Sanat tarihinin en büyük sahteciliği

Güncelleme Tarihi:

Sanat tarihinin en büyük sahteciliği
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2011 00:00

Yakın dönemin en büyük sahte sanat eseri skandallarından birinin davası nihayet sonuçlandı. Dünya resim piyasasına milyonlarca Euro’luk zarar verdiği tahmin edilen skandalın elebaşı Alman Wolfgang Beltracchi ve üç suç ortağı hapis cezasına çarptırıldı

Haberin Devamı

Almanya’nın Freiburg kentinde yaşayan Wolfgang Beltracchi üniversite yıllarında sanat eğitimi almıştı. Ancak, ressam olarak kendisini şöhrete kavuşturacak bir kabiliyeti olmadığını fark etmesi uzun sürmedi. Bunun üzerine aklını sanat piyasasının zaaflarından faydalanabileceği hinlikleri yormaya başladı. 20. yüzyılın başlarında yaşamış önemli Alman ve Hollandalı ressamların eserlerinin sahtelerini üretmeye başladı.
Picasso ya da bir Van Gogh değil de daha az rağbet gören Heinrich Campendonk, Max Pechstein, Fernard Léger ve Max Ernst gibi ressamların eserlerini taklit etmeyi tercih etmesinin sebebi ise yakalanma riskinin daha düşük olmasıydı. Kendi adı Fischer’i bırakıp soyadını aldığı karısı karısı Helene ile detaylı bir plan yaptılar. Önce dışavurumcu akımdan ressamları seçip stillerini taklit ederek adlarına sahte resimler yaptılar. Sonra da adeta sırlarını korumalarına yarayacak bir senaryo yazdılar. Buna göre Helene ve kız kardeşi Jeanette’in büyükbabası Werner Jagers mevzu bahis ressamların eserlerini 2. Dünya Savaşı öncesi dönemin ünlü sanat simsarı Alfred Flechtheim’dan almıştı. Almakla da kalmamış savaş yıllarında Almanya’daki malikanesinde saklamıştı.
Bu hikayeyi yalanlayabilecek pek bir kaynak da mevcut değildi. 1933’te Nazi işgalinden kaçıp Paris’e yerleşen simsar Fleichteim 1937’de Londra’da öldüğünde koleksiyonunun büyük bir kısmı kaybolmuştu. Fleichteim galerisinin katalogları yeniden incelendiğinde birçok eserin kaydı bulunamamıştı. Ancak, 2. Dünya Savaşı yıllarının karmaşasında bundan daha normal ne olabilirdi ki? Bunun üzerine Wolfgang’a ve Helen ile kız kardeşine kalan da 1970’li yıllarda bu tabloları satıp parasını Andorra’daki bir bankaya transfer etmekti. Yıllar içinde sahte 44 eserin 14’ünü çeşitli müzayedelerde sattılar. Bu trafik özellikle 1990’dan sonra hızlandı ve aile bu satışlardan tahmini 22 milyon Euro gelir elde etti.

Haberin Devamı

İCAT EDİLMEMİŞ BOYA

Bu düzen 15 yılı aşkın süre tıkır tıkır işledi. Ta ki 2006 yılına kadar. O yılın kasım ayında, Jeanette Beltracchi, sahte eserlerin bir kısmının satıldığı Köln’deki müzayede evi Lempertz’e yeni bir resim getirdi. ‘Red Picture with Horses’ (Atlı Kırmızı Resim) isimli bu resmi bir Malta şirketi 2.9 milyon Euro’ya satın aldı. Fakat bu şirket önceki alıcılardan biraz daha şüpheci çıkmıştı. Bu kadar para verdikleri için resmin orijinalliğini kontrol ettirmek üzere Cenevre’den bir galerinin ve sanat tarihçisi Andrea Firmenich’in desteğini aldılar.
Müzayede evi Lempertz, Cenevre’deki galeriye, resmi bir belge bulunmadığını ama Campendonk’un oğlunun bizzat resmin orijinalliğini tasdik ettiğini söyledi. Bu sözler Firmenich’i tamamen ikna etmeye yetmedi. O da resmin bilimsel incelemeye tabi tutulmasını istedi. Firmenich bir yandan da simsar Fleichteim üzerine uzmanlaşmış Ralph Jentsch ile de irtibata geçti.
ışte bundan sonra 15 yıllık sırlar perdesi aralanacaktı. Beltracchiler’in daha önceki satışlarda da kullandığı ‘Orijinal bir Alfred Fleichteim koleksiyonu eseridir’ belgesini gören Jentsch kahkahalar atmaktan kendini alamayacaktı. Jentsch bu belgenin gerçeğiyle uzaktan yakından alakası olmadığını şıp diye anlamıştı. Üstüne üstlük, Werner Jägers adını da hayatında ilk duyuyordu. 2008’de sonuçlanan testlerde de, 1914’te yapıldığı iddia edilen resimde o tarihte henüz icat edilmemiş bir boya kullanıldığını da ortaya çıkarınca sahtekârlık kuşkusu iyice arttı.
Olay Alman Emniyeti’ne bildirilince Wolfgang Beltracchi ve ailesi takibe alındı. Köln Başsavcılığı’nın soruşturmayı açmasından sonra senaryonun kalanı da çorap söküğü gibi çözüldü. 2010 Ağustos ayında Berlin emniyet müdürlüğün Wolfgang’ın işbirlikçisi Otto Schulte-Kellinghaus’un evinde yaptığı aramada Max Ernst’in ‘La Forêt (2)’ eseriyle ilgili 2003’teki bilimsel bir incelemenin sonuç belgesini ele geçirdi. Bu belgeye göre ‘La Forêt (2)’nin 1927’de yapılmış olması imkansızdı. Çünkü tıpkı Campendonk’un eserindeki gibi bu resimde de o tarihte henüz icat edilmemiş bir boyayla kullanılmıştı.
Savcılık kayıtlarına göre, şu anda 60 yaşındaki Wolfgang Beltracchi’nin liderliğindeki sahte eser skandalının sanat piyasasına zararı 22 milyon Euro’yu bulmuştu. Normal şartlarda 40 celsede 168 şahitle yapılması planlanan davanın dört suçlusu ile itirafları doğrultusunda anlaşmaya varıldı. Sonunda suçlarını itiraf eden Beltracchi altı yıl, eşi Helene Beltracchi dört yıl, Helene’in kız kardeşi Jeanette S. 21 ay ve dördüncü isim Otto Schulte-Kellinghaus ise beş yıl cezaya çarptırıldı.
Davada ismi geçen sanat eksperi Ralph Jentsch ise davaya yansıyan 14 eserin buzdağının görünen kısmı olduğunda ve 1980’den önce en az 15 eseri piyasaya sürdüğü tahmin edilen grubun, Beltracchi tarafından yapılmış 150 ila 200 sahte eserin satışını gerçekleştirmiş olabileceğinde ısrarlı.

Haberin Devamı

SKANDAL STEVE MARTIN’İ BİLE YAKMIŞTI

Amerikalı aktör Steve Martin de bu skandalda zarar görenler arasında. 2004’te Campendonk’un 1915 tarihli olduğu iddia edilen ‘Landschaft mit Pferden’ (Atlı Manzara) eserini Paris’teki galeri Cazeau-Béraudière’den 700 bin Euro’ya satın alan Martin, iki yıl sonra bu eseri Christie’s tarafından düzenlenen bir müzayedede 200 bin Euro zararla ısviçreli bir işkadınına satmıştı. Bu eserin de dava sırasında sahte Jägers koleksiyonundan geldiği anlaşıldı. Üstelik 2004’te bir Campendonk uzmanı tarafından orijinalliği tasdiklenmişti!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!