Son teşhis: Yoğun bakım yetersiz

Güncelleme Tarihi:

Son teşhis: Yoğun bakım yetersiz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2000 00:00

Haberin Devamı

Hastanelerdeki toplam yatak sayısının yüzde beşi oranında olması gerekiyor

Yoğun bakım, ülkemizde, anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanlık dalı içinde, özel bir uzmanlık alanı olarak tanımlanıyor.

Reanimasyona da 'Yaşama döndürme' deniyor. Hastalıklar, ciddi ve büyük ameliyatlar, kazalar, yaralanmalar nedeniyle, yaşamsal tehlike sınırına gelen kişi için, yoğun bakım, yaşam kurtarıcı bir önem taşıyor.

Bu servislerde, hastalarda yetersiz hale gelen hayati fonksiyonlar monitörize edilip, destekleniyor. Tanıya varacak yeterli girişimler yapılarak, çeşitli tedavi yöntemleri uygulanıyor. Kısaca bu ünitelerde, yoğun bir şekilde bakıma muhtaç olan hastalara gerek ekip, gerek tıbbi donanım yönünden her türlü bakım ve sağlık hizmeti veriliyor.

Bu nedenlerle, ABD gibi gelişmiş ülkelerde, hastane yataklarının yüzde 10'nu, yoğun bakım yataklarına ayrılmış bulunuyor. Genelde, yoğun bakıma ayrılan yatak sayısının toplam yatakların en az yüzde 5'i olması öngörülüyor.

Türkiye ise bu oranın çok gerisinde. Bugün İstanbul'da sayıları 200'ü aşan resmi ve özel hastanelerimizde, 1-2 istisna dışında, bu oran yüzde 2'yi geçmiyor. 27 bin 190 hasta yatağı bulunan İstanbul hastanelerinin tümünde ancak 400 yoğun bakım yatağı bulunuyor. İlgililer, bu sayının en az 1350 olması gerektiğini, söylüyorlar.

BAZI ÖRNEKLER

İstanbul hastanelerinin çoğunda, yoğun bakım yatak sayısı 6-8 arasında değişiyor. Örnekler vermek gerekirse, 400 yataklı Taksim Hastanesi'nde 8, 600 yataklı Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde 8 yoğun bakım yatağı bulunuyor. İstanbul'daki SSK hastanelerinden sadece Göztepe Hastanesi ile Okmeydanı Hastanesi'nde yoğun bakım yatakları mevcut.

İstanbul Anadolu yakasının yükünü çeken ve fabrika gibi çalışan 1200 yataklı SSK Göztepe Eğitim Hastanesi'nde , 8 Reanimasyon Kliniği'nde, 6'sı koroner servisinde, 6'sı da beyin cerrahisinde olmak üzere toplam 20 yoğun bakım yatağı bulunuyor. Aynı şekilde, 1200 yataklı SSK Okmeydanı Hastanesi'nde de 6'sı genel yoğun bakımda ve 7'si beyin cerrahisinde toplam 13 yoğun bakım yatağı var. İstanbul'daki 5 bin 975 yataklı SSK hastaneleri, donanımlı 33 yoğun bakım yatağı ile ancak hizmet verebiliyor.

ÖZELLER VE ÜNİVERSİTELER

Bazı özel hastaneler ile üniversite hastanelerinde yoğun bakıma ayrılan yatak sayıları çok daha fazla ve donanımları da iyi düzeyde. Örneğin, 1700 yatağı bulunan İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'nde, yoğun bakıma 68 yatak ayrılmış. Bunlardan 40'ı cerrahi, 22'si koroner, 6'sı da beyin cerrahisi yoğun bakımı yataklarından oluşuyor.

200 yataklı Amerikan Hastanesi'nde 49 yoğun bakım yatağı mevcut. Bunların 17'si, genel yoğun bakıma, 1O'nu kalp cerrahisine, 10'nu koronere, 1O'nu da yeni doğanların yoğun bakımına ayrılmış.

155 yataklı İnternational Hospital'da 33, 135 yataklı Alman Hastanesi'nde 32, 401 yataklı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 27, 150 yataklı Acıbadem Hastanesi'nde 21, 55 yataklı Florence Nightingale Hastanesi'nde 22, 2000 yataklı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 26 yoğun bakım yatağı bulunuyor.

Bugün hastanelerimizdeki normal yatak kapasitelerinin yetersizliğine dikkat çeken Doç. Dr. Kürşat Yıldız, ‘‘Yoğun bakıma ayrılan yatak sayısı daha da yetersiz’’ diyor. Türk Tabipler Birliği Uzmanlık Dernekleri Koordinasyon Kurulu Sekreteri Doç. Dr. Yıldız, yoğun bakım birimlerinin çoğunun yeterli donanıma sahip olmadıklarını vurguluyor. Yoğun bakım ünitelerinde, sürekli gelişen teknolojiye uygun kullanılması gerekli asgari cihazların sağlanması, bunların devamlı çalışır durumda tutulması konusunda sorunlar yaşandığına, dikkat çekiyor ve şunları söylüyor:

‘‘Bu konuda eğitimli hekim sayımız, yetişmiş hemşire ve yardımcı personel sayısı çok az. Yoğun bakım ve acil tıp hizmetlerinin düzenlenmesi kaçınılmazdır. Ülke çapında alt yapı, yatak, insan gücü ve eğitim planlaması yapılması gereklidir. Yoğun bakım hizmetine gerek duyan yurttaşların sağlık güvencesine kavuşturulması yaşamsal önemdedir. Ayrıca, yoğun bakım üniteleri arasında eşgüdüm sağlanmalı, yoğun bakım çalışanları desteklenmelidir.’’

PAHALI BİR HİZMET

‘‘Yoğun bakım son derece pahalı ve yoğun bir tıbbi hizmettir’’ diyen, Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Nahit Çakar, Amerika'da, doktorları ve cihazlarıyla tam donanımlı 1 yoğun bakım yatağının 1 gecelik fiyatının 1000 dolar olduğunu ve özel sigortaların her türlü paraları ödediğini söylüyor. Doç. Dr. Çakar, yoğun bakımda verilen hizmet dikkate alındığında, Türkiye'deki fiyatların normal olduğunu belirtiyor.

Türkiye'de yoğun bakım yatağının 1 gecelik fiyatı kamu ve özel hastanelere göre değişiklik gösteriyor. SSK, gönderdiği hastaları için, özel hastanelere 110 milyon lira ödüyor. İstanbul Tıp Fakültesi'nde cerrahi yoğun bakımda ücret 168 milyon 500 bin lira. Evraklı hasta için 13 milyon 500 bin lira. Alman Hastanesi'nde cerrahi yoğun bakımda çıplak yatak ücreti 300 milyon lira. Gerekli konsültasyon, ilaç vesaire gibi yapılan tedaviye göre bu fiyat çok daha yukarı çıkıyor. Amerikan Hastanesinde de aynı şekilde, vakaya ve kullanılan malzemeye bağlı olarak günlük ücret 300- 900 milyon lira arasında değişiyor. Ortalama günlük yoğun bakım masrafı 500 milyon lira civarında.

BAŞARININ SIRRI

Amerikan Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aydın Aytaç, 1 hastanın kalp cerrahisi yoğun bakımda kalma süresinin en az 1 gün, ortalama 2-3 gün, nadiren daha uzun olduğuna dikkat çekiyor ve bu ünitenin donanım yönünden en üst düzeyde olması gerektiğini belirtiyor. Prof. Dr. Aydın Aytaç, ‘‘Yoğun bakımdaki başarının sırrı; 1 günlük bebekten, 90'lı yaşların hastalarına kadar başarıyla yapılmış ameliyatlarda, bu başarıya zarar vermeyecek en seviyeli bakımı sağlamak ve hastaları sağlıklı iade etmeyi en büyük gaye edinen bir ekibe sahip olmaktır’’ diyor.

Amerikan Hastanesi Yoğun Bakım Direktörü Prof. Dr. Mois Bahar da yoğun bakımın en son gelişmelere uygun teknik donanım, eğitimli ve yeterli sayıda personel, deneyimli hemşireler ve deneyimli doktorlarla gerçekleştirildiğini vurguluyor.

İDEAL BİR YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ NASIL OLMALI?

Amerikan Hastanesi Genel Yoğun Bakım Direktörü Prof. Dr. Mois Bahar, dünyadaki benzerlerine eş, steril, konforlu bir ortamda hizmet sunan yoğun bakım ünitesinin araç ve insan yönünden donanımını şöyle tanıttı:

‘‘Yoğun bakım ünitesinde her türlü yaşamsal parametreleri gösterebilecek monitörler mevcuttur. Bu monitörlerle kalp ritmi, kan basıncı, kanda oksijen oranı, solunum sayısı, ateş, arter içi basınç, akciğer damarları içi basınç ve akciğer damarlarında karbondioksit oranı, kafa içi, beyin perfüzyon basıncı, kan gazları, kilo, tüketilen kalori, idrar oranı, kilo gibi her türlü yaşamsal parametreler izlenir. Bu izleme, bunları hasta başında gözlemleyen, anormallikleri anında gören, aynı vardiyada en fazla 2 hastayla ilgilenen hemşireler tarafından yapılır. Ünitelerde, uzman doktorlar ve yoğun bakım eğitimi almış, EKG kursu görmüş hemşireler çalışır. Örneğin bizim koroner yoğun bakım ünitemizde, 3 uzman doktor ve 27 hemşire çalışıyor. 4 monitör teknisyeni, merkezi bir monitörden 24 saat boyunca bütün hastaların kalp ritimlerini izliyorlar. Her türlü ilacın verildiği bu ünitelerde, mobil ventilatör desteğinde beyin ve vücut bilgisayarlı tomografisi, magnetik rezonans tetkikleri yapılır. Koroner yoğun bakım ünitesinde, her türlü müdahalenin yapılabilmesi için, taşınabilir floroskopi cihazı vardır. Bu sayede geçici kalp pili, akciğer içine kateter ve ana aort damarı içine balon koymak gibi invazif girişimler vakit kaybetmeden gerçekleştirilir. Yoğun bakım üniteleri servis şefi başkanlığında, anestezist, reanimasyon uzmanları ve genel cerrahlar ile yakın bir iletişim içinde çalışırlar.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!