Recai Bey’in Beyoğlu macerası

Geçen hafta ‘‘Filler ve Çimen’’i seyreden FP lideri gençliğinde Beyoğlu sinemalarında film kaçırmazmış.

Partideki yenilikçi gelenekçi tartışmalarının yoğunlaştığı günlerde gazeteciler FP lideri Recai Kutan'a sormuşlar:

‘‘Sayın Kutan, yenilikçi kanadın lideri Abdullah Gül, internette sörf yapıyor. Bilgisayarı çok iyi kullanıyor. Peki ya siz? Sizin bilgisayar ve internetle ilişkiniz nedir?’’

Necmettin Erbakan'ın rahle-i tedrisinden geçmiş olan yılların politikacısı Kutan, kendisini sıkıştıran gazetecilere gülmüş, şu cevabı vermiş:

‘‘Acizane, iletişim hizmeti veren bir bilgisayar şirketimiz var!’’

Kutan'ı sıkıştıran gazeteciler şaşkınlıktan bir şey diyememiş, sonra da Recai Kutan'ın sözlerini doğrulatmak için araştırma yapmışlar. Kutan ailesinin bilgisayar ve internet hizmeti veren büyük bir şirkete sahip olduğunu öğrenmişler...

FP lideri Kutan'la ‘‘Filler ve Çimen’’ filmini seyretmek için Beyoğlu'na çıkarken partinin İstanbul il yönetiminden bir FP'linin anlattığı bu anektod, yenilikçi-gelenekçi tartışmalarına esprili bir göndermeydi.

FP'liler, İstanbul'a gelişini fırsat bilerek Recai Kutan'ı sinemaya götürmeye karar vermişlerdi. Kısa bir tartışmadan sonra ‘‘Filler ve Çimen’’ filmine gidilmesine karar verildi. Sinema salonu olarak da İstiklal Caddesi'ndeki Beyoğlu Sineması seçildi.

4.30 MATİNESİ

Bir Beyoğlu sinemasına gitmek, aksaçlı genel başkanın gençliğini hatırlamasına neden oldu. Çünkü akşam boyunca, 1940'larda İTÜ'de okurken Beyoğlu'nda yaşadığı sinema maceralarını anlattı: ‘‘Arkadaşlarımla birlikte derslerin boş olduğu günlerde 4.30 matinesine Beyoğlu'na film seyretmeye gelirdik. O dönem aşk filmleri ve bazı komedi filmleri revaçtaydı. Öğrencilik yıllarımda sinemaya daha çok vakit ayırırdım. Gençliğin en büyük eğlencesiydi.’’

CEP TELEFONLARI

19.00 matinesinde Beyoğlu Sineması'nda Recai Kutan, FP İstanbul İl Başkanı Numan Kurtulmuş ve 15'e yakın partili koltuklara kurularak Filler ve Çimen'i seyre koyulduk. Kutan filmi pürdikkat izliyordu ama, bazı nezaketten nasibini almamış partililer sinemada ve genel başkanlarının yanında cep telefonuyla konuşmaya daldılar.

İş iyice zivanadan çıkınca seyirciler çok kızdı; partililer de telefonlarını kapatmak zorunda kaldı!

Film arasında frigo dondurmalarımızı yerken Recai Kutan'a filmi beğenip beğenmediğini sorduk. Sinemayı çok sevdiğini ancak yoğun işleri nedeniyle fırsat bulamadığını söyledi Kutan. Mafya, bürokrasi ve siyaset üçgeninde dönen kirli ilişkilerin çarpıcı bir şekilde ele alındığı filme ilgili ilginç bir değerlendirme yaptı:

‘‘Bu filmde ortaya konan olaylar Türkiye'de son günlerde cereyan eden olaylarla aynı. Soyguncular, hortumcular, siyasiler ve bürokrasi arasındaki karanlık ilişkiler çok çarpıcı bir şekilde gözler önüne serilmiş. Ayrıca Batı filmlerindeki inandırıcılığı ilk kez bir Türk filmi yakalamış. Bundan birkaç yıl önce böyle bir film yapılacağını söyleselerdi kimse inanmazdı. Çekimler profesyonelce. Müziği heyacanlandırıcı. Batı standartlarında bir yapım olmuş. Kaliteli bir yapım olmuş. Beğenerek ve zevk alarak izledim.’’

KUTAN’DAN ÖNERİ

Kutan, ‘‘Yapımcılardan Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutan yeni filmler de bekliyoruz’’ deyince sorduk: ‘‘Özellikle beyaz perdeye aktarılmasını istediğiniz dönemler hangileri?’’

Kutan'ın cevabı: ‘‘27 Mayıs dahil, darbe dönemleri ve Menderes dönemi beyazperdeye aktarılabilir. 28 Şubat postmodern darbesinin de filmi yapılmalı, ama bunun için şimdilik erken.’’

FP Lideri Recai Kutan, arkasında partinin İstanbul İl Başkanı Numan Kurtulmuş'la birlikte Beyoğlu Sineması'nda.

Kıbrıs asıllı yönetmen Derviş Zaim'in ödül kazandığı ikinci filmi Filler ve Çimen, Susurluk skandalından ilham alıyor.