Sübyancı olma hakkını savundu

Güncelleme Tarihi:

Sübyancı olma hakkını savundu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 10, 2002 01:52

Dünkü köşe yazısında, ‘‘sübyancı olma hakkını savunuyorum’’ diyen Gülay Göktürk’ü arayıp görüşlerini sorduk. Göktürk, ‘‘Sübyancılık bir duygu, belki de fikirdir ama cinsel taciz bir eylemdir. Duygularından dolayı bu insan suçlanamaz. Eylemden dolayı suçlanır. Fikir özgürlüğü konusunda da hep aynı şeyleri söylemiyor muyuz? ‘Bölücülük bir fikirdir terörizm eylemdir'. Biz fikir özgürlüğünü savunanlar, ‘fikir şiddet içeren bir eyleme dönüşmedikçe suç değildir' diyoruz.’’ dedi.

Gülay Göktürk, ‘‘Bizim tepkimiz çocuk bedeninin kullanılmasına mı, yoksa çocuk bedeninin arzulanmasına mı duyulan tepki? Ben arzunun lanetlenmesine tepki duyuyorum’’ dedi. Göktürk, çocuk pornosunun internette çok yaygın olduğunu hatırlatarak, ‘‘Kamu alanında konuşan ve çocuk pornografisini lanetleyen 10 milyonlarca erkek, gece 12'de ev halkı yattıktan sonra internette çocuk pornosu seyrediyor. Yani dünyada büyük ve yaygın bir ikiyüzlülük sürüyor’’ diye konuştu.

İnsanların bir çok isteklerini bastırdığını savunan Göktürk, şöyle devam etti: ‘‘Bazılarının canı başkasının karısını da çekiyor ama kendini tutuyor. O, insanların oto-kontrolüne kalmış. Zaten çocuk pornosunu yasaklayarak çocukları yönelik cinsel tacizi önleyemediğiniz ortada değil mi? Sübyancılık internetin olmadığı çağlarda da var. Sübyancılık bir duygu, belki de fikirdir. Ama cinsel taciz bir eylemdir.’’

Sabah Gazetesi yazarı Gülay Göktürk, dünkü yazısında çocuk pornosu konusundaki görüşlerini açıklarken, ‘‘Ben arzunun bu lanetlenişini haklı bulmuyorum. Yani, insanların çocuklara zarar vermedikleri sürece ‘sübyancı olma hakkı'nı savunuyorum ’’ dedi.


Göktürk ne yazdı

Bursa'daki tacizci öğretmen haberi ile çocuk pornosu tartışması bir kez daha gündeme geldi.

Bundan epey önce bir dergi yöneticisi bana çocuk pornosunun yasaklanmasına karşı olup olmadığımı sorduğunda, ‘evet' ya da ‘hayır' demekte zorlanmış ve uzun uzun anlatmıştım.

Ben, arzunun bu lanetlenişini haklı bulmuyorum. Yani, insanların çocuklara zarar vermedikleri sürece ‘sübyancı olma hakkı'nı savunuyorum.

Ama çocuk pornosu içeren filmleri ahlak dışı buluyorum.’’

Ne demek istediğimi daha iyi anlatabilmek için şöyle farazi bir örnek vereyim: Diyelim ki, çocuk pornografisi çekenler, o filmlerde gerçek çocukların yerine bilgisayarda yaratılmış sanal çocuklar kullansalardı, yani filmin kahramanı animasyonla yaratılmış olsaydı, benim hiçbir itirazım kalmazdı. Böylece hem sübyancı erkeklerin özgürlüğü kısıtlanmamış, hem de hiçbir çocuk örselenmemiş ya da ileride belki de utanacağı, istemeyeceği, kendi ahlakına uygun bulmayacağı bir rolde oynamamış olurdu.

Bu tip filmlerin sübyancılığı teşvik edeceği ve çocuklar için varolan tehdidi artıracağı savına gelince.

Unutmayın ki, şu andaki şiddetli yasak, bu eğilimi azaltmıyor, aksine kamçılıyor. Hepimiz biliyoruz ki, cinsellik alanındaki en yaygın tutkular, en koyu yasakların yaşandığı alanlarda ortaya çıkıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!