Otomobil ya da televizyon değil kullanım sürelerini satın alın

Güncelleme Tarihi:

Otomobil ya da televizyon değil kullanım sürelerini satın alın
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2010 00:00

Prof. Dr. Michael Braungart, yarın İstanbul’da kurucularından olduğu ‘Cradle to Cradle’ (beşikten beşiğe) sistemi hakkında bir konferans verecek. ‘Beşikten mezara’ sözünü ‘beşikten beşiğe’ haline getiren sistem, sadece kilometre kullanımı satılan otomobiller, sadece yıkama adedi satılan çamaşır makineleri öngörüyor ve böylece doğaya atık salınmadan üretim yapılabiliyor

Haberin Devamı

Bir dönem Greenpeace’te de bulundunuz. Orada ne tür eylemler yapıyordunuz?
- Kuzey Denizi’ne ya da Atlantik’e atık boşaltılmasını engellemek gibi işler yapıyorduk. Ben hem bilimsel çalışmaları başlatıp hem de aktivist olarak çalışan biriydim. Greenpeace’in dünya çapındaki açılan birçok ofisinde bilimsel araştırma departmanları kurdum. Fransız Gizli Servisi, Fransa’nın Güney Pasifik’te Moruroa’daki nükleer çalışmalarını protesto eden Greenpece gemisini bombaladı. Arkadaşım Fernando Pereira’yı orada öldürdüler. Hala Greenpeace üyesiyim. WWF’i (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ve Friends of The Earth’ü (Dünya Dostları) de destekliyorum. Eğer 20 yaşındayken dünyanın yok edilmesini protesto etmiyorsanız o zaman asla bir genç sayılmazsınız. Ama tek başına protesto yeterli değil. Ben bir bilimadamıyım sadece protesto etmem değil fikir geliştirmem gerekiyor.
Geliştirdiğiniz ‘beşikten beşiğe’ sistemi tam olarak nedir?
- Bu sistemi 1991’de mimar ve tasarımcı William McDonough ile birlikte geliştirdik. Tükettiğimiz ve kullandığımız ürünleri ikiye ayırabiliriz: Yiyecekler ve organik maddeler gibi biyosfere (biyolojik sisteme) gidecek şeyler ve bir de sadece kullanım için üretilmiş bulaşık makinesi, otomobil gibi işleri bittiğinde teknosfere (teknik döngüye) girmesi gereken ürünler var. Bunlar teknosfere girerse artık atık diye bir şey kalmıyor.
Peki bunun geri dönüşümden (recycling) farkı nedir?
- Bu geri dönüşüm (recycling) değil, buna ileri dönüşüm (upcycling) deniyor. Malzemenin tekrar, daha yüksek seviyeli bir üründe kullanılması anlamına geliyor. Teknik döngü ve tedarik zinciri için hazırlıyoruz.
Yani başta doğru materyali kullanırsak ve o materyali tekrar üretim sürecine sokarsak hiçbir sorun kalmayacak...
- Aynen öyle. Mesela zehirli materyal kullanmadan enerji tasarrufu yapan pencere yapamazsınız. Ama bunu geri dönüştürürseniz sonsuz olarak kullanabilirsiniz. Bunun için de artık birçok şirket ürünlerinin sadece kullanım hakkını satıyor.
Özet olarak firmaların kendi ürünlerini geri almalarını sağlıyorsunuz...
- Evet, firmalar için ürünler ve hizmetler geliştirmeye çalışıyoruz. Mesela televizyon üreten hiç kimse bir televizyonun içindeki yeniden kullanılabilir materyalleri kaybetmek istemez. Örneğin bakır... Biyolojik sistemlere girerse inanılmaz derecede zehirleyici. Ama teknosferde sonsuz kere kullanabilirsiniz. Philips Eco Vision, beşikten beşiğe felsefesinin 30 unsuruyla üretiliyor. Ürünün kendisi değil, 20 bin saat izleme süresi satılıyor. Bu sürenin sonunda televizyon satıcıya geri dönüyor.
Böyle başka örnekler de var mı?
- 1500 şirket bu sisteme göre tüm üretim süreçlerini değiştirdi. Her şey çok hızlı ilerliyor. Ford ile bir araba geliştiriyoruz ve firma bunu 60 bin kilometre kullanım hakkını satıyor. Yakıt, sigorta, bakım, her şey buna dahil, siz sadece arabanın kullanımı için para ödüyorsunuz. Bunu iki yıl içinde piyasaya sunmayı planlıyoruz. Hollanda’da Akzo Nobel veya DSM gibi büyük şirketler beşikten beşiğe sistemini kullanmaya karar verdiler. Örneğin bir çamaşır makinesinin üç bin seferlik yıkamasını satıyoruz böylece üretici en iyi materyali kullanıyor ucuz materyal kullanmak zorunda kalmıyor. Bu sistemle çamaşır makinesi için 150 tane ucuz plastik kullanmak yerine beş tip plastik kullanıp daha iyisini üretebiliyorsunuz. Ve firma bu sürecin sonunda da ürününü geri alıyor.
Sisteme giren firmalar sadece elektronik ve otomotiv sektöründen mi?
- Hayır, mesela Almanya’da Avrupa’nın en büyük pencere üreticisi Schüco artık sadece pencerinin 25 yıllık kullanım süresini satıyor. Mesela Desso gibi firmalar artık halıyı değil halının kullanım hakkını satıyorlar. Desso gelirlerini geçen yıl iki katına çıkardı. Eskiden daha az üretirsem dünyayı daha az tahrip ederim diyordunuz ama şimdi daha çok yaptıkça şirket daha hızlı değişiyor.

Haberin Devamı

DOĞADAN ÖĞRENEBİLİRİZ AMA ROMANTİKLEŞTİRMEDEN

Haberin Devamı

Biz büyük bir kurumuz ve bünyemizde biyologlar, toksikologlar, mühendisler, kimyacılar, ilaç uzmanları çalışıyor. Doğadan çok şey öğrenebiliriz ama bunu doğayı romantikleştirerek yapamayız. Mühendis veya mimar olmakla da gurur duymalıyız çünkü normalde bizim ortalama ömrümüzün 30 yıl olması gerekirdi. Eğer bundan çok yaşıyorsak bu kimya, tıp, mühendislik gibi bilimlerin sayesinde oldu. Biz bir dondurma ambalajı geliştirdik. Oda sıcaklığında iki saat kalırsa paket bir sıvıya dönüşüyor ve tamemen ayrışıyor yani ortada bir çöp filan kalmıyor. Desso’da yeni bir halı tasarladık havayı da temizliyor. Tıpkı ağaçlar gibi.

Atık yağlar toplama noktasına
Pamela Spence (Müzisyen)
O DA BİR YEŞİL

Haberin Devamı

Aslında Türkiye’nin birçok şehri İstanbul’dan daha temiz. Gece 24.00’ten sonra boşalan yollarda çöp yığınları oluşuyor. Aynı şey niye Avrupa’da olmuyor? Bunları düşündükçe sinirleniyorum. Bana göre çevre konusunda en büyük sorunumuz duyarsızlık ve eğitimsizlik. Ne yazık ki özellikle siyasi çevreler bu konuda yetersiz ya da umursamaz davranıyor. Türkiye olarak öncelikle bilinçlenmeye daha sonra örgütlenmeye ihtiyacımız var. Bu konularda çok fazla çalışma yapılmıyor ya da yapılamıyor. Nereye gidilse ucu bir yerlere dokunuyor sürekli. Daha önce çevre etkinlikleri için verdiğim konserler oldu. Ama bu konuda çok fazla etkinlik de yapılmıyor ki. Çevre konusunda aşırı derecede titizim. Suyu gereksiz açık bırakmam, kullanmadığım yerlerdeki ışıkları kapatırım. Şarj etmese bile şarja takılı cihaz bırakmam. Bitmiş pilleri kesinlikle çöpe atmam. Kullanılmış yağları bile cam kavanozda saklayıp toplama noktalarına bırakıyorum.

Haberin Devamı

Bİ ŞEY YAPMALI
ORGANİK OTEL

Fulya Fuar ve Kongre Merkezi, 16-19 Aralık 2010 tarihleri arasında ,’II. Ekoloji Günleri’ne ev sahipliği yapacak. Organik ürün sevenlere alternatif yılbaşı hediye seçenekleri de sunulacak fuarda ‘Organik Otel’ konseptiyle üretilmiş turizm ürünleri de yer alacak. Giriş ücretsiz, fuarı 11.00-19.00 saatleri arasında gezebilirsiniz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!