Pentagon’a klima satıyor Çinlilere dürüm döner yediriyor

Güncelleme Tarihi:

Pentagon’a klima satıyor Çinlilere dürüm döner yediriyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 2003 21:03

Teba Holding, 80'den fazla ülkeye ürün satarak, pişirici ev aletleri ihracatımızın yüzde 75'ini gerçekleştiriyor. Türkiye'nin ABD'deki ilk ve tek üretim merkezi, Teba'ya ait. NASA'ya, Amerikan Deniz ve Hava Kuvvetleri'ne, Pentagon'a, Moskova Parlamentosu'na klima santralı satmış.

Ama bu yazının konusu onlar değil, Çin'in Şanghay kentinde açılan bir kebap dükkanı! 36 yıldır yukarıda sayılan türden işler yapan Teba Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Teoman Baygan, İstanbullu, holdingin merkezi İzmir'de, ama Teba Çinlilere Güneydoğu yemekleri satıyor. Sars sarsıntısı geçer geçmez dünyadaki ilk kebap zincirini Çin'de kurmayı planlayan Teba, geleneksel tencereleri vok'u dünyaya yayan Çinlilere fırın sattığı gibi, ekmek nedir bilmeyen Çin yemek kültürüne pide ve dürümü de sokmuş durumda.

Evet, tuhaf ama gerçek: Çin'de ilk kebapçıyı beyaz eşyacı bir makine mühendisi açtı. Üstelik İstanbullu, işyeri merkezi İzmir'de olan, eşi İzmirli kendisi de ‘‘hanımköylü’’ olan bir işadamı, 71 yaşındaki Teoman Baygan.

Lafa tuhaf diye başladık ama tuhaf mı gerçekten? Kendini bildi bileli yemeğe karşı ilgisi olduğunu söyleyen Baygan için bir sanayicinin yemek işiyle ilgilenmesi hiç ‘‘alakasız’’ değil; hele o sanayici pişirici üretiyorsa... ‘‘36 yıllık Teba'ya hiçbir zaman dışarıdan yemek almadık. Özel aşçılarla, özel yemekler denedik hep. Kendi mutfağımız oluştu. Neden Gaziantep ağırlıklı yemekler derseniz, bir alakam yok Güneydoğu'yla ama hepimiz bu mutfağı tanıyor ve seviyoruz değil mi?’’

Zaten Güneydoğu yemeğini Uzakdoğu'ya götürme fikri de, ‘‘onlar da sevebilir’’ düşüncesinden çıkmış: Teba'nın Şanghay'daki ticaret şirketinin sorumlusu bir gün Baygan'a, ‘‘Çinliler döneri çok sever, onlar da bizim gibi etçi’’ demiş. Baygan da denemeye karar vermiş. Teba ilk dükkanı Şanghay'ın büyük bir alışveriş merkezinin üst katında açmış. ‘‘Buradan aşçılar ve teçhizat gönderdik. Döner yapıp sattık, çok beğendiler. Evet ekmeği bilmezler ama artık dürümü biliyorlar, pidelerimizi de çok sevdiler’’ diyor Baygan. Tamam, biraz Çin soslarıyla terbiye etmişler ama olsun, pideli, kebaplı, dönerli mönü Şanghay'da çok tutmuş.

1967'de, klima santralı üretmek üzere İzmir'de kurulan ve zamanla Türkiye'nin önde gelen elektrikli ev aletleri, klima cihazları üreticilerinden biri haline gelen Teba, Virginia eyaletinde bir üretim merkezi kuran, NASA'ya, Pentagon'a ve Moskova Parlamento binasına klima santralı üreterek satmış bir holding.

Teoman Bey, Çinlilere beyaz eşya satmanın zor olduğunu söylüyor. En iyileri orada üretildiğinden. Fırın satmak daha da zor; vok'larıyla dünyanın en güzel yemeklerini pişirdikleri için. Ama yine de Çinlileri bu fırınlarla tanıştırmayı başarmış. Ve tabii dürüm dönerle, pideyle... Alışveriş merkezine gelen insanlarla sınırlı kalmamak için, birkaç ay önce sokağa inmiş Teba'nın kebap dükkanı. Şimdi Şanghay'ın kalabalık bir caddesinde, kimi zaman önünde kuyruklar oluşarak çalışıyor. Kentte -nedense- bir Taylandlı dışında döner satan başka bir dükkan olmadığını söylüyor Baygan. ‘‘Neden Çin?’’ diye sorma gafletinde bulunanlara da, ‘‘Türkiye'de her köşe başında var, burada açmak enteresan değil ki’’ cevabını yapıştırıyor. Mesela Çin'den sonra zincir açmayı hedeflediği ülke Rusya...

Şimdi İzmir'de Teba'nın merkezinde bir gıda laboratuvarı kurmaya hazırlanıyor Baygan. İki fabrikasında, çalışanlar için fast food denemeleri yapmaya zaten başlamış. Laboratuvarda da hizmet personeli eğitimi, mutfak kültürünün geliştirilmesi, iyi aşçılık gibi konularda araştırma geliştirme yapacaklarını söylüyor. Fabrika Çeşme yolu üzerinde. Özellikle yazın ve haftasonları çok işlek olan bu yolda, bir ‘‘evlere servis’’ dükkan açmayı düşünüyor. Yazlıkçı, akşam dönerken otomobiliyle uğrayacak, siparişini alıp evine götürecek. Mönü yine Güneydoğu ağırlıklı olacak ancak soğuk döner güzel olmayacağı için yeni mönü çeşitleri geliştireceklerini anlatıyor.

Bir kısmını kendi yaratmaya başlamış bile: ‘‘Zeytinyağlı konusunda bile değişiklik yapılabilir. Mesela imambayıldının illa ki imamın bayıldığı gibi olması mı gerekiyor? Ben börek gibi yaptırdım: Patlıcanları diziyorsun, üstüne iç malzemeyi koyup, bir sıra daha patlıcan ve fırın. Sonra bıçakla kesiyorsun börek gibi, ama imambayıldı lezzetinde. Takdimi de başka türlü oluyor. Laboratuvarda böyle şeyler deneyeceğiz.’’

YEMEK İŞİNİ SANAYİCİ DAHA İYİ YAPAR

Yemekle uğraşmak için iyi sanayici olmak gerekiyor aslında. Sanayide hammadde kültürü vardır. Hammaddenin depolanması, nakliyesi önemlidir. Yemekte de öyle. Et her yerden alınmaz, taşınması, saklanması zordur. Aynı cins iki koyun başka yerlerde otlar, etin tadı farklı olur. Sonra sanayi, müşteri hizmeti, insan yönetimi demektir. Yemekte de öyle. Bu işte sanayi kültürümüzden çok yararlanıyoruz yani.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!