikçe kabaran suç dosyasında önemli bir kilometre taşı olmaları. Neden mi? Çünkü ülkenin suç grafiği incelendiğinde toplam suçun bu iki yılda birdenbire iki kata varan bir artışla sıçrama yaptığı görülüyor. Önce 1993'te ardından da 1996'da. Hem de oto hırsızlığından faili meçhule, kız kaçırmaktan yaralamaya, siyasi cinayetlerden sarkıntılığa, terörden dolandırıcılığa kadar.

UĞURSUZ YILLAR

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 1988'den itibaren suç istatistikleri incelendiğinde ilk önce 1993'te garip bir durum görülüyor. Bu yıla kadar asayiş suçları başta olmak üzere bütün suçlarda grafik makul bir seyir izliyor. Ama 1993'e gelindiğinde suç sayısı iki kat artıyor. Üstelik bütün suçlarda.

Bu arada hemen hatırlatalım 1993 aynı zamanda Cumhuriyet tarihinde en yüksek dış borcun ortaya çıktığı yıl olma başarısına sahip. 1988'de 41 milyar dolar olan dış borç, 1993'de 67 milyar dolar. Ayrıca bu yıla kadar işçi ve memur ücretlerinde sıkı para politikası uygulanması nedeniyle sendikal eylemler de 1993'te tırmanıyor. Enflasyon ise ciddi bir yükselmeyle tüketici fiyatlarında yüzde 66 olarak gerçekleşiyor. Yine 1993'e damgasını vuran olaylardan biri de Şırnak'taki olaylar sonucu, halkın bölgeyi terk etmeye çalışması. Bölge dışına çıkmasına izin verilmeyen halk, yaklaşık iki hafta süreyle açık arazide yaşamak zorunda kalmıştı.

Olaylı ve hareketli 1993'ün ardından 1994 ve 1995'te suç oranlarında bir durgunluk göze çarpıyor. Her ne kadar 1994, 5 Nisan ekonomik kararları ve Özelleştirme Yasası'nın devreye girmesiyle ekonomik gerekçeli toplumsal olaylar birbirini izlese de Türkiye 1993'e göre son derece sakin iki yıl geçiriyor. Ve geliyoruz tıpkı 1993'teki gibi bir başka kara yıla.

İLK BÜYÜTEÇ ASAYİŞE

Tablonun incelenmesi gereken ilk başlığı asayiş suçları. İşte bu iki kara yılın asayiş suçlarına rakamlarla yansıması: 1994'te toplam asayiş suçu 107 bin 191 iken, 1993'te bu sayı yaklaşık iki kat yükseliyor ve 185 bin 487'ye ulaşıyor. 1996'ya gelindiğinde suç bir sıçrama daha yapıyor ve yüzde 50'lik artış yaşanıyor. 1997 ve 1998'de ise asayiş suçu düşme eğilimine giriyor.

Peki suç hızla tırmanırken polis ne yapıyor? Garip bir tesadüfle polis de olayları bu iki yılda en düşük seviyede aydınlatıyor. Mesela polis 1990'da her 100 olaydan 83'ünü aydınlatırken bu oran 1993'te pat diye yüzde 73'e düşüyor. 1996'da ise ikinci önemli düşüş yaşanıyor ve çözüm oranı yüzde 66'ya iniyor.

YENİ İLLER DÜMEN SUYUNDA

Bu iki yılın suç sayısında yaptığı fırlama yalnız ülke genelinde değil. Mesela Çankırı'da 1993 ve 1996'da yaşanan artış oranı bir önceki yıllara oranla yüzde 140. Hakkari'de yüzde 123, Iğdır'da yüzde 70, Bingöl'de yüzde 72, Kilis'te yüzde 82, Aksaray'da yüzde 79, Şırnak'ta yüzde 76 ve İstanbul'da yüzde 74. Burada dikkat çeken nokta ise, toplam suçun yüzde 40'ını elinde tutan İstanbul'un dışında bu iki yıldan en çok yeni illerin etkilenmesi. Ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü de tuhaflığın farkında. 1996'nın Asayiş Raporu'nda şöyle deniyor: ‘‘1988'den 1992'ye kadar asayiş olayları incelendiğinde suçun aynı seviyede seyrettiği 1993 yılından itibaren yükselme trendine girdiği görülmektedir.’’ Rapor artış nedenini ise 1993'te yürürlüğe giren ve CMUK'ta değişiklik yapan 3842 Sayılı Kanuna bağlıyor.

Bu arada genel görünüm açısından CMUK dışında şu küçük ayrıntıları da ekleyelim: 1996'da tüketici fiyatlarında enflasyon yüzde 79.8. Sadece bir yıl içinde ANAP, DYP ve FP'nin çeşitli varyasyonlarından üç hükümet kuruldu ve bozuldu. Yine 1996'ya damgasını vuran olaylardan biri de Hakkari'de yaşlı, genç pekçok kişinin açlık nedeniyle resmi daire lojmanlarının çöplüğünde yiyecek aramaları oldu.

UYUŞTURUCU VE KAÇAKÇILIK

Uyuşturucuda da durum aynı. Hatta Narkotik polisin uyuşturucuda önemli bir veri kabul ettiği aşırı dozda eroinden ölümlerde bile: 1987'de eroinden ölenlerin sayısı yalnızca iki. Bu sayı 1992'de 11, 1993'te ise tam üç kat artışla 27. 1994 ve 1995'deki düşüşe rağmen 1996'da eroinden ölüm sayısı yeniden tırmanışta ve yıl 36 ölümle kapandı.

Hemen belirtelim, bu rakam Avrupa ortalamasının da üstünde. Hatta daha ilginci eroin kullanımından ölenlerin ve kullanıcıların sayısı artarken 20 yaş altındaki gençlerin tedavi için en az başvurduğu yıllar, yine bu iki yıl. Raporlarda yer alamasa bile 1993 başından itibaren Türkiye'de özellikle de İstanbul'da eroinin fiyatında büyük bir düşüş yaşandığı ise herkesin bildiği bir gerçekti. Hatta bu fiyat düşüşü, Türkiye'nin sadece uyuşturucu trafiğinde önemli bir nokta olmasının dışında pazar olarak da kullanılmasının bir adımı olarak yorumlanıyordu.

Radyoaktif madde kaçakçılığında bile farklı bir manzara yok. Nasıl mı? Kaçakçılık sayısı ve yakalanan sanık açısından 1992 ve 1993 yılları arasında yaşanan artış oranı tam beş kat. 1995-1996'da ise artış iki buçuk kat.

Bu listeyi cinayet, hırsızlık, darp, adam kaçırma, silah kanununa muhalefet gibi asayiş suçlarının tüm alanları gibi tek kurşunla adam öldürme, kaçakçılık gibi diğer organizasyon isteyen alanlara da yayarak uzatmak mümkün. Genel tablo asla değişmiyor. Türkiye'nin son yüzyılından 1993 ve 1996 yılları sabıkalı.

1993'ün hükümetleri

Süleyman Demirel-Erdal İnönü

Adalet Bakanı: Seyfi Oktay

İçişleri Bakanı: İsmet Sezgin

Tansu Çiller-Erdal İnönü

Adalet Bakanı: Seyfi Oktay

İçişleri Bakanı: İsmet Sezgin

Tansu Çiller-Murat Karayalçın

Adalet Bakanı: Mehmet Moğoltay

İçişleri Bakanı: İsmet Sezgin

Emniyet Genel Müdürü: Mehmet Ağar

1996'NIN hükümetleri

Tansu Çiller-Deniz Baykal

Adalet Bakanı: Firuz Çilingiroğlu

İçişleri Bakanı: Teoman Ünüsan

Mesut Yılmaz-Tansu Çiller

Adalet Bakanı: Mehmet Ağar

İçişleri Bakanı: Ülkü Güney

Necmettin Erbakan-Tansu Çiller

Adalet Bakanı: Şevket Kazan

İçişleri Bakanı: Mehmet Ağar

Emniyet Genel Müdürü: Alaattin Yüksel

TOPLUMU DA YARALAYAN YILLAR

1993 ve 1996 yıllarının arşivlerdeki kalıntıları da toplumun belleğinde derin yara açmış olaylarla dolu.

1993

6 Ocak: Akdeniz'de Lucky-S gemisi ele geçirildi. Önce 15 ton olduğu söylenen eroinin sonra yalnızca 3.5 ton olduğu açıklandı.

24 Ocak: Gazeteci-yazar Uğur Mumcu öldürüldü.

28 Ocak: İşadamı Jak Kamhi'ye suikast girişimi.

17 Şubat: Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in uçağı düştü ve öldü.

6 Mart: Dev-Sol'un liderlerinden Bedri Yağan'ın aralarında bulunduğu beş kişi polis baskınında öldürüldü.

8 Nisan: İLKSAN (İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma Sandığı) Skandalı.

24 Mayıs: Bingöl-Elazığ yolunda birliklerine giden 33 er ve 7 sivil öldürüldü.

14 Haziran: Kars'ın Digor ilçesinde PKK lehine gösteri yapmak için toplanan dört bin kişinin üstüne ateş açıldı ve 9 kişi öldü.

2 Temmuz: Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenliği'ne katılanlardan 37 kişi, aşırı dincilerin Madımak Oteli'ni ateşe vermesiyle öldürüldü.

6 Temmuz: Erzincan'ın Kemaliye ilçesi Başbağlar Köyü'nü basan PKK, 28 kişiyi öldürdü.

14 Temmuz: HEP kapatıldı.

13 Ağustos: Perpa'ya polis baskını, 6 kişi öldürüldü.

19 Ağustos: İSKİ Skandalı'nın kahramanı Ergün Göknel tutuklandı.

4 Eylül: DEP Milletvekili Mehmet Sincar, Batman'da öldürüldü.

22 Ekim: PKK Lice'yi bastı. Olay yerine giden Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, bölüğünün bahçesinde öldürüldü.

1996

9 Ocak: Ümraniye E Tipi Cezaevi'ndeki olaylarda ölenlerin cenazesini izleyen Gazeteci Metin Göktepe gözaltında öldürüldü.

9 Ocak: Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, Toyota-Sa Genel Müdürü Haluk Görgün ve Sekreter Nilgün Hasefe öldürüldü.

16 Ocak: Avrasya Feribotu Çeçen militanlar tarafından kaçırıldı.

16 Ocak: Şırnak Güçlükonak'ta bir minübüs kurşunlandı ve içindeki 11 kişi yakılarak öldürüldü.

25 Mart: DEP kapatıldı.

1 Mayıs: Kadıköy'deki 1 Mayıs kutlamasında üç kişi öldü.

6 Mayıs: Adalet Bakanı Ağar'ın tutuklu ve hükümlülerin haklarını kısıtlayan Mayıs genelgesinden sonra ölüm oruçları başladı ve 12 kişi öldü.

13 Mayıs: Tansu Çiller'in örtülü ödenekten Selçuk Parsadan'a 5.5 milyar lira verdiği iddia edildi.

14 Mayıs: Alibeyköy'de İrfan Ağdaş, polisin açtığı ateş sonucu öldü.

17 Haziran: Sedat Bucak'ın hasmı olan Söylemezler Çetesi'nden 26 kişi gözaltına alındı.

28 Temmuz: Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfü Topal öldürüldü.

28 Ağustos: Alaattin Çakıcı'nın eski adamı Tevfik Ağansoy öldürüldü.

24 Eylül: Diyarbakır Cezaevin'de 12 tutuklunun demir çubuklarla dövülerek öldürüldüğü iddia edildi.

26 Eylül: Hakkari Özel Harekat'ta görevli dört polis ve altı köy korucusunun oluşturduğu Yüksekova Çetesi üyeleri gözaltına alındı.

1 Ekim: Diyarbakır'ın Hantepe Köyü'nde dört öğretmen öldürüldü.

3 Kasım: Susurluk kazası.

Uğur Mumcu suikasti (üstte solda). Gazeteci Metin Göktepe sorguda öldürüldü (üstte). Avrasya Feribotu Çeçen militanlar tarafından kaçırıldı (sağda).

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!