Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, devlet ve hükümet başkanlarıyla yaptığı özel görüşmelerde çelişkili yaklaşımlarla karşılaştığını belirterek "Kendileri yönünden sıkıntı olmadığını, başka ülkelerin engel oluşturacağını söylüyorlar. Engel oluşturacağı söylenen ülkeler de kendileri açısından bir sorun olmadığını, başkalarının engellediğini anlatıyorlar" dedi.NATO zirvesi için Prag'da bulunan Sezer, düzenlediği basın toplantısında, temasları hakkında bilgi verdikten sonra soruları yanıtladı. ''AB ülkelerinde Kıbrıs konusunda bir beklenti var. Bu beklentileri kısa sürede karşılamamızın mümkün olmadığını ben de görüyorum'' diyen Sezer, şöyle konuştu: ''Kıbrıs sorununun doğrudan tarafı KKTC'dir. Bizim, dolaylı bir taraf olarak inisiyatif almamızı ben doğru bulmuyorum. BM Genel Sekreteri'nin öneri paketi 150 sayfayı aşkındır. Bu nedenle, kimsenin bir öngörüşü ve peşinen söyleyebileceği bir şey olamaz. Sayın Denktaş'ın, rahatsızlığı nedeniyle ayrıntılar hakkında bilgi sahibi olduğunu sanmıyorum. Önemli olan Sayın Denktaş'ın ne söyleyeceğidir. Türkiye, onunla görüştükten sonra görüş bildirir diye düşünüyorum.'' Cumhurbaşkanı Sezer, şöyle devam etti: ''Türkiye'nin AB üyeliği ile Kıbrıs konusu arasında bir bağlantı kurmadığımı defalarca söyledim. AB üyeleri de bunu kabul etmiş durumdalar. Çünkü, bu sorunun doğrudan tarafı olan Güney Kıbrıs Rum kesimine, sorunun çözülmemesi durumunda da kendilerini AB'ye alacaklarını söylediler. Bu söylemden yola çıkarak, Türkiye'nin dolaylı taraf olduğu Kıbrıs sorununda, bu sorunun çözülmesi halinde Türkiye'ye müzakere tarihi verileceğini söylemek bence çelişkidir ve doğru bir tavır değildir. Bu ikilemi, AB'nin gidermesi gerektiğine inanıyorum.'' İÇTEN DAVRANMIYORLARSezer, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: ''Görüştüğüm devlet veya hükümet başkanlarına, 'Kıbrıs sorunun çözümünü GKRY'nin AB'ye alınması için mi, yoksa Türkiye'ye tarih verilmesi için mi istiyorsunuz?' diye sordum. Hiçbirinden yanıt alamadım. Bu nedenle, Kıbrıs konusunu neden koşul olarak öne sürdüklerini anlamış değilim. Devlet ve hükümet başkanları, özel görüşmelerde, Türkiye'ye AB'ye katılım müzakereleri tarihi verilmesi konusunda, kendileri yönünden sakınca ve sıkıntı olmadığını, bizi desteklediklerini söylüyorlar. Başka ülkelerin buna engel oluşturacağını söylüyorlar. Engel oluşturacağı söylenen ülkelerle yüz yüze yaptığımız görüşmelerde, kendileri açısından bir sorun olmadığını, başkalarının engellediğini anlatıyorlar. Pek içten davrandıklarını sanmıyorum.'' Sezer, Kopenhag'da Türkiye'ye verilecek tarih ile Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) arasında bir bağlantı kurmadığını, Kıbrıs ile de böyle bir bağlantı görmediğini, Türkiye'nin olumlu bir yaklkaşım içinde olduğunu söyleyere, ''Aynı olumlu yaklaşımı AB'den beklemek de hakkımızdır'' dedi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bir soru üzerine, Türkiye'de muhalefet ve iktidar partilerinin her ikisinin de, Türkiye'nin AB'ye tam üye olması konusunda fikir birliği içinde bulunduklarını, bu konuda kendilerine görüş sunmak için bir toplantı yapmayı düşünmediğini, ancak onlardan bir talep gelirse karşılamaya hazır olduğunu ifade etti. TÜRKİYE'Yİ DESTEKLEYEN ÜLKELERCumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, İngiltere, İspanya ve İtalya'nın, Kopenhag zirvesinde Türkiye'ye tarih verilmesine tam destek sağladıklarını bildirdi. Yeni müttefik 7 ülkenin katılımı ile genişleyecek olan NATO'nun ''stratejik derinliğini artıracağını'' ifade eden Sezer, açık kapı politikasını destekleyen Türkiye'nin, güneydoğu Avrupa ülkelerinin de NATO'ya alınmaları gerektiğini savunduğunu hatırlattı ve Bulgaristan ile Romanya'nın da davet edilmelerinden özel bir memnuniyet duyulduğunu anlattı. NATO zirvesi kararlarına da değinen Sezer, Acil Mukabele Gücü oluşturulması kararına değinerek ve Türkiye'nin bu güce katkıda bulunmak için gerekli çalışmaları sürdürdüğünü belirterek, ''Türkiye, birçok alanda yeteneklerini geliştirme kararında olduğunu da NATO'ya bildirmiştir'' dedi. NATO-AB ilişkilerine de değinen Sezer, Türkiye'nin, başlangıcından bu yana, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası'nın (AGSP) geliştirilmesine destek verdiğini tekrarladı ve bu konuda karşılaşılansorunların aşılması için yapıcı bir yaklaşım içinde olunacağını belirttiğini anlatarak, ''Aynı yapıcı tutumun AB tarafından da sergilenmesi durumunda, kısa sürede doyurucu bir çözüme ulaşılacağına inanmmaktayız'' dedi. Irak konusunda NATO devlet ve hükümet başkanlarının aldıkları karara değinen Sezer, ''Türkiye, Irak'ın toprak bütünlüğünün ve siyasal birliğinin korunması gereğini her fırsatta dile getirmektedir.Irak'ın, BM ile yapıcı bir işbirliğine girerek, askeri bir harekata gerek bırakmayacağını ve Irak halkının yıllardır çekmekte olduğu sıkıntıları sona erdirecek bir süreci başlatacağını içtenlikle umut etmekteyiz'' diye konuştu. Sezer, ''Irak'ın olumlu tavır izlemesi ve askeri harekat olasılığının ortadan kalkmasının içten dileğimizdir'' dedikten sonra, ''Bir askeri harekat zorunluluğu ortaya çıkarsa bunun, uluslararası yasallık ve oydaşma temelinde gerçekleştirilmesi gerektiğine de inanmaktayız'' şeklinde konuştu.     İKİLİ TEMASLAR    Prag'da çeşitli devlet ve hükümet başkanlarıyla yaptığı ikili görüşmeler hakkında bilgi veren Sezer, özetle şunları söyledi: ''İkili görüşmelerde Türkiye-AB ilişkilerini ele aldık. Türk kamuoyunun tüm ilgisinin Kopenhag doruğuna odaklanmış olduğunu, Türkiye'nin Kopenhag siyasal ölçütlerini yerine getirme yönünde attığı, tarihsel dönüşüm niteliğindeki adımların önemini vurguladım. Genel
seçimler sonunda oluÅŸan yeni parlamentoda iktidar ve muhalefetin ortak hedefinin, AB'ye tam üyelik olarak belirdiÄŸini kaydettim. Beklentimize uygun olarak, Kopenhag doruÄŸunda, 2003 yılında katılım görüşmelerinin baÅŸlaması için bir tarih verilmesi gerektiÄŸini vurguladım. Bunun gerçekleÅŸmemesinin hem Türkiye-AB iliÅŸkilerindeki belirsizliÄŸin sürmesine, hem de AB'nin geniÅŸleme sürecinde Avrupa'da yeni bölünme yaratılması anlamına geleceÄŸini dile getirdim.'' Görüştüğü cumhurbaÅŸkanları ve baÅŸbakanların, Türkiye'nin son birbuçuk yılda attığı adımların önemini takdir ettiklerini belirterek,Koprenhag zirvesinde beklentilere uygun bir karar çıkıp çıkmayacağından emin olmadıklarını söylediklerini anlatan Sezer, şöyledevam etti: ''Bu doÄŸrultuda çaba harcayacaklarını söylediler. Ä°ngiltere, Ä°talya ve Ä°spanya baÅŸbakanları, tarih verilmesine tam destekleri bulunduÄŸunu kaydettiler. Danimarka BaÅŸbakanı da, doruk toplantısında makul bir sonuç alınması yönünde, bizimle danışma halinde çaba sürdüreceklerini belirtti.''   Â
button