Son senaryoları MHP'siz Meclis

Güncelleme Tarihi:

Son senaryoları MHPsiz Meclis
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2010 12:20

1 Ekim Cuma günü açılan TBMM, bugün itibariyle fiili çalışmalarına başladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Bahçeli, 3 Kasım 2002 seçimlerinden önce “MHP'siz hükümet arayışlarının, şimdi yerini MHP'siz Meclis” çabalarına bıraktığını savundu.

Haberin Devamı

MHP'NİN GRUP TOPLANTISINDAN KARELER

 
MHP Grubu, Genel Başkan Devlet Bahçeli başkanlığında toplandı.

 

3 Kasım 2002 seçimlerinden önce “MHP'siz hükümet arayışlarının, şimdi  yerini MHP'siz Meclis” çabalarına bıraktığını savunan Bahçeli, “Ismarlama  anketlerle kamuoyu yönlendirilmeye çalışılmakta, aldatma ve kandırmada sınır  tanınmamaktadır” dedi.

Devlet Bahçeli, “Başta AKP hükümeti olmak üzere, buradan muhataplarına  sormak isterim: Biz bu milli tavrımızdan dolayı mı Meclis dışında kalacağız? Bunu  mu söylemek istiyorsunuz? Yıkım projesine ortak etmek için mi yandaş medyadan  saldırıyorsunuz? PKK'nın dağdan inmesi için verilecek tavizlere payanda olmamızı  mı bekliyorsunuz? Türkiye'nin üniter yapısından ödün mü verelim istiyorsunuz?  İmralı canisi affedilsin, çok kültürlü ve çok kimlikli bir federasyonun alt  yapısı kurulsun diye mi bizi zorluyorsunuz? Biz de mi Barzani'ye abi diyelim,  peşmergeden ilgi bekleyelim? Türk milletinin çökertilmesine ve ana dilde eğitim  taleplerine alkış mı tutalım? Nedir maksadınız? Bizden hangi cevabı  bekliyorsunuz?” sorularını yöneltti.

MHP'ye yönelik kampanyanın sonuç vermesi ve inandıklarından geri  döndürmesinin dünya durdukça mümkün olmadığını dile getiren Bahçeli, “Bu kutsal  çatıyı çökertmeye kimsenin gücü de, nefesi de yetmeyecektir. Biz tek başımıza da  olsak, sonuna kadar AKP ve onun hedeflerine hizmet edenlerle mücadele edeceğiz.  Cumhuriyeti koruyacağız, milletimizin yanında olacağız. 'Tek millet, tek devlet,  tek bayrak, tek vatan ve tek dil' ülkümüzden geri adım atmayacağız. Ve 'Ne Mutlu  Türküm diyene' sözünü dilimizden asla düşürmeyeceğiz” ifadesini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, milletin  menfaatine ve yararına olacaksa, Anayasa yapımı konusunda uzlaşma ve diyalog  arayışlarına her zaman açık olduklarını belirterek, “Referandum öncesinde ve  hemen sonrasında yeni bir anayasa konusunda iştahlı ve heyecanlı olan AKP, şimdi  ipe un sermeye başlamıştır. Anlaşılmaktadır ki anayasa konusu önümüzdeki genelseçim çalışmalarında iktidarın başvuracağı bir istismar alanı olacaktır” dedi.

KILIÇ'IN SÖZLERİ

Haberin Devamı

Bahçeli, yaptığı konuşmada, Anayasa'nın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek ilk üç  maddesiyle ilgili kaygı verici değerlendirmelerin yapılmaya başlandığını ifade  etti.

Bu değerlendirmelerin, “kafaların içindeki gizli tarafları ortaya  çıkarması bakımından anlamlı olduğunu” söyleyen Bahçeli, şunları kaydetti:
“Özellikle bu fikir sahibinin Anayasa Mahkemesi Başkanı sıfatı taşıyor  olması da dramatik ve sancılı bir aşamaya geldiğimizi göstermiştir. Bölücü  niyetlerle örtüşen bu yaklaşımın, anayasayı koruyan bir kurumun başından gelmesi,  çözülmenin her tarafa yayıldığına işaret etmektedir.

Anayasanın birinci maddesinde ifadesini bulan 'Türkiye Devleti bir  Cumhuriyettir' ibaresi pozitif yönde nasıl ilerletilecektir? Cumhuriyetin  ilerletilmesi, başka bir niyete ve yönetim şekline gizli kapaklı bir davetiye  midir? İkinci maddedeki hükmün 'donmuş' olarak takdim edilmesi kime ne fayda  sağlayacaktır? Üçüncü maddenin neresine ve hangi ilkesine dokunulması içten içe  tavsiye edilmektedir?

Açıktır ki Anayasanın ilk üç maddesiyle başlatılacak tartışmaların  duracağı, kesileceği bir yer ve nokta yoktur.

Bu maddelerin yorumlanması bir anlamda, başlayan süreci, milletimizin  tasnifine, devletin yönetim biçiminin sahip olduğu milli niteliklerin yeniden  tanımlanmasına kadar götürecektir.

Karanlıktan aydınlığın taşlanmasına yer ve ihtiyaç yoktur. Kimin aklında  ne varsa ortaya koymalıdır.

Bu zamana kadar ilk üç maddenin varlığından bölücü emeller dışında  rahatsızlık duyan olmamıştır.

Burada aklımıza, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın bir rol paylaşımında taraf  olduğu hususu gelmektedir. Çünkü verilen izlenim bu yöndedir. Eğer böyle değilse,  durduk yere ve üstelik ilk üç maddeye yönelik mütecaviz eğilimlerin ve  girişimlerin varlığı biliniyorken, sözü edilen değiştirilmesi dahi teklif  edilemeyecek maddelerin pozitif ilerletilmesi, Cumhuriyetimizin negatif  geriletilmesinden başka bir manaya gelmeyecektir.”

Haberin Devamı

“TEZGAH ALTI YÜRÜTÜLEN PAZARLIKLAR...”

Anayasa değişikliklerinin kabul edilmesini Hükümetin yanlış ve kasıtlı  bir şekilde yorumladığını savunan Bahçeli, “AK Parti zihniyeti, referandumda  verilen her 'evet' oyunu adeta 'bölücülerle görüşmek için onay' olarak  değerlendirme gafletine düşmüştür. İnanıyorum ki referandumda 'evet' tercihinde  bulunan aziz vatandaşlarım, bu tercihini terör örgütüne el uzatılsın diye  göstermemiştir. Ya da İmralı'daki katille alenen masaya oturulmasının izni olarak  'evet' dememiştir” dedi.

Türkiye'yi, 13 Eylülden itibaren “daha tehlikeli ve bölücülüğün siyasi  ve sosyal alanlarda hızlanacağı zifiri karanlık bir dönem beklediğini” öne süren  Bahçeli, “açılım sürecinin hukuksal alt yapısının, anayasa değişiklikleriyle  yeni bir evreye girdiğini” dile getirdi. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tezgah altı yürütülen pazarlıklar sonuçlanmadığından, terör örgütünün  eylemsizliğinin nereye kadar uzayacağı belli değildir. PKK terör örgütü, AKP  hükümetine taktik mahiyetli manevralarla varlığını kabul ettirmiştir. Bu  gelişmeler karşısında hükümet, PKK'yı kendisine denk bir taraf olarak görmüş ve  tehdit karşısında adeta sinmiştir.

Bebek katilinin meşru siyasi aktör gibi kuryeler marifetiyle hükümete ve  kamuoyuna mesaj iletmesi artık normal gelişmeler arasındadır.
AKP kendi eliyle, İmralı'da siyasi bir karargahın kurulmasına harç vermiş  ve çalışması için de zihinlerdeki bariyerleri yıkmıştır.
Hatta terör örgütü ve kadrolarındaki şımarma öyle bir noktaya ulaşmıştır  ki Kandil ile İmralı arasına telefon hattı çekilmesi bile talep edilmiştir.  Muhtemeldir ki Söğütözü'ne de bir hat bağlanması için gizli bir el devreye  girecektir.

Referandumun neticesinden güç alan AKP hükümeti, fırsattan istifade  ederek yeni bir anayasa değişikliği sürecinin kurdelesini, siyasi bölücülerle  kapalı kapılar arkasında görüşerek kesmiştir.

İmralı canisinin mesajları ve Kandil'in dayatmaları Meclis odalarında  hükümet üyelerinin ellerine tutuşturulmuştur.
İçişleri Bakanı'nın alelacele Irak'ın kuzeyine giderek Peşmerge reisine  yüz sürmesi ve destek ve yardım almak için arayış içine girmesi, okyanus ötesine  yapılan ziyaretler, AKP'nin gizli gündeminin karanlık bölümlerini birer birer gün  ışığına çıkarmaya başlamıştır.”

Haberin Devamı

“YENİ ANAYASA GEREKLİDİR”

MHP'nin anayasa hazırlığı konusundaki görüşlerinin belli olduğunu  belirten Bahçeli, “Şüphesiz yeni bir anayasa gereklidir ve bunun için lazım  gelen girişimler yapılmalıdır” dedi.

Belirledikleri ilkeler etrafında olmak kaydıyla, milletin menfaatine ve  yararına olacaksa, anayasa yapımı konusunda uzlaşma ve diyalog arayışlarına her  zaman açık olduklarını bildiren Bahçeli, “Bölücülüğün demokrasi ve özgürlükle  ilişkilendirilmediği, teröristlerin masum kimlik talebi yapanlar olarak  görülmediği, farklılıkların özendirilmediği ve tahrik edilmediği, terör  elebaşlarının siyasi aktör olarak muhatap kabul edilmediği, etnik kimliklerin  cesaretlendirilmediği, boykotların, sokak eylemlerinin, ana dilde eğitim  isteklerinin sıradan talepler olarak görülmediği bir ortamda, MHP'nin diyalog  çağrılarına bigane kalması düşünülemeyecektir” diye konuştu.

Bahçeli, TBMM'de grubu bulunan ve temsil edilen siyasi partilerden  alınacak üyelerle oluşturulmuş “Anayasa Değişikliği ve Uzlaşma Komisyonu”nun  TBMM Başkanı'nın girişimleri ve öncülüğüyle kurulması gerektiğini söyleyerek,  “Partimiz bu komisyona üye verecek olup, gerekli katkıları sağlamaya hazırdır”  dedi. Bahçeli, şunları ifade etti:
“Toplanan bu komisyon, değişikliği konusunda mutabakata vardığı anayasa  maddeleri üzerinde 'demokratik sözleşme' yaparak bunu kamuoyuna açıklamalıdır.
Milletvekilliği genel seçimlerinin de yakınlığı düşünülerek, değişikliği  kararlaştırılan anayasa maddelerinin yasalaşması 2011 yılında teşekkül edecek  olan 24. dönem TBMM'ye bırakılmalıdır.

Ancak referandum öncesinde ve hemen sonrasında yeni bir anayasa konusunda  iştahlı ve heyecanlı olan AKP, şimdi ipe un sermeye başlamıştır.
Anlaşılmaktadır ki anayasa konusu önümüzdeki genel seçim çalışmalarında  iktidarın başvuracağı bir istismar alanı olacaktır.
Anamuhalefet partisinin de günlük değişen politikaları sonucunda, anayasa  değişikliği konusunda nerede durduğu tam belli değildir.
Türkiye'nin yeni bir tartışma alanına girmeden, demokratik yollardan ve  geniş bir uzlaşma iklimi çerçevesinde gerekli anayasa değişikliğini yapabilecek  iradeyi gösterebilmesi artık kaçınılmaz hale gelmiştir.

İşte biz buradayız ve anayasa değişikliği için üzerimize düşen  sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. Kimse kaçmasın, Anayasa üzerinden siyasi  çıkar gözetmeye kalkmasın.”

 

-

 

Haberin Devamı


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Partimizde  kim 'taban kayması var' diyorsa, bilsin ki kayan sadece bu iddiayı sarf edenlerin  bilinçleridir, karakterleridir ve tavırlarıdır” dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, geride kalan  yıllar içinde, ülkenin karşılaştığı devasa sorun alanları ve hükümetin neden  olduğu tahribatların bu yasama yılına da ümitli yaklaşmalarına mani olduğunu  söyledi.

Başbakan Erdoğan'ın yönetiminin “her alanda çözülmeyi tetiklediğini,  çürümeyi hızlandırdığını” savunan Bahçeli, “Ne yazık ki ülkemiz hızla  belirsizliğin ve kaosun çekim alanına doğru kaymaktadır. Özellikle 12 Eylül  referandumunun öncesinde ve sonrasında yaşananlar bu düşüncelerimizi doğrulayacak  emarelerle doludur” ifadesini kullandı.

“AKP'nin gizli gündemini saklamak için girmeyeceği kılık ve atmayacağı  iftiranın olmayacağı geride kalan Referandum sürecinde net olarak anlaşılmıştır”  diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“PKK terör örgütü, AKP'nin referandum sürecindeki sırnaşık ve tavizkar  tutumundan istifade etmiş ve bölücü taleplerini birer birer hükümetin önüne  koymuştur. Demokratik özerklik, ana dilde eğitim, federasyon istekleri demokrasi  ve hukuk devletinin sağladığı imkanların arkasına saklanmış ve buradan ilerleme  kaydetmenin yollarını aramıştır. İmralı canisiyle başlatılan pazarlıklar ve yıkım  projesinin tüm aktörlerinin güç birliği yaparak faaliyete geçmesi referandum  sürecine damgasını vuran iğrençlikler olarak zemin bulmuştur.
Türkiye'yi parçalamaya ve milletimizin birliğini bozmaya kararlı tüm  odaklar maalesef AKP'nin omurgasız, kararsız ve köksüz politikalarından cesaret  kazanmışlardır.”

Haberin Devamı

“HAKSIZ VE VİCDANSIZ SUÇLAMALAR”

 

Hükümetin, “Üç Hilal'e gönül veren milyonlarca mensubunun kafasını  karıştırmak ve nifak tohumlarını saçmak için en aşağılık düzenleri kurduğunu,  oyunları tertiplediğini” iddia eden Bahçeli, “Bunlar elbette, 41 yıllık onurlu  ve kutlu mazisiyle bir bütün olmuş MHP'yi etkilememiştir ve yolundan  caydıramamıştır. Yelin kaya parçasından bir şey koparamayacağını, bizim  akıbetimizle ilgili beklenti içinde olanlar mutlaka göreceklerdir” dedi.

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milliyetçi-Ülkücü camiaya istikamet tayin etmek ve yargılamak ne  Başbakan Erdoğan'ın ne de onun yandaşlarının haddidir.
Referandum akşamından itibaren başlayarak, MHP haksız ve vicdansız  suçlamalara maruz kalmış ve 'Hayır' oylarının düşüklüğünün müsebbibi olarak  gösterilmeye çalışılmıştır. MHP, tüm mensuplarıyla bütünleşerek 'Hayır' oyu  kullanmıştır. Bunun aksini iddia eden kimse varsa, kronik MHP düşmanlığıyla  maluldür. Bu itibarla MHP'yi yenilmiş, darbe almış olarak göstermek; art  niyetlilerin ve partimizin güçlenmesinden rahatsız olanların uydurmasıdır ve bir  kara leke olarak muhataplarının alınlarından hiçbir zaman silinmeyecektir.

Milliyetçi-Ülkücü camianın hiçbir ferdi talana, yolsuzluğa, hırsızlığa ve  teröristle müzakere yapan ve ülkemizin lime lime edilmesine ortam hazırlayan bir  siyasi zihniyete, sırf 12 Eylül ile hesaplaşmak adına bile olsa destek vermesi ve  ilgi göstermesi mümkün değildir. Nitekim bizi yanıltacak bir gelişme ve sonuç da  görülmemiştir.

Bir zamanlar içimizde olup da, şimdi başka yerlerin yenisi ve fedaisi  olanların, kendi geçmişlerini yok farz edercesine hakkımızda hüküm vermeleri ve  MHP tabanının kaydığını söyleyenlerle ağız birliği etmeleri de tam bir  hezeyandır.

Partimizde kim 'taban kayması var' diyorsa, bilsin ki kayan sadece bu  iddiayı sarf edenlerin bilinçleridir, karakterleridir ve tavırlarıdır.”

“ERZURUM BİZİM İÇİN NE ANLAM İFADE EDİYORSA, AYDIN DA ODUR”

“MHP'nin kaleleri düşte” değerlendirmesinin de yapıldığını anımsatan  Bahçeli, “Bizim amacımız kale inşa etmek ve onu korumak değildir. Aziz  vatanımızın her yöresi bizim için muazzezdir ve ayrılık kabul etmeyen bir  bütündür. Bizim için tek kale vardır ve o da Türkiye Cumhuriyetidir. Bu milli  kaleyi savunmak, korumak ve güçlendirmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız ve  kararlıyız” diye konuştu.

MHP Lideri Bahçeli, MHP'yi belirli bölgelere sığdırmaya çalışanların, dar  alanlara sıkıştırmak için çaba sarf edenlerin ve aslında milletin desteğini  manipüle etmek için akıllarınca tezgah içinde olanların amaçlarına asla  ulaşamayacaklarını söyledi. Bahçeli, “Erzurum bizim için ne anlam ifade  ediyorsa, Aydın da odur. Yozgat ne kadar vazgeçilmezse Edirne de o denli  değerlidir. Trabzon ne kadar sevdamız ise Diyarbakır da aynı derecededir. Mersin  gözümüzde ve gönlümüzde neyi ifade ediyorsa Ardahan da aynısıdır. Biz dün güçlü  olduğumuz vatan beldelerinde şimdi de güçlüyüz” ifadesini kullandı.

DEPREM UYARISI

Bahçeli, sözlerini, önceki gün Marmara'da yaşanan sarsıntıyı anımsatarak,  “Bu sarsıntı, başta Marmara bölgesinde olmak üzere tekrar aklımıza deprem  riskinin ne kadar fazla olduğunu getirmiştir. AKP hükümetinin depreme dayanıklı  konutların yapılması, binaların kontrolünün sağlanması ve depreme karşı azami  tedbirlerin alınması hususlarında bir an önce hareket geçmeye davet ediyorum”  diyerek bitirdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!