'Seri katil'e beş kez müebbet
Güncelleme Tarihi:
İstanbul Fatih'te 5 kişiyi boğarak öldürdüğü, cesetlerini de kolilere yerleştirip değişik yerlere attığı iddiasıyla yargılanan Orhan Aksoy, 5 kez müebbet ağır hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Orhan Aksoy katıldı.
Duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan Aksoy'un avukatı, müvekkilinin emniyette verdiği ifadesinin dışında konuya ilişkin beyanı bulunmadığını, ceza ehliyeti yönünden yeniden rapor alınması gerektiği kanaatinde olduğunu söyleyerek, tahliye talebinde bulundu.
Sanık Orhan Aksoy da, cinayetlerle ilgisinin olmadığını ve beraatına karar verilmesi gerektiğini öne sürerek, savunmasını içerdiğini söylediği bir defteri mahkemeye verdi. Son sözü sorulan Aksoy, tahliyesine karar verilmesini istedi.
KARAR
Sanık Orhan Aksoy'un, Mekmedi Yeşilyayla, Hakan Kaya, Turgut Erkan, Ömer Şeker ile Ali Rıza İdrisoğlu'nu para ve eşyalarını gasp amacıyla öldürdüğünün anlaşıldığını belirten mahkeme heyeti, Aksoy'u ”başka bir suçu hazırlamak ya da kolaylaştırmak için adam öldürmek” suçundan 5 kez müebbet ağır hapis cezasına çarptırdı.
Mahkeme heyeti, “Birden fazla müebbet ağır hapis cezasının infazını düzenleyen” TCK'nın 70. maddesine göre, Aksoy'un 2 yıl boyunca geceli gündüzlü hücre hapsinde tutulmasını da hükme bağladı.
Aynı madde uyarınca, Aksoy hakkındaki 5 ayrı müebbet ağır hapis cezasının tek müebbet ağır hapis cezası gibi infaz edileceğini belirten Mahkeme Heyeti Başkanı Ertuğrul Tokalakoğlu, sanık Aksoy'a, davanın re'sen Yargıtay'a gideceğini, kendisi de isterse temyiz dilekçesi verebileceğini söyledi.
Bunun üzerine Aksoy, yanında getirdiği temyiz dilekçesini mahkemeye vererek, “Bugünden itibaren ölüm orucuna başlıyorum” dedi.
Aksoy'un sözlerine ölenlerin yakınlarından Mehmet Sait Yeşilyayla, Hayriye Erkan ve Gülbahar Kaya tepki gösterdi. Orhan Aksoy, duruşma salonundan çıkarılarak cezaevi aracına götürüldüğü sırada “zafer” işareti yaptı.
HER CİNAYETE AYRI GEREKÇE
Daha önceki duruşmada verilen savcılık mütalaasında, Orhan Aksoy'un Romanya'ya gittiği, burada evlenerek Türkiye'ye döndüğü, geçim sıkıntısı çekmesi üzerine de eşini ve çocuğunu eşinin Romanya'daki ailesinin yanına bıraktığı kaydedilmişti.
Aksoy'un, “Mekmedi Yeşilyayla'nın 5 milyar lira biriktirdiğini bildiği ve bu parayı alabileceğini düşünerek evine çağırdığı” ifade edilen mütalaada, sanığın Yeşilyayla'yı öldürerek cesedini koli içinde Yenibosna'da ıssız bir yere bıraktığı belirtilmişti.
“Hakan Kaya'nın da parasını alabileceğini düşünen sanığın, bu nedenle Kaya'yı öldürmeyi kafasına koyduğu” anlatılan mütalaada, evine çağırdığı bu kişiyi naylon iple boğarak öldüren Orhan Aksoy'un, cesedi bir koli içinde eski Hasdal Çöplüğü'ne bıraktığı anlatılmıştı.
“Bu olaydan sonra kendisine ulaşılabileceğini düşünen sanığın evini değiştirerek izini kaybettirmeye çalıştığı” ifade edilen mütalaada, Aksoy'un bir bahaneyle evine çağırdığı Ömer Şeker'i de parasını almak için boğarak öldürdüğü ve cesedini bir koli içinde boş araziye bıraktığı kaydedilmişti.
Mütalaada, sanığın, Turgut Erkan ile Ali Rıza İdrisoğlu'nu da öldürdüğü ve cesetlerini ayrı kolilere koyarak Gaziosmanpaşa'daki bir parka bıraktığı ifade edilmişti.
Bu olaylardan sonra Bursa'ya giden Aksoy'un yakalandığı ve üzerinden İdrisoğlu'na ait tesbihin çıktığı belirtilen mütalaada, ”sanığın maktulleri paraları için öldürdüğü, ancak her olay için ayrı bir bahane bulduğu” anlatılmıştı.
Bu olaylara rağmen hayatını sakin bir şekilde sürdüren Orhan Aksoy'un bu eylemleri geçim kaynağı olarak gördüğü ifade edilen mütalaada, “Sanığın akli dengesi yönünden alınan raporlarda, TCK'nın 46. ve 47. maddelerinden yararlanmasını gerektirecek bir rahatsızlığının olmadığının bildirildiği” de belirtilmişti.