Peri masalı değil

Güncelleme Tarihi:

Peri masalı değil
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 1999 00:00

Haberin Devamı

İstanbul Üniversitesi'nin açılışında konuşan Yunanistan Dışişleri Bakanı Papandreu, ‘‘Alice Harikalar Diyarında’’ adlı eserden bir alıntı yaptı ve ‘‘Bazıları bugünlerde Yunan-Türk ilişkilerinde yaşananları peri masalına benzetmek istiyor. Bu bir peri masalı değil halklarımızın talebidir’’ dedi. Papandreu'nun sözleri ayakta alkışlandı.

Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, iki ülke arasında başlattıkları diyalog sürecinde, iki meslektaş olmanın yanısıra, iki dost olarak da uyumlu bir kişisel ilişki kurduklarını dün istanbul'da ortaya koydular. Barışın bir süreç olduğunu, halk tarafından halk için gerçekleştirileceğini söyleyen Papandreu, ‘‘Yaşamım süresince iki halkın barışı için çalışacağıma bugün sizin önünüzde söz veriyorum’’ dedi. Konuşmasında Lewis Carroll'un, ‘Alice Harikalar Diyarında’ adlı eserinden, ‘‘Son günlerde o kadar sıradışı şey oldu ki, Alice aslında çok az şeyin imkánsız olduğunu düşünmeye başladı' bölümünü alıntılayan Papandreu, ‘‘Bazıları bugünlerde Yunan-Türk ilişkilerinde yaşananları peri masalına benzetmek istiyor. Bu bir peri masalı değil halklarımızın talebidir. Bu nedenle size şöyle sesleniyorum: İmkánsızı deneme cesaretini gösterme zamanı geldi’’dedi.

AYAKTA ALKIŞLANDI

Papandreu, yarım saat süren konuşmasının ardından yerine otururken, Dışişleri Bakanı Cem tarafından ayakta karşılandı, protokol sırasındaki bazı öğretim görevlileri tarafından da ayakta alkışlandı. İstanbul Üniversitesi'nin açılış törenine İsmail Cem, Yorgo Papandreu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, DTP Genel Başkan Yardımcısı İsmet Sezgin, Fener Rum Patriği Barthalomeos, öğretim üyeleri ve öğrencilerin katılımıyla Atatürk'e bir dakikalık saygı duruşunda bulunularak başladı. İstiklál Marşı'ndan sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğrenci Orkestrası Nevit Kodallı'nın 'Telli Turnam' adlı eseri seslendirdi.

SINIRLARI GEÇELİM

Törende konuşan Papandreu, Türkiye ile Yunanistan arasında politikacıların yarattığı uçurumu, sivil toplumun doldurması gerektiğini söyledi. AKUT ve EMAK'a iki ülke arasındaki beton duvarı kırdıkları için teşekkür eden Papandreu, salonu dolduran Türk öğretim üyelerine ve öğrencilere şöyle seslendi: ‘‘Sınırları aştığınız zaman karşınızdakini anlarsınız ve anlaşılırsınız, öğrenir ve öğretirsiniz, korkunuzdan kurtulursunuz, farklılıklarınız gücünüz ve öğrenme kaynağınız olur. Bu sınırları geçme cesaretini gösterin. Biz politikacılar sizi takip edeceğiz.’’ Papandreu, konuşmasında Balkanlar, Kıbrıs ve AB - Türk ilişkileri konularında şu görüşleri dile getirdi:

SON DUVAR YIKILSIN

‘‘Bir gün Kıbrıs'tan Romanya'ya, Türkiye'den Bosna'ya Birleşmiş Güneydoğu Avrupa, Birleşmiş Avrupa'nın bir parçası olacaktır. Biz bir uluslar ailesi, kültürler buketi ve etnik yelpaze olacağız. Sınırların korunacağı bu ailenin gücü farklılıklarından doğacak. Biz Türkiye ile şu temel inancı paylaşıyoruz. Sınırlar azınlıklara yeni yaşama alanları açmak için tekrar çizilmemeli. Mevcut sınırlarımızı olanca gücümüzle korumalıyız. Bu nedenle belki kulağımıza garip gelecek ama anlayacağınız umuduyla bir ricayı dile getirmeme izin verin. Ayakta kalan son Berlin Duvarı'nı yıkın. Kıbrıs'ı bu yükten kurtarın. Hepimizi bu yükten kurtarın. Bugün Kıbrıs'ta sorunu çözebilecek yeni bir girişim için her zamankinden daha çok umut var. Yunanistan Kıbrıs'ın Avrupa Birliği'ne üyeliğinin adada yaşayan iki toplumun da yararına olduğunu düşünüyor. Biz Kıbrıs Türklerini iki toplumu yapay olarak bölen son Berlin Duvarı'nı yıkmak için bu tarihi fırsatı kaçırmamaya çağırıyoruz.’’

TÜRKİYE'Yİ İSTİYORUZ

‘‘Bazı Avrupalı dostlarım bana ‘Yorgo bırak bırak, Türkiye sadece kağıt üzerinde ismen aday olsun. Hakları, sorumlulukları olmasın' diyorlar. Ben onlara ‘Hayır kesinlikle olmaz' cevabını veriyorum. ‘Türkiye'yi AB içinde istiyoruz. Türkiye'nin bu çerçevede bütün hak ve sorumlulukları paylaşmasını istiyoruz ve bunun üzerinde şimdi çalışmak istiyoruz' diyorum. Çünkü bunun dışındaki bir yaklaşım Türkiye'nin önemini azaltıyor ve Avrupa'nın çifte standarttan uzak kalma prensibine uymuyor.’’

Yorgo'nun sözüne güveniyorum

İsmail Cem ve Yorgo Papandreu dün İstanbul Üniversitesinin 1999-2000 yılı açılış törenine katıldılar. Açılış töreninde konuşan Papandreu, yaşadığı süreçte, iki halkın barışı için çalışacağına söz verince İsmail Cem de, ‘‘Papandreu sadece akılcı bir muhatap değil. Aynı zamanda sözüne güvenilir bir dosttur’’ dedi. İki bakanın birbirinden meslekdaş olmanın yanısıra arkadaş olarak da sözetmeleri dikkat çekti.

Patrik'ten AB için teşekkür

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu dün sabah saat 09.00'da kaldığı otelden çıkarak, Fener Rum Patrikhanesi'ni ziyaret etti. Patrik Barholomeos, iki ülke arasında her alanda işbirliğinin kurulması dileğinde bulunarak, Papandreu'ya, ‘‘Sizin Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemenizden özellikle memnunuz. Bu, yalnız Türkiye'nin ve Yunanistan'ın değil, bütün bölgenin yararına olacaktır. Türkiye coğrafi açıdan zaten Avrupa ülkesidir. Ama Türkiye sadece müslüman bir ülke olduğu için Avrupa üyeliğinden esirgenmemelidir’’ dedi.

Mum yaktı dua etti

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, dün sabah ilk olarak Fener'deki Rum Patrikhanesi'ni ziyaret etti. Patrikhane'ye girişinde ilk olarak kiliseye uğrayarak mum yakan ve dua eden Papandreu, daha sonra Patrik Barthalomeos ile görüştü.

Her başlangıç yeni bir umut

Dışişleri Bakanı İsmail Cem de yaptığı kısa konuşmaya ‘‘Her başlangıç yeni bir umuttur’’ diye başladı. Papandreu ile yeni şeyler söylemeye çalıştıklarını, iki ülke arasında barış ve karşılıklı anlayışa dayalı bir diyalog kurmaya çalıştıklarını söyleyen Cem, bu zor işe Türk ve Yunan halklarının çıkarları için giriştiklerini belirtti. Cem, ‘meslektaşım’ ve ‘arkadaşım’ diye söz ettiği Papandreu'nun sadece akıllı ve bilgili bir muhatap değil, aynı zamanda güvenilir bir dost olduğunu söyledi. İstanbul Üniversitesinin bilim ödüllerinin kazananlara verilmesinden sonra Onuncu Yıl Marşı'nın hep birlikte, hep bir ağızdan ayakta söylenmesinden ve Gençlik Marşı'nın çalınmasıyla sona eren törenden birlikte ayrılan Cem ve Papandreu, öğle yemeğini İstinye'deki Müşir Fuat Paşa Yalısı'nda yediler. Cem, Papandreu onuruna verdiği yemekten sonra Türk Yunan diyaloğu hakkında basına yaptığı açıklamada, diyaloğun şu ana kadar iyi yönde seyrettiğini belirterek, ‘‘Yunanistan'ın kendi politikası var. Bizim de kendi politikamız var. Ama bu diyalog sürecinde en azından birbirimizi daha iyi anlamaya başladık’’ dedi.

İki halkın barışı için önünüzde söz veriyorum

İstanbul Üniversitesi'nin 1999-2000 Eğitim-Öğretim yılının açılış törenine katılan Yorgo Papandreu, konuşmasını, arkasında dev Atatürk posteri asılı olan kürsüden yaptı. Her törende salona asılan Atatürk posterinin önünde konuklara hitap eden Yunanlı Bakan Avrupa Birliği'nin bir ‘Hıristiyan Kulübü’ olmadığını söyledi. Papandreu, iyi ilişkilerin iki ülkenin de çıkarına olduğunu vurguladı. Papandreu ülkelerin, demokratik kurumlar, rekabetçi iş ortamı ve özgür basın ortamı yaratmaları, ayrıca sorunların uluslararası kanunlar çerçevesinde çözülmeleri konusunda istekli olmaları gerektiğini belirtti.

Yunan savaş uçakları Kıbrıs'ta

Yunan Hava Kuvvetleri'ne ait 4 savaş uçağı dün Güney Kıbrıs'a geldi. Rum Milli Muhafız Ordusu'nun Yunan Silahlı Kuvvetleri'yle birlikte icra ettiği Nikiforos Tatbikatı çerçevesinde Ada'ya gelen 2'şer adet A7 Corsair ve F-16 uçağı temsili hedefleri bombaladıktan sonra Yunanistan'daki üslerine geri döndü. A7 avcı bombardıman uçakları Lefkoşa'da temsili kara hedeflerine bomba yağdırırken, F-16'lar Baf açıklarındaki deniz hedeflerini vurdu. Uçakların gerçek mermilerle yaptığı bombardımanı Savunma Bakanı Sokrates Hasikos ve Rum Milli Muhafız Ordusu Komutanı Dimitris Dimu da izledi. Yunan savaş uçaklarına, Ada'ya geliş ve gidişleri sırasında Girit'te konuşlandırılan S-300 sisteminin koruma sağladığı bildirildi. Yunan savaş uçaklarının 7 Ekim'de sona erecek tatbikatın son aşamalarına katılmak için yeniden Güney Kıbrıs'a gelecekleri bildirildi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!