Refahyol, ‘öncelikli tehdit’ ilan edilmişti

Güncelleme Tarihi:

Refahyol, ‘öncelikli tehdit’ ilan edilmişti
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 1999 00:00

Haberin Devamı

Çiller'in karakutusu Şükrü Karaca, 28 Şubat sürecinin perde arkasını ilk kez anlattı. Refahyol'u öncelikli tehdit ilan eden orduya ve kamuoyuna 2 ay direnen Erbakan, DYP'nin ‘‘Darbeden beter şeyler olur’’ uyarısıyla istifasını imzaladı.

ŞÜKRÜ Karaca, 3 yıl boyunca DYP Lideri Tansu Çiller'in en yakınındaki isimlerden biriydi.

Akıl hocası, önemli konuşmalarının yazarı, 28 Şubat döneminde ordu dahil pekçok kurumla çatışır hale gelen Çiller politikalarının arkasındaki isim...

Karaca, geçtiğimiz ekim ayında DYP Lideri'nin danışmanlığından ‘‘kişisel’’ nedenlerle istifa etti. Bugüne kadar göreviyle ilgili tek bir kelime konuşmadı.

18 Nisan seçimlerinde DYP Ankara milletvekili adayı oldu, ancak kazanamadı. ‘‘Çiller'in karakutusu’’ Şükrü Karaca, o kritik günlerle ilgili sorularımızı yanıtlarken bir dönemin perde arkasına da ışık tuttu.

Çiller, Erbakan'ı nasıl ikna etti

28 Şubat süreci başladı. Sivil toplum ayağa kalktı. Ordu hükümeti eleştirmeye başladı. Hükümet bir basınç alanına girdi. Tansu Hanım açısından da gerilimli bir dönemdi. Çiller, Erbakan'ı başbakanlığı bırakmaya nasıl ikna etti.

KARACA: Kolay olmadı tabii. 28 Şubat'tan hemen sonra bir değerlendirme yaptık. Mevcut hükümetle Türkiye'nin yeniden bir normalizasyon sürecine çekilmesi mümkün görünmüyordu. Şartlar git gide ağırlaşıyordu. Bu kulvardan çıkışın tek yolu vardı: Sayın Erbakan başbakanlığı bıraksın, Sayın Çiller'in başkanlığında bir seçim hükümeti kurulsun ve ekimde seçime gidilsin. Halk bu anormalleşmeye bir son versin.

Anormal olan şeyler nelerdi?

KARACA: Çok şey anormaldi. ‘‘Ordu hükümeti eleştirmeye başladı’’ diyorsunuz, bu normal birşey midir? Hatırlayınız, o tarihte Genelkurmay Başkanlığı'nca bir Milli Askeri Stratejik Konsept (MASK) yayımlandı. Bir önceki MASK'ın süresinin dolmasına daha 8 ay vardı. MASK'ın çerçevesini hükümet belirler. Ancak askerler bu sefer kendi kendilerine yaptılar bu işi. Sayın Erbakan, ‘‘ciddi bir sorun yok’’ diyordu ama, MASK'ta ifade edilen ‘‘öncelikli tehdit’’ RP'den başka birşey değildi. Ordu, hükümetin büyük ortağını, dolayısıyla da hükümeti ‘‘öncelikli tehdit’’ ilan etmişti. Uzun uğraşlardan sonra Sayın Erbakan da gidişin vahametini gördü.

Çiller, askerin kendisine de karşı olduğunu 2 ayda anladı

Erbakan'ın Başbakanlığı döneminde yaşanan 28 Şubat sürecinde, Çiller Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı'ydı. Çiller, Refahyol'a olan baskının, kendisinin başbakan olmasıyla biteceğine inanıyordu. Bu inanç 2 ay boyunca sürdü...

28 Şubat sonrası dönemde Tansu Hanım'la askerler arasında yaşanan gerginliği nasıl açıklıyorsunuz?

KARACA: Özel hallerini bildiğim için söylüyorum; kalben orduya en fazla sempati duyan liderin Sayın Çiller olduğunu düşünüyorum. Sayın Çiller'in ordu ile çatışmak gibi bir stratejisi yoktu ama demokrasiyi sahiplenme ve hukuk devleti ilkelerini savunmak gibi bir stratejisi vardı.

Demokrasiye saldırı nereden gelirse gelsin ona karşı çıkmak stratejisiydi bu. Rütbeli bir şahıstan geldiyse de tepki verildi, sivil bir kesimden geldiyse de. Ama asla orduyu bir kurum olarak karşısına almak gibi bir stratejisi yoktu.

Demokrasi bir tehdit altındaydı. Bu bir gerçek. O zaman herkes farklı şeyler söylüyordu ama bugün bu gerçeği herkes teslim ediyor.

Tansu Hanım 28 Şubat sonrası süreçte ordunun kendisini istemediği anlaşılınca nasıl tepki verdi?

KARACA: Biz, 28 Şubat sürecinin kendisine karşı da bir yönü olduğunu söyledik. Bunu söylediğimizde inanmak istemedi. Sayın Çiller rahatsızlık konusunun doğrudan ve sadece Refah Partisi'ne dönük olduğunu düşünüyordu. Rahatsızlığın kendisiyle de ilgisi olduğunu ancak 2 ay sonra kabullendi.

Çiller’in karakutusu anlatıyor

1

Hakan Akpınar

‘Darbeden daha kötü olur’ baskısı istifa ettirdi

İstifa etmesini söylediğinizde Erbakan ne yaptı?

KARACA:Önce şiddetle tepki gösterdi. Askerlerle arasının ne kadar iyi olduğunu örneklerle anlatmaya çalıştı. Söylediği şeyler, sayın Karadayı'nın bürokratik nezaket çerçevesinde sarfettiği sözlerden ibaretti. Bunlar arka arkaya verilen brifingleri açıklamaya yetmiyordu. Nitekim hadisenin tevil edilemez boyutlara vardığını kabullendiler.

Erbakan'ı istifaya ikna ederken hangi argümanları kullandınız?

KARACA: Kullandığımız birinci argüman şuydu: DYP grubu dağılıyordu. Hükümet 11 gensoru atlatmıştı ama 12'nci gensoruda kesin gidecekti. Çünkü DYP grubu çözülmüştü. Bu çözülmeyi durdurmanın tek çıkış yolu DYP Genel Başkanı'nı başbakan yapmaktı. Erbakan'ın direncini çözen de bu oldu. Ayrıca kendisine şu mesajı verdik: ‘‘Etkinlik alanınız giderek daralıyor. İstifa etmezseniz başbakan olarak kalabilirsiniz, ama koltuğunuzdan başka hiçbirşeyiniz kalmayacak. Darbeye ihtimal vermiyoruz, ama darbeden daha kötü şeyler olabilir, siyasi onurunuz ağır yara alabilir’’ Bu argümanımız sonuç getirdi.

Çiller'in akıl hocası

Kim KimDİR

ŞÜKRÜ Karaca, kendi kendini yaratmış bir insan.

Yaşam çizgisi köy öğretmenliğinden avukatlığa, oradan da Tansu Çiller'in en önemli siyasi kurmaylarından biri olduğu noktaya kadar uzanıyor.

Karaca, 1955 yılında Tokat'ın Reşadiye İlçesi'nde doğdu. 1974 yılında Tokat Öğretmen Okulu'nu bitirdi ve altı yıl çeşitli köylerde ilkokul öğretmeni olarak çalıştı. Bu arada Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandı ve 1981'de mezun oldu. 1990’a kadar serbest avukatlık yaptı.

Diyanet Vakfı'nın finansörlüğünde Türk Cumhuriyetleri'ne dönük kültürel ve insani yardımları koordine etti.

1996 yılının ortalarında ise Tansu Çiller'in siyasi danışmanı olarak Türk siyasetinin karmaşık koridorlarına daldı.

PERDE ARKASINDA...

Çiller'in grup konuşmalarının yanı sıra önemli basın toplantılarının perde arkasındaki mimarlığını diğer danışmanlar Doç. Mümtazer Türköne ve Hüseyin Kocabıyık'la birlikte üstlendi. Çiller'in önemli siyaset açıklamalarının çoğu Karaca tarafından kaleme alındı.

Türk siyasal yaşamında önemli bir kilometre taşı olan 28 Şubat Süreci'nde DYP'nin ordu başta olmak üzere pek çok kurumla açık çatışmaya girdiği siyasi yönelimlerinde önemli sayılabilecek bir fikri ağırlık ortaya koydu. 18 Nisan seçimlerinde, DYP'den Ankara milletvekili adayı oldu ancak seçilemedi.

ŞAİR DANIŞMAN

Karaca'nın çeşitli dergilerde şiirleri yayımlandı. 1990 yılında basılan ‘Dünyayı Dolduran Kiraz’ adlı romanı ve 1991 yılında basılan ‘‘Anestü Nara’’ adlı şiir kitabı Türkiye Yazarlar Birliği ödülünü aldı.

Evli ve iki çocuk babası olan Karaca, geçtiğimiz ekim ayında Çiller'in siyasi danışmanlığından istifa etti. Karaca, istifasının nedeni konusunda ise ‘‘fazlaca kişisel’’ olduğu gerekçesiyle açıklama yapmaktan hep kaçındı.

Çiller, Karaca'ya olan vefa borcunu ise kendisini DYP'nin Yüksek Haysiyet Divanı üyeliğine getirerek ödemeye çalıştı. Ancak Karaca'nın bu göreve de sıcak bakmadığı ve üyelikten istifa edebileceği belirtiliyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!