Sıcaklar bu sefer yatıya geldi

Güncelleme Tarihi:

Sıcaklar bu sefer yatıya geldi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2005 00:00

Sıcaklıklar kuzey bölgelerde 35, güneyde 40 dereceye dayanıyor. Yüksek sıcaklıkların, 4-5 gün sürmesi bekleniyor. Yağış ise pek yakında değil, bir süre görülmeyecek.En azından bu haftasonunda ve belki önümüzdeki haftanın ilk birkaç gününde. Sıcaklara karşı dikkatli olun.Hafta içinde orta ve kuzey bölgelerdeki yağmuru görüp, ‘Daha yeni gelmişti, nereye gitti bu yaz’ deyip üzülenlere, sıcakların geri geldiğini söylüyoruz. Sıcaklıklar kuzey bölgelerde 35, güneyde 40 dereceye dayanıyor, hatta haftasonunda bu değerlere ulaşacak. Yüksek sıcaklıkların, geçen haftaki gibi değil, 4-5 gün sürmesi bekleniyor. Yağış ise pek yakında değil, bir süre görülmeyecek. En azından bu haftasonunda ve belki önümüzdeki haftanın ilk birkaç gününde (belki diyorum zira yazımı ve tahminleri siz okumadan teslim ediyorum). Sıcaklara karşı dikkatli olun. Özellikle deniz suyu sıcaklıklarının da yükselmesi ile tatil sezonu başladı, aman ağır yiyeceklerden, öğle saatlerinde alkol ve güneşin yakıcı yüzünden korunun. Aslında sıcaktan ve güneşten korunursak güzel bir haftasonu diyebiliriz, herkese iyi tatiller!*Havayı idareli kullanmıyoruz, sonra da küresel ısınma kapımızı çalıyor. Eğer havaya böyle davranmaya devam edersek, bazılarımızı içinde barındırmayacak. Hep bahsediyoruz Dünya’nın yaşadığı ve genel yaşantısında olan soğuk ve sıcak dönemler var. Büyük etkileri olan ısınma- soğunmaların temel nedeni aslında astronomik. Dünya’nın dönüş hareketlerine bağlı. (Dünya’nın, kendi ekseni ve Güneş’in etrafındaki dönüş hareketi dışında birçok hareketi mevcut). Ama son dönemde Dünya’yı buzul çağından çıkartabilecek seviyedeki ısınmanın nedeni astronomik değil, yani Dünya’nın ve evrenin hareketlerinden kaynaklanmıyor. Çünkü gerçekleşen ısınma, evrenin hareketine bağlı olarak beklenen ısınmanın çok üzerinde. Beklenenin üzerindeki artışın nedenlerinin başında insanoğlunun yer yüzeyini bozması, ormanları yok etmesi ve fosil yakıtlar ile atmosferin kimyasını bozması. Kimyasal yapının bozulması dolaylı olarak küresel ısınmaya yol açıyor. Amerikalı bilim adamı Dr. Ruddiman’ın ilginç bir araştırması var. Roma döneminde bulaşıcı hastalıkların insanları tarım yapmaktan uzak tuttuğunu ve Avrupa’nın üçte birinin vebadan öldüğünü, aynı dönemde Amerika’da çiçek hastalığının tarım alanlarını yok ettiğini, binlerce yerlinin öldüğünü iddia ediyor.Bu iddia ne diyor? İnsan sayısının azalması ve toprakla uğraşılmaması, yeşil alanların artışını sağladı ve ormanların artışı sera etkisinin verdiği zararı o dönemde telafi etti. Dr. Ruddiman’ın iddiası şu; küresel ısınma nedeni ile oluşan yağışlar ve ekosistemdeki canlanma yeşil alanları artıracak ve geçmişte olduğu gibi sera etkisinin oluşturduğu etkileri belki telafi edecek ya da geri çevirecek. Burada araya girmek istiyorum, ama bilimsel olarak bilinen şöyle bir şey de var ki; ısınmaya bağlı oluşan yağışlar, sel oluşturan, işe yaramayan yağışlar. Sağanak şeklinde olduğu için toprak faydalanamadan yağış akışa geçiyor. (Örnek; geçen hafta İstanbul’daki yağış.) Tekrar Dr. Ruddiman’ın teorisine dönelim, Roma dönemindeki sera etkisinin telafisi ya da geri dönüşü öncesinde, toprağa ve dolayısı ile havaya müdahale eden insan sayısı, salgın hastalıklar ile aniden ciddi oranlarda azalmıştı. Yani havayı, atmosferi paylaşan, dolayısı ile kullanan ve kirleten insan sayısı azaldı. Bidakka, bidakka!!! Durun, durun!!! O zaman bu teoriye göre sıcak dönemlerden çıkış öncesinde toplu ölümler mi oluyor!!! Ama tekrar söylüyorum bu bir senaryo, korkmanıza gerek yok. Zaten tüm dünya korkusuzca bu bilimsel senaryolara, film senaryoları gibi bakmıyor mu? Bakın meteorolojik alarmlar kulaklarımızı sağır edecek düzeyde çalarken, biz (biz derken kastım tüm insanlık, sadece Türkiye değil) yeni yeni küresel ısınmaya neden olan gazların atmosfere yayılmasına kısıtlama getiren Kyoto’yu kabul etmeye yanaşıyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!