Son anda ölü taklidi yapmak

Güncelleme Tarihi:

Son anda ölü taklidi yapmak
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2001 00:00

ÖLMÜŞ babalar, yetim oğullarına hep çok güzel hayat bilgisi dersleri bırakırlar. Onların en güzel mirasları belki de bunlardır.Mesela, ölümüne beş gün kala ölü taklidi yapmak gibi...Böyle bir hayat bilgisi dersi olabilir mi?Olur.Hem de çok iyi olur.* * *Geçen hafta Uluslararası Aydın Doğan Karikatür Yarışması'nın ödül töreni için Ankara'daydık.Akşam yemekte Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yılmaz'la aynı masadaydık.Yetim çocukların en büyük konularından biri ölmüş babalarıdır.Konu babalarımıza geldi.Beni çok etkileyen bu hikáyeyi Mehmet anlattı.Şimdi size çok düşündürücü bir ‘‘ölmüş baba hikáyesi’’ anlatıyorum.* * *Mehmet'in babası Asım Yılmaz, iyi bir müteahhitti.Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yaptığı inşaatlar, bıraktığı eserler vardır.Anlatacağım olay, 1998 yılında geçiyor.Asım Bey'in ölümünden çok kısa süre önce.Belki de beş altı gün önce...Asım Bey, kanserden mustaripti.Hayatının sonuna yaklaştığı bir gün eşi, onu evin salonuna çıkarır.Asım Bey'in biraz keyiflenmesi, televizyon seyredip aile üyeleriyle sohbet etmesi için, onu salondaki divana yerleştirirler.Çektiği bütün acılara rağmen, o gün Asım Bey'in keyfi yerindedir.Hatta muzipliği üzerindedir.Ve işte böyle bir anında aklına, belki de kimsenin aklına gelmeyecek bir fikir gelir.Daha doğrusu bu fikri aklına şu soru getirir:‘‘Acaba ben öldüğümde etrafımdaki insanlar ne yapar?’’* * *Bütün hoş insanlar gibi, bu fikrini anında hayata geçirir.Yani ölü taklidi yapar.Ölmüş gibi yapar.O sırada eşi ve kardeşi yanındadır.Onlar bir anda ağlamaya başlarlar.Feryatlar ve hıçkırıklar salonu kaplar.Asım Bey ise memnundur.Yatağının başındaki bütün insanlar onun vefa imtihanından yıldızlı beşlerle geçmiştir.Gözlerini açar ve başucundakilere sevgiyle bakar.Belki de o anda, yaklaşan ölüm ona daha da kolay gelmeye başlamıştır.Bu olay beni çok etkiledi.Kendi kendime çok düşündüm.Ve şu sonuca vardım: Ne kadar riskli ve cesur bir imtihan....Düşünün ki ölü taklidi yapmışsınız ve sizi çok sevdiğini sandığınız insan başucunuzda hiç de hoşunuza gitmeyecek sözler söylüyor.Bu sözleri işittiğiniz an, ölümlerin en ıstırap vericisi başlamış demektir.Ama Asım Bey gibi şanslı bir insansanız ve çevrenizdeki yakınlarınız bu imtihandan böyle huzur verici bir davranışla çıkmışlarsa, ölüm artık daha katlanılabilir bir şey haline gelir.* * *Tabii geriye başka sorular da kalabilir.Arkamızda bıraktıklarımızı böyle bir imtihandan geçirmeye kalkışmak doğru bir şey midir?Bir eş, bir evlat, bir yakın zaten bütün bir hayat boyunca böyle imtihanlardan geçmemiş midir?Bütün bir hayat boyunca verilmeyen notların, ölüm gibi insanı allak bullak eden ve bütünleme hakkı bile olmayan bir imtihanda verilmesi adil midir?Soruları çoğaltabilirsiniz.* * *Ama bu olayın beni etkileyen tarafının bütün bunlarla hiçbir ilgisi yok.Beni etkileyen, ölümüne beş altı gün kala, bir insanın bu muzipliği yapabilecek bir ‘‘dalga geçme’’ gücününe sahip olması.Bana göre hayata asılmanın en güçlü yanı, yaşanılan her anla dalga geçmeyi, onu tiye almayı bilmekten geçiyor.İsterseniz Asım Bey'le ilgili bir başka anekdotla, ‘‘ölümle bile dalga geçebilme’’ sanatının bir başka örneğini vereyim.Posta Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rıfat Ababay'ın babası vefat etmiştir.Cenaze namazının yapıldığı camiye Asım Yılmaz da gelir.Mehmet, hasta babasını orada görünce, ‘‘Babacığım siz niye buraya geldiniz? Söyleseydiniz ben sizi arabayla aldırırdım’’ der.Kanserden mustarip Asım Bey şu cevabı verir:‘‘Ben reytingi artırmak için buraya geldim. Bu cenazeye ne kadar çok insan katılırsa, benimkine de o kadar çok gelir.’’* * *Ben her ikisine de Allah'tan rahmet diliyorum.Allah bütün babalara, ölüme böyle muzip bir şekilde meydan okuma gücü ve duygusu versin.Sonunda hepimizi kurtaracak olan şey, hayatın her anıyla dalga geçebilmeyi öğrenebilmektir.Mutlulukla olduğu kadar ıstırapla dalga geçebilmek gücü.Tabii sonunda da o kaçınılmaz hududu aynı dalgacı ruhla geçebilmek.Yani hayatı olduğu kadar, ölümü de tiye alarak...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!