Sessiz pazarlamanın mucidi Candan Erçetin'dir

Güncelleme Tarihi:

Sessiz pazarlamanın mucidi Candan Erçetindir
Oluşturulma Tarihi: Şubat 03, 2004 00:00

SON zamanlarda yazarların medyatik kimliğinden rahatsız olan okurların sayısında bir artış var. Kime rastlasam aynı şeyi söylüyor.Okutma kampanyaları ters tepmeye başladı. Okur kampanya/propaganda ormanında, yönlendirme bombardımanından kaçıyor.Okurların, yazarın seçimi budur ama ben karşıyım gibi iki şıklı bir yargıya varmalarını daha uygun görüyorum.Sevdikleri yazarın kitabının iyi içeriğini, pazarlama yöntemi yüzünden reddetmesinler, her televizyonda, her gazetede, her dergide onu gördükleri için almamakla cezalandırmasınlar.Daha önce yazmıştım. Názım Hikmet, 1935 tarihli bir yazısında; kitabın da herhangi bir meta gibi pazarlanmasını savunuyordu.Gene bu konuyu tartışma gündemine getiren Orhan Pamuk'un İstanbul, Hatıralar ve Şehir kitabı. Kitabı ben beğendim, her okur bunu başka düzlemde okuyabilir.Şimdi yazar açısından değil, bir de yayınevi yetkilileri gözünden bakalım.Kitaba da, kampanyaya da yatırım yapıyor, gerekçesi şu bence: Satacak kitabın daha çok satmasını sağlamak. Ben satmayacak bir kitabın gerek yayınevi gerek yazarı tarafından, bu yolla çok satan düzeyine getirilebileceğine inanmıyorum.* * *BANA Candan Erçetin örneğini veren, okur yazar arkadaşım bunun da bir başka pazarlama taktiği olduğunu söyledi.Tam katılmıyorum bu görüşe.Enis Batur, söyleşisinde televizyona çıkmadığını, bu tür kampanyalardan hoşlanmadığını açıklamıştı, dediğini uyguluyor. Yazarın seçimi bu.Batur, bilinçle medyatikliği reddediyor. Ama birçok yazar böyle bir gerekçeyle mi kaçıyor?A. Ömer Türkeş'in 'Ünlü yazarlık'tan 'pop star'lığa başlıklı yazısındaki şu bölümü bu bağlamda okuyun:‘‘Orhan Pamuk'un yeni kitabı, İstanbul, Hatıralar ve Şehir, her türden kitle iletişim aracından fışkıran çarpıcı Pamuk görüntüleriyle sunuldu pazara... Bir kültür nesnesini, kültür nesnesi olmayan bir başkasından ayıran ince fakat belirleyici sınır biraz daha silindi.’’Böyle bir fark çok yapay gibi geldi bana.Murathan Mungan da medyatiklik kavramına artık karşı. Kitapçı vitrinlerinde yer alan yeni romanı Çador için Murathan Mungan'ın söylediği bana makul geldi.‘‘Kitap önce okunsun ve ne olduğu iyice anlaşılsın, ondan sonra üzerine konuşayım’’ diyormuş Kültürazzi'den okuduğuma göre.Bu tavrı benimsiyorum, çünkü okurun etkilenmeden, kendi başına, kendi beğenisini oluşturduktan sonra yazarın konuşması bana daha iyi geliyor.Ancak burada da eleştirmenlerin işlevi söz konusu edilmeli. Eleştirmenler de okuru yalnız bırakmasınlar, okurla yazar arasındaki köprüyü iyi kursunlar.* * *ANLADIĞIM kadarıyla okur salim kafayla seçim yapmak istiyor.Ne var ki, bunca kampanyanın kendini yanılttığı fikri bilinçaltını kurcalıyor.Oysa beğendiği anda bu kuşkuları giderecektir.Ya beğenmezse, yazarın gelecek kitabı tehlikeye girer.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!