Sayman'ın Savcı Yüksel'e açtığı davada yerel mahkeme kararı bozuldu

Güncelleme Tarihi:

Saymanın Savcı Yüksele açtığı davada yerel mahkeme kararı bozuldu
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 2006 12:47

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman'ın, Ankara Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel aleyhine açtığı tazminat davasını “husumet” yönünden reddeden yerel mahkeme kararını bozdu.

Haberin Devamı

Eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, Türkiye'deki Alman vakıfları ile ilgili yürüttüğü hazırlık soruşturması sonucunda, “ortada ciddi bir delil yokken”, kapatılan Ankara DGM'nin Cumhuriyet Savcısı Yüksel'in ceza davası açtığını ileri sürerek, maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açmıştı.

Sayman, dava dilekçesinde, ortada ciddi bir delil yokken ceza davası açıldığını, bunda Yüksel'in kişisel kusuru bulunduğunu ileri sürdü.

Beyoğlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın “husumet” yönünden reddine karar verdi. Yücel Sayman bu kararı temyiz edince dosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesine geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Daire, memurların ve diğer kamu görevlilerinin kişisel kusur teşkil eden eylemlerinin Anayasa'nın 129/5. maddesi kapsamında düşünülemeyeceğini vurguladı.

Haberin Devamı

Yücel Sayman'ın dava dilekçesinde Nuh Mete Yüksel'in kişisel kusuruna dayanarak istemde bulunduğunu anımsatan Daire, yerel mahkemenin davacının iddiası ve davalının eylemlerini yasal çerçevede değerlendirerek incelemesi ve sonucuna göre bir karar vermesi gerektiğine işaret etti. Daire, mahkemenin bu yönü gözetmeden davayı “husumet” yönünden reddetmesini doğru bulmadı.

DİRENMEYE DE BOZMA

Yerel mahkemenin önceki kararında direnmesi üzerine Sayman bu kararı da temyiz etti. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yerel mahkemenin direnme kararını Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin gerekçelerine dayanarak bozdu.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma gerekçesinde, özellikle Anayasa'nın 129/5. maddesi gereğince, memurların ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken meydana gelen zararlara ilişkin idare aleyhine dava açılabilmesinin eylemin hizmet kusurundan kaynaklanmış olması koşuluna bağlı olduğu vurgulandı.

Gerekçede, dava dilekçesinde sıralanan maddi olguların, davalının (Nuh Mete Yüksel) salt kişisel kusuruna dayandığını göstermesine rağmen, öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun daha önce verdiği bir kararında da aynı ilkenin benimsendiğine işaret edilen gerekçede, “Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır” denildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Genel Kurul'un oy çokluğu ile aldığı karara, Yargıtay üyesi Şansal Erkam, muhalefet şerhi koydu.

Haberin Devamı

Erkam'ın muhalefet şerhi gerekçesinde, Yüksel'in delilleri topladığı ve ilgili mahkemeye iddianameyle dava açtığı anımsatıldı. Delillerin takdirinin yargılama sonucu mahkemeye ait olduğunu belirten Erkam, şunları kaydetti:

“Cumhuriyet Savcısının topladığı delillerle açtığı davada kişisel kusuru düşünülemez. Zira davacı tutuklanmamış, hatalı hüküm ile mahkum olmadığından davacının kişisel zarara uğradığı da düşünülemez. Aksi halde tüm Cumhuriyet savcılarının görevlerini yapmaları sonucu yargılanmaları durumu karşısında Cumhuriyet savcıları görev yapamazlar.
Anayasa'nın 129/5 maddesine göre, 'memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri suçlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak ancak idare aleyhine açılır' hükmü gereğince bu davanın idari yargı yerinde açılması gerektiğinden, ancak davalının gerçek kişi olması nedeniyle gerçek kişiler aleyhine idare yargı yerinde dava açılamayacağından davanın husumet nedeniyle reddi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne muhalifim.”

Haberin Devamı

Genel Kurulun kararından sonra Beyoğlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi davayı yeniden görüşecek.

Kapatılan Ankara DGM'nin Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel, Alman Vakıfları ile ilgili soruşturma sonucunda, aralarında Sayman'ın da bulunduğu 15 kişi hakkında “devletin emniyetine karşı gizli ittifak oluşturdukları” iddiasıyla dava açmıştı.

Kapatılan Ankara 1 No'lu DGM, 4 Mart 2003'te, delil yetersizliğinden sanıkların oy birliğiyle beraatlerine karar vermişti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!