Platin ödüllü galeri sahibi

Güncelleme Tarihi:

Platin ödüllü galeri sahibi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2006 12:20

Haberin Devamı

Almanya'da otomobil sektöründe çalışan başarılı bir iş verensiniz. Almanya'ya neden geldiniz?

"Ben Kayseriliyim. Kayseri'de Endüstri Meslek Lisesi'nde Motor bölümünde okudum. Amcam Mercedes'in ana bayiliğini aldı. Amcama, 'Beni buraya müdür yap' diye takıldım. Oda bana, 'Mühendis ol yapayım' dedi. Ciddiye aldım. Araştırdım. O yıllarda, yani 1974 yıllarında otomobil mühendisliği bölümü sadece Almanya'da Darmstadt'ta ve Amerika Birleşik Devletleri'nde vardı. Almanya yakın diye tercih ettim. Gidip Ankara'da bakanlığa başvuruda bulundum. Yurt dışına çıkarken, dönme durumuyla karşılaşma ihtimaline karşı yanıma almam gereken 500 dolarla yollara düştüm. Kayseri'den Almanya'nın Dieburg kentinden gelen bir gurbetçinin minibüsü ile Almanya'ya geldim. Bana, 'Otomobili kullanırsan götürürüm' dedi. Darmstad'a kadar şoförlük yaparak Almanya'ya ayak bastım. Yıl 1974, mekan Darmstadt merkez tren istasyonu"

Almanya'da tanıdık var mıydı.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55ea8127f018fbb8f8844df9
"Hiç kimsem yoktu. Yurt dışı ve mühendislik heyecanı ile Darmstad'a kadar geldim. Ancak minibüsten inip, araç benden uzaklaşınca bir an kalakaldım. İçime bir hüzün çöktü. Kendimi yapayalnız hisettim. Oturup yarım saat bir göz yaşı döktüm"

Zor oldu mu?

"O yıllar Almanya'nın altın yıllarıydı. Özellikle Darmstadt ve çevresi Amerikalılarla doluydu. İletişimde sorun yaşamadım. İngilizce biliyordum. Yaşım 18 idi. Hayat güzeldi"

Geçimini nasıl temin ediyordun?

"İlk yıllarda okulun parkında zengin çocukların otomobillerini tamir ederek harçlığımı çıkarıyordum. Resmen tamircilik yapıyordum. Ellerim, tırnaklarımın arası devamlı yağ içinideydi. O yıllarda bunu yapabiliyordunuz. Yani park yerinde oto tamiri. Böyle geçimimi sağladım ilk yıllarda.

Bekardın.

"Uzun sürmedi bekarlık. İki yıl sonra oğlum dünyaya geldi. Daha evlenmemiştim. Baba olunca evlendim. İşte o zaman zor günler başladı. Kira, çocuk, parasızlık derken birkaç yıl çektim. Kaderim okulda açılan bir sınav ile değişti"

Ne sınavı?

Haberin Devamı

Mercedes firması o yıllarda okula gelip başarılı öğrencileri seçiyordu. Bizi teste tabi tuttular. Türkiye'de gördüğüm eğitim ve birikimlerle birlikte, Üniversite teorisini güzel bir şekilde değerlendirdim. Testen birincilikle çıktım. Mercedes burs teklif etti. Okul bittikten sonra Mercedes firmasında üç buçuk yıl çalışma şartıyla bana ayda bin 400 DM burs verebileceklerini söylediler"

Kabul ettin mi?

"Uçarak kabul etti. Artık hayatımın, 'Yürü ya kulum' kısmına gelmiştim. Park yerlerinde oto tamirine son verdim. Bundan böyle öğrencilere 30 mark taksitle otomobil satışına başladım. Sonunda okul bitti. Sözleşme gereği Mercedes'in, 'Araştırma Geliştirme Bölümü'nde işe başladım. Bu bölümde çalışan 15 kişi arasında tek Türk bendim. Hem tek, hem de ilk"

Haberin Devamı

Bunu vurguladığına göre bir şeyler olmuş.

"Oldu. Aylarca işe gidib geldim. Merhabama, günaydınıma cevap alamadım. 14 kişi kendi arasında konuştu, eğlendi. Ben adeta yoktum onlar için. Benimle ilgilenmediler bile. İlk ve tek yabancı. Bu uzun süre böyle devam etti. Bir gün ipler koptu"

Ne oldu?

"Benim masamın üstüne, grupta ırkçı tutumuyla bilinen, uzun boylu cüsseli elamanımız portakalını soyup bıraktı. Sonrada karşı masanın üzerine oturdu. Ona, 'Bunu kaldıracağımı sanıyorsan, yanılıyorsun ' dedim. Söz konusu kişi bir şey söylemedi. Kollarından destek alarak hiç beklemediğim bir anda iki ayağı ile göğsüme tekme attı. Kendimi yerde buldum. Öldüm sandım. Ancak kendime gelir gelmez ayağa kalktım, onun üzerine sıçradım. Bir kaç yumruk attım. Kanı kırmızıydı. O sırada bölüm şefi koşarak geldi. Saldırana değil bana yönelerek, 'Burası Türkiye değil, böyle şeyler yapamazsın. Atıldın' diye çıkıştı. Saldırana da dönüp, 'Nasılsın, bir şeyin var mı' diye şefkatle sorular yöneltti. Anladım ki iş bitmişti. Tam o sırada aramızda çalışan bir Alman, 'Bayram bir şey yapmadı. O başlattı' dedi. Bunun üzerine içerideki diğer 13 kişi, 'Evet, evet öğle' diye onayladı. Saldıranı işten atmaya kalktılar. Ev aldığını, çocuğu olduğunu bildiğim için şikayetçi olmadım. Özür diledi. Bölüm içinde kahraman ilan edildim"

İşler yoluna girdi anlaşılan.

Haberin Devamı

"Çok iyi bir işim vardı. Dünyayı geziyordum. Müthiş paralar kazanıyordum. Bir gün bölüm şefim beni odasına çağırdı. Benimle uzun uzun konuştuktan sonra, 'Senin vizen sorun oluyor. Seni Alman vatandaşı yapalım. Annen baban bu işe ne der? diye sordu. Kabul ettim. 1982 yılında çifte vatandaş oldum. Bir hafta içinde Alman kimliğim ve pasaportum geldi. Mercedes'te üç buçuk yılımı doldurduktan sonra işi bıraktım. Arkadaşlar, 'Sen manyaksın' dedi. Ancak benim gözüm kendi işimi kurmaktaydı"

Hemen serbest mesleğe geçtiniz mi?

"Bir süre Opel firmasında mühendis olarak çalıştıktan sonra geçtim"

"Seat o zaman mı başladı. Sonra neden Seat?

"Önce antika Mercedesleri satın alıp ABD'ye gönderdim. Sanırım bin antika otomobil alıp satmışımdır. O yıllarda petrol fiyatları fırladı. Enerji krizi yaşandı. Bende ne yapsam diye düşünüyordum. Konforlu, kaliteli ve az yakan otomobillerde gelecek gördüm. Seat'ı tercih ettim. Alsbach'ta 1984 yılında bir benzin istasyonu satın aldım. Autohaus Bayram GmbH'yı kurdum. 1986 yılında Seat bayisi oldum. Üç yıl gibi kısa bir sürede verdiğimiz kaliteli hizmet sayısinde Altın madalya ile ödüllendirildik. 1990 yılında Türkiye'ye ilk Seat bizim girişimimizle girdi. Sayısız ödül aldık. 1995 yılında Platin bayi ödülünü hak ettik. Ancak en önemli ödül 1998 yılında geldi. Dünyada sadece beş bayiye verilen Elmas bayi ödülü ile onurlandırıldık"

Yani bu işte zirveye oturdun.

Haberin Devamı

"En iyisini yapmak için devamlı çalıştım. Yatırım yaptım. 1997 yılında Alsbach'ta Almanya'nın en modern Seat Servis Merkezini kurdum. Bunun için 7.9 milyon Mark yatırım yaptım".

Şu an Hessen Eyaleti'nin en büyük Seat bayisi oldunuz. Bunu kısaca anlatır mısını.

"Yirmi yıldır bu işi yapıyorum. Bugüne kadar 10 bin üzerinde araç sattım. Halen 48 kişi yanımda çalışıyor. Çalıştım, tecrübe biriktirdim. Geçtiğimiz günlerde bölgede en büyük rakibimin bayilerini satın alarak bölgenin en büyük Seat bayisi durumuna geldik. Dördü bana ait toplam 11 Seat bayisi bana bağlı olarak çalışıyor. Bununla övünüyorum"

Dr. unvanı nereden geliyor.

"Bundan üç yıl önce Darmstadt Üniversitesi'nde doktora çalışmamı tamamladım. Solar enerji üzerine, kendi elektrik erjisini kendi üreten sistemler üzerinde çalışma hazırladım"

Bugüne kadar yaptığın ve en çok gurur duyduğunuz çalışma nedir?

"Yanımda 48 kişi çalışıyor. Bunlardan beşi benim işletmemde meslek eğitimi gördü, kalfa, usta oldu. Bugüne kadar sekiz gence meslek eğitimi imkanı sağladım. Bu gurur veriyor. Ancak bunlar arasında bir olay varki bu çok önemli. Aşırı ırkçı olduğunu bildiğim bir genci yanımıza aldık. Meslek eğitimi verdik. Eğitimini burada tamamladı. Edindiği tecrübe sonucunda yabancılar hakkındaki önyargılarının ne kadar yanlış olduğunu anladı. Bu en büyük gururum. Her zaman Türk işadamlarına çağrıda bulundum. 'Bana ne' demeyin. Sokakta kalan mesleksiz gençler yarın hepimizin sorunu. Türk olsun Alman olsun Çinli olsun, elinizden geldiği kadar meslek eğitimi imkanı sağlamalıyız"

Meslek Eğitimi hakkında duyarlısınız. Bunu Alman Bakanlık düzeyinde de gördüler. Geçtiğimiz ayda bir müsteşar sizi ziyaret etti.

"Federal Eğitim Araştırma Bakanlığı Müsteşarı Andreas Storm işletmemizi ziyaret etti. Amaçlarının hükümet olarak önümüzdeki beş yıl içinde, Almanya'da bulunan göçmen kökenli işletmelerde 10 bin ek meslek eğitimi imkanı hazırlamak olduğunu açıkladı. Bizim işletmemizi örnek seçmişler. Beni de önümüzdeki günlerde Berlin'de meslek eğitimi ile ilgili olarak düzenlenecek toplantıya davet ettiler. Fikir ve tecrübelerimizden yararlanmak istediklerini söylediler. Bu bizi sevindirdi"

Türk işletmeleri meslek eğitimine birçok nedenden dolayı gerekli katkıda bulunamıyor. Bu konu hakkında ne dersin?

"Hani ikinci dünya savaşı ile ilgili güzel bir örnek vardır. Yahudiler tek tek götürülürken bu olay görmezlikten gelindi. Sona kalan kişi sıra kendisine geldiğinde, 'Çığlığımı duyacak kimse kalmamıştı' diye tepkisizliğinin faturasını nasıl çektiğini dile getirdi. Meslek eğitimi de böyle. Öğle kendimi kurtardım, gerisi umrumda değil demekle olmuyor. Milyonlarca Euro yatırım yaparak iyi bir iş yeri kurabilirsiniz. Ancak gelecek nesili yetiştirmezseniz işletmeniz yok olup gider. Diğer önemli bir unsur ise artan işsizlik ile birlikte toplum içinde artan huzursuzluk. Birde artan yabancı düşmanlığı var. Bu üç unsur göz önüne alındığında gençlerin meslek edinmemelerinden en çok etkilenecek olan Türklere mutlaka bu işe gerekli desteği vermelerini tavsiye ederim"

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!