ÅžiÅŸecam: Batan geminin bacasını tüttüremeyiz

PaÅŸabahçe'de eylem sürerken ÅžiÅŸecam kesin tavrını koydu. ÅžiÅŸecam Cam Ev EÅŸyası Grup BaÅŸkanı Gülsüm Azeri, ‘‘Gemi su alıyor, dibe iniyor. Sadece baca dışarıda. Batan geminin bacasını tüttüremeyiz’’ dedi.PAÅžABAHÇE'nin Beykoz Fabrikası'ndaki eylem 12'inci gününü doldururken, ÅžiÅŸecam yetkilileri fabrikada yeniden üretime geçilmeyeceÄŸi konusunda kesin kararlı olduklarını açıkladı. ÅžiÅŸecam Cam Ev EÅŸyası Grup BaÅŸkanı Gülsüm Azeri, Beykoz Fabrikası'nda üretimin ekonomik olarak da, teknik olarak da mümkün olmadığını savunarak, ‘‘Denizin dibine giden bir geminin bacasını tüttürmek mümkün deÄŸil’’ diye konuÅŸtu.Beykoz Fabrikası'nda çalışan 870 işçiye 22 Temmuz'da 15 gün ücretli izin vererek üretimi durduran ÅžiÅŸecam yönetimine yöneltilen eleÅŸtirileri yanıtlayan Gülsüm Azeri, öncelikle fabrikanın kapatılma kararının sürpriz olmadığını söyledi. Azeri, ‘‘Beykoz fabrikasının kapatılması gerektiÄŸi 10 yıldır gündemde olan bir konu, bunu sendika da biliyor’’ dedi. Beykoz Fabrikası'nın kapatılmasındeki en önemli etkenin verimsizlik olduÄŸuna dikkat çeken Azeri, konumundan teknolojisinin eskiliÄŸine, teÅŸviklerden yararlanamayışından maliyetlerin yüksekliÄŸine kadar pek çok sorun yaÅŸandığını belirtti.Kristal-Ä°ÅŸ Sendikası ile daha önce defalarca bu konuyu konuÅŸtuklarını dile getiren Azeri, fabrikanın kapatılınca işçinin maÄŸdur olmaması için çeÅŸitli çözüm önerileri geliÅŸtirdiklerini de belirtti.İŞÇİYLE SORUNUMUZ YOKÅžiÅŸecam'ın Beykoz işçisiyle bir sorunu olmadığını vurgulayan Gülsüm Azeri, ‘‘ŞiÅŸecam çok sayıda sendika ile muhatap, 5 ayrı sendikayla çalışıyoruz. ÅžiÅŸecam'ın hiçbir zaman işçisiyle sorunu olmadı, sendikal sorunları var ama bunlar işçi sorunu deÄŸil’’ dedi.Beykoz Fabrikası'nda üretimin sona erdiÄŸini kesin bir ifadeyle dile getiren Azeri, bu konuda şöyle konuÅŸtu: ‘‘Bu fabrika son 4 yılda 70 milyon dolar zarar etti, ÅŸu anda üretim durduÄŸu için eylem sürse de maddi zarar söz konusu deÄŸil. 'Bir yıl daha üretim devam etsin denilse' bile bunu yapmak teknik olarak mümkün deÄŸil. Bütün fırınlar söndü, bunların yeniden üretime geçirilmesi mümkün deÄŸil. Küçük bir fırını tamir etmek için bile 3 milyon dolar lazım. Bir fırının ömrü 7 yıl, biraz daha dediniz mi bunun ucu yok. Verimsiz bir yatırımın verimsizliÄŸini artırırsınız.’’ALTERNATÄ°FLER HAZIRBu noktada konuÅŸulması gereken konunun ‘‘işçinin ne olacağı’’ olduÄŸunu vurgulayan Gülsüm Azeri, ‘‘YaÅŸanan sorunlara zarar 70 milyon dolara ulaÅŸmadan çözüm bulabilirdik, bu fabrikayı kapatmak için 10 yıl geciktik ama artık işçimize ne olacağını oturup, konuÅŸup bu sorunu çözmek lazım’’ diye konuÅŸtu. ÅžiÅŸecam yöneticilerinin bu konuda her zaman sakin ve saÄŸduyulu davrandığını savunan Azeri, Beykoz işçileri için ne gibi formüller geliÅŸtirildiÄŸi konusunda ise ÅŸunları söyledi:‘‘Biz bu konudaki alternatiflerimizi daha önceki görüşmelerimizde sendikaya sunmuÅŸtuk. Mevcut işçinin bir kısmını diÄŸer fabrikalarımıza aktarabiliriz, belki bir kısmı gitmeyi kabul edecek belki bir kısmı teÅŸvikli çıkış isteyecek. Bunları konuÅŸabilir hale gelsek sorun kalmayacak. Biz yine bu imkanları sunacağız, işçimize tek alternatif olarak da PaÅŸabahçe'yi sunmayacağız, ÅžiÅŸecam büyük bir grup ve çok sayıda fabrikası var, bütün imkanlara bakacağız.’’ Kristal-Ä°ÅŸ: Sözünüzü tutun, anlaÅŸalımKRÄ°STAL-Ä°Åž Sendikası Genel BaÅŸkanı Mustafa Bağçeci de dün bir açıklama yaparak, iÅŸvereni ‘‘daha önce yazılı ve sözlü olarak taahüt ettiÄŸi ve ilan ettiÄŸi yaklaşımlara sadık kalmaya ve müzakereye’’ davet etti. Bağçeçi ÅŸunları belirtti: ‘‘Sorunun çözümü vardır. Bu çözüm iÅŸveren ve sendika tarafından 22 Temmuz öncesinde yazılı ve sözlü olarak gündeme getirilmiÅŸtir. Kristal-Ä°ÅŸ bu önerilerin detaylarını görüşüp sorunu çözmek konusunda samimidir. Sendikamız daha önce örnekleri olan ve yatay geçiÅŸler, tevÅŸikli gönüllü emeklilik, emekliliÄŸine az süre kalanların SSK primlerinin ödenmesi gibi unsurları içeren, işçinin maÄŸduriyetini giderci ve meselenin sosyal boyutunu da dikkate alan çözümleri müzakere etmeye hazın olduÄŸunu ifade etmiÅŸtir. Konuyu bir inat sorunu haline getirmek hiçbir ciddi kuruma yakışmaz. Sorumluluk sahibi kurumlar sorunlarını diyalog ile çözerler.’’Â