Sadak Barajı başka bir bahara

Güncelleme Tarihi:

Sadak Barajı başka bir bahara
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2003 00:00

ERZİNCAN'dan Kelkit'e doğru giderken, etrafımızdaki arazi çorak, sonbaharın turuncu ve sarıya boyadığı ağaçlar tek, tük.Bir tepeciğin üzerine çakıl taşlarıyla ‘‘erozyonla mücadele’’ diye yazmışlar.Belli ki, doğa pek de cömert davranmamış bu topraklara.Kelkit'te Atatürk Üniversitesi Aydın Doğan Meslek Yüksekokulu'nun açılış töreni öncesi dertleştiğim Kelkitliler de zaten en fazla susuzluktan şikayetçi.İşsizlik tabii ön planda.Başbakan Erdoğan'ın da katıldığı tören için İstanbul'dan bir uçak dolusu işadamı, gazeteci, politikacı gelmiş.Erzincanlılar, Gümüşhaneliler sayıca baskın gibi.CHP İstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem Gümüşhaneli, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül Erzincanlı.Buralarda hayli popüler olan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül soruyor, Kelkitliler cevap veriyor.‘‘En büyük sorununuz nedir?’’‘‘İşsizlik. Fabrika yok, yatırım yok. Gençlerimiz kahvelerde’’‘‘Başka...’’‘‘Susuzluk... Fasulye, pancar, buğday, arpa ekili tarlaları sulamak mümkün değil. Sadak Barajı yapılırsa burada hayat değişir.’’Kelkit'te bir kibrit fabrikası var. Un fabrikası bazen çalışıyor, bazen çalışmıyor. Uzanlar bir çimento fabrikası almışlar ama bölgedeki diğer fabrikalarla rekabet olmasın diye kapatmışlar. Tekstilde çalışanların sayısı 50, 60 kişiyi geçmiyor.Bir zamanlar seramik fabrikası vaat edilmiş, sonra unutulmuş.Şinasi Öktem'e bakarsanız eğitimli gençler arasında işsizlik oranı yüzde 60 civarında.İş, yeni yatırım ve yıllardır konuşulan Sadak Barajı...Kelkitlilerin istekleri bunlar.Atatürk Üniversitesi Aydın Doğan Meslek Yüksekokulu'nun açılış töreninde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sadak Barajı için umutları ‘‘şimdilik’’ söndürüyor: ‘‘Söz veremem, çünkü programımızda yok. 2004 programına barajı dahil edeceğiz’’ diyor.Kelkitliler için yaşamsal önemi olan Sadak Barajı bir başka bahara.Önce organik ürünler sonra organik süt ve etKELKİT'te önceki gün iki açılış vardı: Biri Atatürk Aydın Doğan Meslek Yüksekokulu, diğeri Doğan Organik Ürünler AŞ'nin ’’Organik Süt Sığırcılığı'' tesisi.Aslında okul ve tesis birbirleriyle bağlantılı.Zira Erzurum'daki Atatürk Üniversitesi'ne bağlı olarak 500 öğrenciye eğitim verecek olan okul, aynı zamanda organik tesis için de tarım konusunda uzmanlaşmış eleman yetiştirecek.GAP bölgesi de bu okulda yetişmiş öğrencilerden yararlanacak.‘‘Organik Süt Sığırcılığı’’ tesisi 30 milyon dolarlık bir yatırım.Doğan Organik Ürünler AŞ'nin Genel Müdürü Mete Hacaloğlu'nun verdiği bilgiye göre, ilk etapta çiftlikte 600 hayvan olacak. Bu sayı önce 3 bin 400'e, daha sonra 10 bine kadar çıkacak.ABD'den birkaç gün sonra Trabzon limanına gelmeleri beklenen hayvanlar, 6 ay çiftlikte yetiştirilmekte olan organik yemlerle beslendikten sonra ‘‘organik’’ sayılabilecek.‘‘Organik et’’ ve ‘‘organik süt’’ ancak 2005 yılında satılabilecek.Organik tesis tam kapasiteyle çalıştığında bölgede bin 500 çiftçi ailesine doğrudan iş imkanı yaratacak. 2003 yılı için 120 çiftçi ailesiyle üretim sözleşmesi yapılmış.Mete Hacaloğlu ayrıca önümüzdeki kasım ayında 74 ‘‘organik’’ ürünle piyasaya çıkacaklarını söylüyor. Bunlar halen Anadolu'nun çeşitli yörelerinde üretilmekte. Peki bu ürünler arasında yaş sebze, meyveler olacak mı?Girdiğim marketlerde önce organik raflara yönelen benim için bu önemli. Türkiye'de üretilen organik ürünü büyük miktarı ihraç edildiğinden marketlerde organik yaş sebze ve meyve bulmak pek mümkün değil.Hacaloğlu, ilk etapta yaş sebze ve meyve üretmeyeceklerini, pazara bakliyat, unlu ve şekerli ürünlerle gireceklerini söylüyor.‘‘Organik et ve sütü piyasaya çıkartana kadar konseptimizi yerleştirmek istiyoruz. Amacımız öncelikle organik tarım sektörünü toparlamak, canlandırmak’’ diyor.Tuğrul Şavkay'ın arkasından Tuğrul Şavkay artık yok.Yazacağı, öğreteceği, tadacağı, tavsiye edeceği milyonlarca şey varken aramızdan ayrıldı.Tam da organik ürünlerin yazılıp çizildiği bu günlerde onun fikirlerinden, yazacaklarından yoksun kaldık.Tuğrul Şavkay ile çıkılan geziler başlı başına bir serüvendi. Lokantaya oturduğunuz andan itibaren, gurme dünyasının derinliklerine yolculuk başlardı. Yemek tariflerinden tutun da, tatlardaki nüansları hangi baharatların verdiğine dek uzanan bir yolculuk. En son Paris'te, kuruluş tarihi yanılmıyorsam 1670 olan ve Voltaire'in de müdavimleri arasında olduğu Procope'ta yediğimiz etin sosunun tarifini vermişti. Tam bir günde hazırlanan bir sos. ‘‘Yapmaya kalkışma, çılgın bir iş’’ demişti.Çılgın işleri kendisi de yapamayacak artık.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!