Otuz Beş Yaş şairinin memleketinde bir gün

Güncelleme Tarihi:

Otuz Beş Yaş şairinin memleketinde bir gün
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2003 00:00

DİYARBAKIR surları üzerinde güneş batmak üzere.Cahit Sıtkı Tarancı'nın şimdi müzeye çevrilen, doğduğu evin kapısından avluya girdim.Havuza bakarken, birden Ziya'ya (Ziya Osman Saba) gönderdiği bir mektuptan satırlar hafızamda beliriyor:Diyarbekir: 7.8.1933‘‘Ziya'cığım,Hareketimden iki gün evvel seninle vedalaşmaya geldimse de seni bulamadım.Burası da (Diyarbakır) müthiş sıcak... Her gün havuzda banyo yapıyorum. Bizim memlekette su nimettir. Evlerimizin alçak, dört tarafı kapalı olduğunu düşünürsen, taş bir avluda küçük bir bahçenin ve gene o nispette bir havuzun ne kadar dinlendirici ve iç açıcı bir manzara olduğunu takdir edersin. Havuz kenarındaki rüyadan bahse lüzum yok.’’Şiirin başladığı satırın altını çizmeliyim: ‘‘Havuz kenarındaki rüyadan bahse lüzum yok.’’23 yaşında o zaman Cahit Sıtkı Tarancı.Hasta yatağında çekilmiş bir fotoğraf.Otuz Beş Yaş şiirinde, ‘‘Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder’’ demişti, oysa 46 yaşında öldü.Ziya'nın ondan ‘‘Diyarbekir kokulu’’ şiir istemesinden alınıyor. Başkaları da Diyarbekir hakkında ne zaman yazacaksınız Cahit Bey diye sorunca çıldırıyormuş.Şimdi kış mevsimi başladığına göre, Cahit Sıtkı Tarancı, evin kuzey bölümünde oturuyordur.* * *DİYARBAKIR EDEBİYAT GÜNLERİ'ne bu kez dinleyici sıfatıyla gittim.O şehri büyüsüyle, güzellikleriyle, tarihiyle tanımak için.Edebiyata, edebiyatçıya ilginin, saygının derecesini anlayabilmek için, herhangi bir salondaki paneli, konuşmayı gözlemlemenizi isterdim.Diyarbakır, şiir ve şair kavramları yazıya gelince, elbette Ahmed Arif'i anımsamalıyız.Diyarbakır Gezintisi kitabında bir sur fotoğrafının altındaki yazı: ‘‘Bir de ağzı var dili yok/Diyarbekir kalesi diyordu Ahmed Arif... Diyarbakır dile geldi, Ahmed Arif'in adı kondu surlara...’’Diyarbakır'da üç yıldır sanat festivali yapılıyor. Edebiyat Günleri'nin ilki de bu yıl gerçekleştirildi.Türkçe yazanlarla Kürtçe yazanlar, edebiyat şemsiyesinin altında buluştu.İnsanları barıştıran, karşıtlıkları uzlaşmaya götüren tek öğenin sanat, edebiyat olduğunu herkes biliyor, bunu bir de politikacılar kabul etse.Günlere katılan kiminle konuşsam, ilgiden, bilen dinleyiciden duydukları memnuniyeti anlattı.Her salonda bir yazar, bir şair vardı.* * *DİYARBAKIR... Camisiyle, kilisesiyle, insanlarıyla, kervansarayıyla, kültürüyle, türküsüyle yeniden doğuyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!