Paris'in kapıları Sivas'a açıldı

Güncelleme Tarihi:

Parisin kapıları Sivasa açıldı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2010 15:32

UNESCO'nun Dünya Mimari Anıtları Listesi'ndeki tek Türk anıtı olan Divriği Ulu Camisi ve Şifahanesinin fotoğraflarından oluşan “Cennetin Kapıları” adlı sergi mart ayında Paris'e taşınacak.

Haberin Devamı

Sergiden fotoğraflar için tıklayın

Serginin küratörü ve tasarımcısı, çocukluğu eserin çevresinde geçen  Divriğili yüksek mimar Hasan Basri Hamulu,  dünyanın en önemli mimari yapıtları arasında kabul edilen Divriği Külliyesinin  yok olma tehlikesine karşı bir kamusal duyarlılık oluşturmak amacıyla düzenlenen  “Cennetin Kapıları” adlı anıtsal fotoğraf sergisinin 28 Nisan 2009'da İstanbul  Teknik Üniversitesi Taşkışla binasında açıldığını belirtti.

Serginin fotoğraflarını mimar Cemal Emden'in çektiğini ve danışmanlığını  Prof. Dr. Doğan Kuban'ın yaptığını anlatan Hamulu, “Son 50 yıldır  restorasyonzedeye dönen cami ve şifahane, fotoğraflarla sesini duyurmaya devam  ediyor” dedi.

Divriği Ulu Cami ve şifahanesinin dünya Ortaçağ sanatının önemli  yapıtlarından birisi olduğunu anlatan Hamulu, eserin ne Türk, ne İslam sanatında,  ne de başka dönem ve ülkelerin mimarilerinde eşi bulunan bir yontu sanatı  başyapıtı olduğunu söyledi.
       
Din adamları cenneti anlattı, Hürrem şah yaptı 
         
Külliyeyi dönemin Mengücek Beyliği Hükümdarı Ahmet Şah'ın 1228'de  yaptırdığını belirten Hamulu, şu bilgileri verdi: “Dönemin Mengücek Beyliği Hükümdarı Ahmet Şah, din adamlarını toplayıp,  külliyenin mimarı Hürrem Şah'a Kur'an-ı Kerim'deki cenneti anlatmalarını istiyor.  Hürrem Şah da kendisine anlatılan cennete mimari bir yorum getirerek, Kuzey Taç  Kapısı'nı yapıyor. Bu nedenle o kapıya 'Cennet Kapısı' diyoruz. Serginin de adı  bu nedenle 'Cennetin kapıları' olarak belirlendi.”

Haberin Devamı

Külliyede bulunan iki taç kapısında da bazı bezemelerin eksik kaldığını  belirten Hamulu, “Kapıların eksik kalmasının nedeni bilinmiyor. Eksiklik olduğu  kesin ama tamamlanamadığı ile ilgili tarihi bir bilgi yok. Mengücek Beyliğinin  1228-1243 arası (Kösedağ Savaşı) dönemine ilişkin yeterli bilgiye sahip değiliz”  diye konuştu.

Taşlar üst üste konulmuş, sonra bezemeler yapılmış

Hamulu, mimar Hürrem Şah'ın caminin Kuzey Taç Kapısı'nda, Selçuklu kemeri  ile birleştiği noktaya, bataklıkta yetişen ama kendi kendini temizleyen ve  dünyanın en uzun yaşayan “lotus” denilen bitkiyi koyduğunu dile getirerek,  “Mimar Hürrem Şah, bu bitkiyi oraya koyarak, eserinin de uzun yaşayacağının  sinyallerini vermiş ve caminin kitabesinde eserinin uzun süre yaşamasını  istediğini belirtmiştir” dedi.

Haberin Devamı

Önceden planlanan eserin üst üste konulan taşların sonradan oyulmasıyla  ortaya çıkarıldığını belirten Hamulu, şunları kaydetti: “Önce ham taşlar üst üste konulmuş. Sonra bir iskele konularak, heykel  yapılır gibi yatayda çalışarak bezemeler tamamlanmıştır. Genelde bu tür eserlerde  bezemeler yerde yapılır. Bu özelliği nedeniyle tüm İslam eserlerinden ayrılıyor.

Kuzey Taç Kapısı'nda tüm bezemeler simetriktir ama bezemelerin içine  inildiğinde burada hiçbir şeyin bir diğeri ile aynı olmadığı görülür. Bu da büyük  sanatçıların eserlerinden sadece bir tek yapabildikleri anlamına geliyor.”
         
Sergi amacına ulaşmaya başladı

“Sizin elinizde Anadolu'nun ücra bir köşesinde taklit etmemiş ve  edilmemiş bir eser varsa, olağanüstü bir eserle karşı karşıyasınız demektir”  diyen Hamulu, sergiyi, camiye ilgiyi artırmak ve gerekli koruma çalışmalarını  yapabilmek için açtıklarını belirtti. Hamulu, serginin amacına ulaşmaya  başladığını, cami çevresinde istimlak çalışmalarının başladığını anlattı.

Haberin Devamı

Caminin statik açıdan ayakta durdurulmasında zorluk yaşandığını ifade  eden Hamulu, en azından kapıların geçici bir süre ayakta durdurulması için tedbir  alınmasını istedi. Hamulu, caminin en son 1967 yılında restorasyon gördüğünü  kaydederek, bu dünya mirası esere sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.

Caminin korunması amacıyla dünya çapında bir mimari proje yarışması  açılmasının hedeflendiğini dile getiren Hamulu, “Cennetin Kapıları”nın sadece  bir fotoğraf sergisi olmadığını, Anadolu tarihinin en önemli eserlerinden  birisini yok olmaktan kurtarmak için hazırlanmış bir kamusal duyarlılık projesi  olduğunu kaydetti.
         
Sergi Paris'te açılacak

Haberin Devamı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı Müdürü Görgün Taner de İstanbul'un ardından  Ankara'da sanatseverlerin beğenisine sunulacak “Cennet'in Kapıları” serginin,  daha sonra Avrupa yolculuğuna başlayacağını söyledi.

Serginin, “Fransa'da Türkiye Mevsimi” etkinlikleri çerçevesinde Mart  ayında Paris'e taşınacağını bildiren Taner, serginin Fransa'nın Lion ve Strasburg  kentlerine de götürülebilmesi için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
       
Mimarları başka esere imza atmadı

Divriğili yazar Necdet Sakaoğlu da “Türk Anadolu'da Mengücekoğulları”  adlı kitabında esere ilişkin şu görüşlere yer verdi: “Divriği'deki eser, günümüzde, dünyanın ve Orta Doğu'nun en görkemli  mimarlık ve yontu anıtları arasında ilk sıradadır. Dünya mimarlık tarihinin yontu  zenginliği ve özgünlüğüyle dikkati çeken Divriği Külliyesini yücelten Ahlatlı,  Tiflisli sanatkarlar, imzalarıyla saptanıyor ama onlardan hiçbirinin, ne  Anadolu'da ne de Orta Doğu'nun herhangi bir kentinde, ikinci bir imzalı yapısına  rastlanamıyor. Ayrıca 12. ve 13. yüzyıllarda Anadolu kentlerinde yapılan mimari  eserlerin hiçbirinde bu kadar imza da yoktur.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!