Perakendeciler yaratıcı olmanın sırlarını paylaştı
Güncelleme Tarihi:
<B> Merve YENAL - Hanife BAŞ</B>
Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2003 20:54
‘Yeni, Yalın ve Yaratıcı Olmak' temasıyla bu yıl 22-23 Ekim'de üçüncüsü düzenlenen Perakende Günleri; Uluslararası İstanbul Perakende Konferansı, İstanbul Perakende Fuarı ve Perakende Güneşi Ödülleri'ne ev sahipliği yaptı. Perakende Konferansı’ nda yurt içi ve yurt dışından sektörün önde gelen 39 ismi toplam 22 oturumda görüşlerini izleyicilerle paylaştı.
Soysal Danışmanlık tarafından düzenlenen Perakende Günleri'nin üçüncüsü bu yıl 22-23 Ekim tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleşti. Sektörün önemli isimlerini buluşturan etkinlik, Uluslararası İstanbul Perakende Konferansı, perakendenin tek fuarı olan İstanbul Perakende Fuarı ve Perakende Güneşi Ödülleri'ne ev sahipliği yaptı. Perakende Günleri'ni bu yıl yaklaşık iki bin kişi izledi.
Ana teması 'Yeni, Yalın ve Yaratıcı Olmak' olan Perakende Konferansı'nda, toplam 22 oturumda dünya ve Türkiye perakende sektörünün önde gelen 39 konuşmacısı en yeni stratejileri anlattı. Konferansı iki gün boyunca sanatçı Demet Akbağ sundu.
Perakende Günleri'nin ikinci günü renkli bir oturuma sahne oldu. 'Yusufeli nere, Birecik nere, İstanbul nere!' başlıklı oturumda Artvin Yusufeli'nden dükkan sahipleri karı koca olan Ayşe Gümüş, Sani Gümüş ve Şanlıurfa Birecik'ten İdris Arslantaş tecrübelerini ve iş yapış tarzlarını konuklarla paylaştı. Moderatörlüğünü Soysal Danışmanlık'tan Suat Soysal'ın yaptığı oturumda, konuşmacılar müşterilere güleryüz gösterilmesi, onlarla ilgilenilmesi, çalışanların patron yarısı olarak görülmesi, patronların işlerinin başında olması gibi tavsiyelerde bulundular.
ELEMAN, PATRON YARISI
Ayşe Gümüş, Yusufeli'nde çalışma hayatına atılan ilk kadın olma özelliğine sahip. Gümüş, müşteriyi kapıda karşılamanın önemine değinerek, ‘‘İstanbul'da gezdiğim mağazalarda satış çabalarını eksik buldum. Ben müşterim dükkana girince hemen ilgilenip rahat bir koltuğa oturtup çay ikram ediyorum. Sadece sorduğu şeyi değil, bütün modelleri gösteriyorum‘‘ dedi.
Sani Gümüş, elemanların patronun yarısı olduğunu belirterek, çalışanların bir pantolon alana bir gömlek satabilmesi gerektiğini söyledi.
İdris Arslantaş, Birecik'te nohut kebabı satıyor. Sabah 03.00'dan 11.00'a kadar bu işte çalışan Arslantaş, öğleden sonraları ise taksicilik yapıyor. Arslantaş, işleri sırasında karşılaştığı komik ve herkesin birtakım dersler çıkarabileceği olayları anlattı.
Arslantaş, ‘‘Nohut kebabını fırının önünde satıyorum. Sabah ekmek alan nohut kebabı da alıyor. Ben sadece para kazanmayı değil, müşterinin kalbini kazanmayı da düşünüyorum‘‘ diye konuştu.
ACNielsen Avrupa Perakendeci Hizmetleri Pazarlama Birimi Başkanı Jean Jacques Vandenheede 'Perakende Ticarette Dünya Turu' başlıklı oturumda Wallmart, Carrefour gibi dünya çapındaki en başarılı perakendecilerin büyüme ve yenilik stratejilerini anlattı.
Perakende sektöründe hareketlenmenin 1960'larda başladığını söyleyen Vandenheede indirim mağazalarıyla tanınan Amerikalı perakende devi Wallmart'ın ve Fransa'da Carrefour'un ilk mağazalarının açılmasıyla birlikte sektörde sonu gelmez bir rekabet başladığını anlattı:
‘‘Günümüzde Wallmart 244 milyar dolar ciro ile sektörde lider. Bu da günde 669 milyon dolar, saatte 28 milyon dolar kazandığı anlamına geliyor. Cirosu Phillip Morris, Nestle, Unilever ve Procter and Gamble'nin toplam cirolarına eşdeğer. 1.2 milyon çalışanı ve günlük 816 milyon müşterisi var. Sahipleri olan Walton ailesinin beş üyesi Amerika'nın en zengin 10 kişisi arasında yer alıyor.‘‘
Vandenheede'ye göre perakendenin esası 'büyümek'. Yıllardır sektörde uygulanan strateji bu esasa dayanıyor. Örneğin, Wallmart'ın mağaza sayısı 1988 ile 2002 arasında yüzde 30 artmış.
Vandenheede, dünya çapında satışların yüzde 36'sının hipermarketlerde, 23.3'ünün büyük süpermarketlerde, 24.4'ünün küçük süpermarketlerde ve 16.7'sinin bakkal gibi küçük işletmelerde harcadığını söyledi. Türkiye'de ise sektörün yüzde 61'ine küçük işletmelerin hakim olduğunu anlattı.
Vandenheede'ye göre sektörde şu an ilk üç sırada bulunan Wallmart, Carrefour ve Ahold önümüzdeki birkaç yılda sektörün yüzde 40-80'ini elinde tutacak.
New York Üniversitesi’nde 'Çöp Profesörü' olarak tanınan Prof. Robin Nagle 'Perakendenin Sosyal Sorumluluk Boyutu' başlıklı bir konuşma yaptı. Antropoloji uzmanı olan Nagle, üniversitede atıklar konusunda dersler veriyor.
Konuşmasına, New York'ta çöpçülerle çalışırken bulduğu atık nesnelerden örnek vererek başlayan Nagle, ne kadar değerli olursa olsun her şeyin bir gün çöp olabileceğini söyledi:
‘‘Çöpleri karıştırırken bir maun masa ve kaşmirden yapılmış markalı bir pantolon ve iki kazak buldum. Onları aldım ve giyiyorum. Bu aslında bir ders. Herhangi bir şey hangi kaliteyi taşırsa taşısın günün birinde çöpe dönüşebiliyor. Hele de bir zamanlar çeşitli duygular yüklediğimiz 'özel' şeylerimiz... ABD'de bir aile günde 2.2 kg, Türkiye'de 1.3 kg çöp bırakıyor.‘‘
Nagle ‘‘Aldığımız her şeyi atabiliriz ama bunun bir bedeli olduğunu anladık. Çevresel kaygılar başladı‘‘ diyor. Nagle'ye göre artık şirketler işin sosyal sorumluluk boyunu dikkate alıyor:
‘‘Ekolojik ürünler ne kadar dikkatle üretilse de yeteri kadar piyasa payı alamıyor. Bunun için çözümler bulmak lazım. Örneğin, kiralık gibi kullanılan ürünler olmalı. Müşteri kullanmalı ve bir sorumluluk almadan işi bitince geri vermeli. Katı atıkları yeniden kazandırmak da çok önemli. Bir ton kağıdı yeniden dönüştürebilirsek, dört bin kilowatt saat enerji, 29 bin litre su, 19 ağaç tasarruf etmiş oluruz.‘‘
EN BAŞARILI; ŞENER
Perakende Zirvesi'nin son gününde Perakende Zirvesi 2003 ödülleri dağıtıldı. En Başarılı Profesyonel Yönetici Ödülü'nü Marks & Spencer genel müdürü Oya Şener aldı. Yaşam Boyu Başarı Ödülü Boyner Holding CEO'su Cem Boyner'e verildi. Perakendeye Katkı Ödülleri'ni Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile Alkaç Danışmanlık sahibi Avi Alkın aldı. Remzi Kitabevi'ne Maximum Özel Ödülü verildi.
Retail Management Consultants şirketinin kurucu ortağı ve başkanı George Whalin 1987'den bu yana perakende şirketlerine iş geliştirme hizmetleri veriyor. Whalin yenilikçi perakendecilerin yaptığı 10 şeyi şöyle sıraladı:
*Mağazalarını belirgin bir şekilde rakiplerinden farklılaştırırlar,
*Müşteri odaklıdırlar,
*Bulabildikleri en iyi ve yetenekli insanları işe alırlar,
*Çalışanlarının eğitim ve öğretimine verdikleri öncelik derecesi yüksektir,
*Çalışanları canayakın, bilgili ve özenlidir,
*Müşteriye satışı en iyi şekilde yapmaya çalışırlar,
*Müşteriye sanki ‘tek’ müşteri oymuş gibi davranırlar,
*Güçlü yönlerini daha yükseğe taşır, zayıf yönlerini ise ortadan kaldırmaya çalışırlar,
*Mağazalarının pazarlamasını gelecekleri buna bağlıymış gibi yaparlar,
*Her varsayımın doğruluğunu dener ve sürekli olarak en iyi olmak üzerinde çalışırlar.
Ana teması 'Yeni, Yalın ve Yaratıcı Olmak' olan Perakende Konferansı'nda, toplam 22 oturumda dünya ve Türkiye perakende sektörünün önde gelen 39 konuşmacısı en yeni stratejileri anlattı. Konferansı iki gün boyunca sanatçı Demet Akbağ sundu.
Perakende Günleri'nin ikinci günü renkli bir oturuma sahne oldu. 'Yusufeli nere, Birecik nere, İstanbul nere!' başlıklı oturumda Artvin Yusufeli'nden dükkan sahipleri karı koca olan Ayşe Gümüş, Sani Gümüş ve Şanlıurfa Birecik'ten İdris Arslantaş tecrübelerini ve iş yapış tarzlarını konuklarla paylaştı. Moderatörlüğünü Soysal Danışmanlık'tan Suat Soysal'ın yaptığı oturumda, konuşmacılar müşterilere güleryüz gösterilmesi, onlarla ilgilenilmesi, çalışanların patron yarısı olarak görülmesi, patronların işlerinin başında olması gibi tavsiyelerde bulundular.
ELEMAN, PATRON YARISI
Ayşe Gümüş, Yusufeli'nde çalışma hayatına atılan ilk kadın olma özelliğine sahip. Gümüş, müşteriyi kapıda karşılamanın önemine değinerek, ‘‘İstanbul'da gezdiğim mağazalarda satış çabalarını eksik buldum. Ben müşterim dükkana girince hemen ilgilenip rahat bir koltuğa oturtup çay ikram ediyorum. Sadece sorduğu şeyi değil, bütün modelleri gösteriyorum‘‘ dedi.
Sani Gümüş, elemanların patronun yarısı olduğunu belirterek, çalışanların bir pantolon alana bir gömlek satabilmesi gerektiğini söyledi.
İdris Arslantaş, Birecik'te nohut kebabı satıyor. Sabah 03.00'dan 11.00'a kadar bu işte çalışan Arslantaş, öğleden sonraları ise taksicilik yapıyor. Arslantaş, işleri sırasında karşılaştığı komik ve herkesin birtakım dersler çıkarabileceği olayları anlattı.
Arslantaş, ‘‘Nohut kebabını fırının önünde satıyorum. Sabah ekmek alan nohut kebabı da alıyor. Ben sadece para kazanmayı değil, müşterinin kalbini kazanmayı da düşünüyorum‘‘ diye konuştu.
ACNielsen Avrupa Perakendeci Hizmetleri Pazarlama Birimi Başkanı Jean Jacques Vandenheede 'Perakende Ticarette Dünya Turu' başlıklı oturumda Wallmart, Carrefour gibi dünya çapındaki en başarılı perakendecilerin büyüme ve yenilik stratejilerini anlattı.
Perakende sektöründe hareketlenmenin 1960'larda başladığını söyleyen Vandenheede indirim mağazalarıyla tanınan Amerikalı perakende devi Wallmart'ın ve Fransa'da Carrefour'un ilk mağazalarının açılmasıyla birlikte sektörde sonu gelmez bir rekabet başladığını anlattı:
‘‘Günümüzde Wallmart 244 milyar dolar ciro ile sektörde lider. Bu da günde 669 milyon dolar, saatte 28 milyon dolar kazandığı anlamına geliyor. Cirosu Phillip Morris, Nestle, Unilever ve Procter and Gamble'nin toplam cirolarına eşdeğer. 1.2 milyon çalışanı ve günlük 816 milyon müşterisi var. Sahipleri olan Walton ailesinin beş üyesi Amerika'nın en zengin 10 kişisi arasında yer alıyor.‘‘
Vandenheede'ye göre perakendenin esası 'büyümek'. Yıllardır sektörde uygulanan strateji bu esasa dayanıyor. Örneğin, Wallmart'ın mağaza sayısı 1988 ile 2002 arasında yüzde 30 artmış.
Vandenheede, dünya çapında satışların yüzde 36'sının hipermarketlerde, 23.3'ünün büyük süpermarketlerde, 24.4'ünün küçük süpermarketlerde ve 16.7'sinin bakkal gibi küçük işletmelerde harcadığını söyledi. Türkiye'de ise sektörün yüzde 61'ine küçük işletmelerin hakim olduğunu anlattı.
Vandenheede'ye göre sektörde şu an ilk üç sırada bulunan Wallmart, Carrefour ve Ahold önümüzdeki birkaç yılda sektörün yüzde 40-80'ini elinde tutacak.
New York Üniversitesi’nde 'Çöp Profesörü' olarak tanınan Prof. Robin Nagle 'Perakendenin Sosyal Sorumluluk Boyutu' başlıklı bir konuşma yaptı. Antropoloji uzmanı olan Nagle, üniversitede atıklar konusunda dersler veriyor.
Konuşmasına, New York'ta çöpçülerle çalışırken bulduğu atık nesnelerden örnek vererek başlayan Nagle, ne kadar değerli olursa olsun her şeyin bir gün çöp olabileceğini söyledi:
‘‘Çöpleri karıştırırken bir maun masa ve kaşmirden yapılmış markalı bir pantolon ve iki kazak buldum. Onları aldım ve giyiyorum. Bu aslında bir ders. Herhangi bir şey hangi kaliteyi taşırsa taşısın günün birinde çöpe dönüşebiliyor. Hele de bir zamanlar çeşitli duygular yüklediğimiz 'özel' şeylerimiz... ABD'de bir aile günde 2.2 kg, Türkiye'de 1.3 kg çöp bırakıyor.‘‘
Nagle ‘‘Aldığımız her şeyi atabiliriz ama bunun bir bedeli olduğunu anladık. Çevresel kaygılar başladı‘‘ diyor. Nagle'ye göre artık şirketler işin sosyal sorumluluk boyunu dikkate alıyor:
‘‘Ekolojik ürünler ne kadar dikkatle üretilse de yeteri kadar piyasa payı alamıyor. Bunun için çözümler bulmak lazım. Örneğin, kiralık gibi kullanılan ürünler olmalı. Müşteri kullanmalı ve bir sorumluluk almadan işi bitince geri vermeli. Katı atıkları yeniden kazandırmak da çok önemli. Bir ton kağıdı yeniden dönüştürebilirsek, dört bin kilowatt saat enerji, 29 bin litre su, 19 ağaç tasarruf etmiş oluruz.‘‘
EN BAŞARILI; ŞENER
Perakende Zirvesi'nin son gününde Perakende Zirvesi 2003 ödülleri dağıtıldı. En Başarılı Profesyonel Yönetici Ödülü'nü Marks & Spencer genel müdürü Oya Şener aldı. Yaşam Boyu Başarı Ödülü Boyner Holding CEO'su Cem Boyner'e verildi. Perakendeye Katkı Ödülleri'ni Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile Alkaç Danışmanlık sahibi Avi Alkın aldı. Remzi Kitabevi'ne Maximum Özel Ödülü verildi.
Retail Management Consultants şirketinin kurucu ortağı ve başkanı George Whalin 1987'den bu yana perakende şirketlerine iş geliştirme hizmetleri veriyor. Whalin yenilikçi perakendecilerin yaptığı 10 şeyi şöyle sıraladı:
*Mağazalarını belirgin bir şekilde rakiplerinden farklılaştırırlar,
*Müşteri odaklıdırlar,
*Bulabildikleri en iyi ve yetenekli insanları işe alırlar,
*Çalışanlarının eğitim ve öğretimine verdikleri öncelik derecesi yüksektir,
*Çalışanları canayakın, bilgili ve özenlidir,
*Müşteriye satışı en iyi şekilde yapmaya çalışırlar,
*Müşteriye sanki ‘tek’ müşteri oymuş gibi davranırlar,
*Güçlü yönlerini daha yükseğe taşır, zayıf yönlerini ise ortadan kaldırmaya çalışırlar,
*Mağazalarının pazarlamasını gelecekleri buna bağlıymış gibi yaparlar,
*Her varsayımın doğruluğunu dener ve sürekli olarak en iyi olmak üzerinde çalışırlar.