Sol vefasızlığı değil oğul hayırsızlığı

Güncelleme Tarihi:

Sol vefasızlığı değil oğul hayırsızlığı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 04, 2006 10:21

Geçen hafta sanat-edebiyat gündemini meşgul eden en önemli konu yazar Muzaffer Buyrukçu'nun ölümüydü. Yakın dostu Cemal Süreya; "Her ölüm erken ölümdür" demişti bir dizesinde ama Buyrukçu'nunki yüksek sesle dile getirilmese de "Allah rahmet eylesin, kurtuldu" dedirtecek cinsten oldu.

Haberin Devamı

Bakmayın sağ basının bu ölüm üzerinden "solda vefa kalmamış" haberlerine, Buyrukçu'nun sağlığıyla ilgilenenler vardı. Mesela, Melissa Gürpınar.

Bir yanlışı daha düzeltmek istiyorum: Buyrukçu'nun yalnız öldüğü, cesedini dört gün sonra evden gelen kokular üzerine komşuların bulduğu yazıldı. Hayır, yalnız değildi. Evde eşi vardı ancak o da Alzheimer hastasıydı. Dahası, yetişkin bir oğulları vardı.

Cenaze boyunca solun vefasızlığı değil, oğulları Erdem'in hayırsızlığı konuşuldu. Babası öldüğünde Almanya'da bulunan oğula bir türlü ulaşılamamış. Bir gün sonra da parasızlık yüzünden cenazeye gelemeyeceğini bildirilmiş. CHP devreye girip cenaze işlemlerini çözdükten sonra, Erdem Buyrukçu, Teşvikiye Camii'nde tabutun başında belirdi. TV kameralarına babasını anlattı. Dikkat ettim de, cenazedeki yazarlardan çok azı gidip Erdem Buyrukçu'ya başsağlığı diledi.

Haberin Devamı

Ahmet Hakan, Cemal Süreya ile Muzaffer Buyrukçu'nun birlikte Özal'ı nasıl intihar etmeye davet ettiğini yazdı geçen hafta. "Şimdi belki diğer tarafta üçü birlikte geyik çeviriyordur" dedi. İki eski dostun ortak kaderlerinden biri de oğul konusundaki şanssızlıklarıydı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!