Sapık

Gerilim sinemasının başyapıtlarından biri olan Sapık yeniden korkutmak için geldi. Alfred Hitchcock 1960 yılında Sapık'ı yaptığında film Hollywood'da o güne kadar çekilen en şiddet yüklü ve aynı zamanda da en ürkütücü film olmuştu. Manyak bir katilin portresinin beyazperdede en yalın biçimde çizilmesi karşısında seyirce adeta şok geçirmişti.

Hitchcock'un hareketli kamerası, hızlı tempolu kurgusu ve insan psikolojisinin en karanlık köşelerine inmeyi hedefleyen usta işi yönetimi sayesinde ortaya daha öhce hiç yapılmamış türden bir sinema olayı çıkmıştı. Bu yüzden de eski klasiklerin ardarda yeni uyarlamalarınan yapıldığı günümüzde şimdiye dek hiç kimse çıkıp da Sapık'ı yeniden çekmeye kalkışmadı.

Hollanda kökenli yönetmen Gus Van Sant, aradan 38 yıl geçtikten sonra Sapık gibi bir başyapıtın yeni versiyonunu çağdaş yöntemlerle çekmeye kalkışmakla bir tabuya karşı cesur bir adım atmış oldu.

Ve bunu orijinal Sapık'ın çekim senaryosunu eline alarak aynı sahneleri aynı biçimde yeniden çekerek yaptı. Aradaki tek fark günümüzün çağdaş film yapım tekniklerinin kullanılmasıydı.

Gus Van Sant, Sapık'ı neden seçtiğini şöyle anlatıyor: ‘‘Bir gerçeği fark ettim. Sapık'ı yakından tanıyanlar sadece sinema öğrencileri, sinema tutkunları ve bu endüstrideki bazı insanlardı. Buna karşılık bu filmi büyük ihtimalle hiç izlememiş çok büyük bir yeni izleyici kuşağı vardı. Bir klasik filmi popülarize etmenin bir yolu olmalı diye düşündüm... Tabi orijinaline bağlı kalmak şartıyla...’’

Yeni Sapık'ın oyuncu kadrosunun seçilmesi de çok önemli bir unsurdu. Günümüzün genç ve güzel kadın oyuncularından Anne Heche, sinema tarihinin en ünlü kadın rollerinin birini, özgürlüğe giden yolunda bir motel odasında mola veren ve orada kendisini hiç düşünmediği bambaşka bir yolculğun içerisinde bulan, orijinal filmde Janet Leigh'in oynadığı Marion Crane rölünü üstlendi.

YENİ SAPIK VAUGHN

Karşılaşılan en büyük zorluk ise, orijinal filmde Anthony Perkins'in canlandırdığı Norman Bates rolüne uygun bir oyuncu bulma konusunda oldu. Bu role en uygun aktör olarak Vince Vaughn seçildi. Filmde diğer rolleri Viggo Mortensen, Julianne Moore ve William H. Macy paylaşıyorlar.

Hitchcock'un vasiyeti yerine geldi

Gus Van Sant'ın filmde değiştirdiği sahnelerden biri açılış sahnesi oldu. Ancak bu değişikliği Hitchcock'un bir arzusunu yerine getirmek için yaptı. Büyük usta orijinal Sapık'ı yaparken Phoneix'teki motelin çekimlerini helikopterden yapmak istemiş, ancak o günlerdeki yetersizlikler nedeniyle açılış sahnesini kendi arzusu dışında yapmak zorunda kalmıştı. Gus Van Sant yeni versiyonun açılış sahnesini helikopter çekimleriyle gerçekleştirirken bir bakıma Hitchcock'un asıl ulaşmak istediği vizyonu da yakalamış oldu.

Orijinal Sapık'ta Hitchcock'un kullanmadığı bir teknoloji vardı: Renk unsuru... O dönemin sansürcülerinin gerçek kan rengi nedeniyle filmi sansür edebilecekleri endişesiyle siyah-beyaz çekmeyi yeğlemişti. Oysa büyük ustanın renk unsuruna mükemmelci yakalamışı çok iyi biliniyordu.

Van Sant ekibi ise renk unsuruna özel bir dikkat gösterdi ve Bates Motel'in orijinalindeki gri ağırlıklı dünyasını yeniden yaratırken yepyeni bir yaklaşım sergiledi. Bu konuda yapılanları görüntü yönetmeni Chris Doyle şöyle anlatıyor: ‘‘Sapık'ın ağırlıklı renginin yeşil olması gerektiğine kara verdik... Filme daha basit renklerden oluşan doymamış renk imajlarıyla başladık ve Bates Motel'in içine girildiği andan itibaren renkler daha keskin ve daha karmaşık bir hal almaya başladı. Sonlara doğru ise bu zengin ve rengarenk imajdan uzaklaşıp yeniden doymamış renklere dönüş yaptık.’’

‘Yol’un açık olsun

Seneryosunu Yılmaz Güney'in yazdığı ve Şerif Gören'in yönettiği Yol filmi, çekildikten tam 17 yıl sonra Türk izleyicisi ile buluştu.

Yol, yarı açık cezaevinden bir haftalığına izne çıkmış beş mahkumun yol hikayesini anlatan bir film...

Yılmaz Güney'in eşi Fatoş Güney, teknolojik olarak yenilenen filmin kurgusunda bir değişiklik olmadığını söylüyor. Filmin seslendirmesinin yenilendiğini anlatan Güney, ‘‘Film bütün dünyayı dolaştıktan sonra ilk kez Türk seyircisiyle buluşacak. Çeşitli ülkelerde çok beğenildi. Japonya'da bile kapalı gişe oynadı. Türkiye'de de coşkuyla karşılanacağına inanıyorum’’ dedi.

Müzikleri Zülfü Livaneli'ye ait olan filmde Tarık Akan, Şerif Sezer, Halil Ergün, Meral Orhonsay, Necmettin Çobanoğlu, Hikmet Çelik ve Tuncay Akça rol alıyor.