Sakınca yok

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, özel bir ziyaret için İstanbul’a gelen Fas Kralı 6’ncı Muhammed ve ailesini, 2’nci Abdülhamid’in yönetim binası olan Yıldız Sarayı içindeki Büyük Mabeyn Köşkü’nde kabul etti. Böylece tarihi mekân ilk defa devlet konukevi olarak kullanılmış oldu. Mabeyn’in konukevi olarak kullanılması fikrini ise ilk defa eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın sunduğu ortaya çıktı. Günay, mekânın konukevi olarak kullanımının teammüllere uygun olup olmadığına yönelik eleştirilerle ilgili, “Konukevi olarak kullanılmasında sakınca yok ama konaklama yapılamaz. Sürekli, günübirlik çalışma ofisi olarak kullanılması da doğru olmaz” dedi. Günay, şunları söyledi:

GÜL OTELDE AĞIRLIYORDU

“Bakanlık görevime başladığımda Yıldız Sarayı’nda kısmi restorasyon vardı. Büyük Mabeyn’i bitirmiştik fiziki yapı olarak. İç düzenlemesi bir devlet kabul salonu olarak yapılsın; cumhurbaşkanı ve başbakan, üst düzey misafirler geldiğinde burayı bir kabul mekânı olarak kullansın diye düşünmüştüm. Bunu o zaman hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan’la paylaşmıştım. Buna uygun düzenlemeler yapılıyordu. Tamamlanma sırasında görevimden ayrıldım. Sayın Abdullah Gül’ün bazı konuklarını otelde veya buna benzer mekânlarda kabul ettiğine tanık olmuştum. Yıldız, trafik ulaşımı ve içindeki mekânların düzenlemesi bakımından kabul için kullanmaya uygun bir yapıdaydı.

TİYATRO SALONU VAR

Sultan Abdülhamid döneminde kullanılmış bir yapı. Büyük Mabeyn ve Küçük Mabeyn dışında, genelde özel kullanım mekânları var. Bir de içinde küçük tiyatro var. Abdülhamid’in son eserleri veya buna benzer küçük ölçekli eserleri izlediği opera ve tiyatro sahnesi burası. Oranın da restorasyonu olacaktı; niteliği yüksek sanat temsillerinde kullanmayı hedeflemiştik. Umarım o da sürer. Ben bu özelliği de ortaya çıkarmayı amaçlamıştım. Son durumunu bilmiyorum. Konukevi olarak kullanılmasıyla ilgili bir sorun çıkmaz sanıyorum. Kültür Bakanlığı’na tahsisli bir alan. Konaklama olarak kullanımı sorunlu olur. Sadece yabancı ziyaretçilerin geldiği, nitelikli bir mekân olarak devletin tarihe olan saygısıyla ilgili bir vurgudur. Her türlü ziyarete açık olmaması gerekir. Fransa Kültür Bakanı, Türk sezonunun açılışını Louvre içerisinde bir salonda yapmıştı. Orada bir Louvre Sarayı içerisinde özel bir mekânda ağırlamıştı. Çok tarihi bir yapıydı, kliması yoktu. Çok sıcaktı ve mendillerle serinlemeye çalışıyorduk. Özgün yapısına dokunulmamıştı.

DOLMABAHÇE GİBİ OLMASIN

Bizim tasarımımız bu yöndeydi. Topkapı Sarayı mesela buna uygun değildi. Çinili duvarları falan var. Bu mekân daha önce Harp Akademileri’ne verilmişti. Akademi bu kompleksi yıllarca kullanmıştı. Halen Yıldız’daki kompleksin bir bölümünü Yıldız Teknik Üniversitesi kullanıyor. Hatta kullanılan Mabeyn ile sırt sırta. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanlıkları özel misafirleri geldiklerinde, Türkiye’nin zenginliklerinin bir parçası olarak neden burayı kullanmasınlar. Üniversitenin de buradan çıkmasından yanayım. Büyük Mabeyn, devletin en üst düzeyinin temsili için en yakışan makamdır. Dolmabahçe’deki gibi çalışma ofisine çevrilirse hoş olmaz. Üst düzey kabul salonu olarak kullanılmalı.”

Osmanlı’yı buradan yönetmişti

YILDIZ Sarayı’nın en ihtişamlı köşkü olan Mabeyn Köşkü, Sultan Abdülaziz tarafından 1866 yılında Balyan Ailesi mimarlarına yaptırıldı. Köşkün dış cephesi yivli ve kompozit başlıklar, sütunlar, konsollu ve dilimli arşitravlarla bezeli. Köşkün iç planı ise eski mimari geleneğe dayalı. Alt kattaki havuzlu Divanhanesi ve ikinci kata çıkan kristal trabzanlı merdivenleriyle ünlü. Üst kat padişah tarafından kullanılırken, diğer bölümler ise üst düzey saray görevlileri tarafından kullanılmıştı. Plevne Savaşı Komutanı Gazi Osman Paşa da bu binada Mabeyn Müşiri olarak görev yapmıştı. Sultan 2’nci Abdülhamid döneminde (1876-1909) devletin yönetim binası olan Köşk, gerek Osmanlı döneminde gerek Cumhuriyet’in ilanından sonra önemli davet ve ziyafetler için kullanılmıştı.