Otelden verem savaşı

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2018 23:59

İstanbul Verem Savaşı Derneği tedavisi süren ancak gidecek yeri olmayan hastaları otelde misafir ediyor. Basil (mikrop) saçması duran, ilaç almaya devam etmesi gereken 17 hasta otellerde kalıyor. 63 yaşındaki Ahmet Necati Yalım, “Bu yardım olmasa tedavimizi sürdüremezdik” diyor.

Haberin Devamı

TARLABAŞI’nda kasaplık yapan Kırklarelili Ahmet Necati Yalım’ın yaşamı, bir yıl önce peşi sıra gelen sağlık sorunlarıyla değişti. Eşinden yıllar önce boşanmış, kızı ve torunuyla birlikte yaşıyordu. Önce inme geçirdi, ardından baypas oldu. Bir ameliyatla da lenf bezi alındı. Peşinden akciğerleri su toplayınca yattığı hastanede verem (tüberküloz) teşhisi kondu. Hastane hastane dolaşırken dükkânını kapamak zorunda kaldı. Kızı ise dayılarıyla yaşamaya başladı. Veremden yattığı hastanede ‘mikrop saçma süreci’ sona erip de taburcu edilince artık kalacak yeri yoktu. Tedavinin sonuç verebilmesi için devam etmesi ve ilaçlarını mutlaka her gün, düzenli alması şarttı. Doktoru, İstanbul Verem Savaşı Derneği ile iletişime geçti. Ağustos başında dernek, Yalım’ı anlaşmalı olduğu Kasımpaşa’daki Bizim Otel’e yerleştirdi.

Haberin Devamı

OTELDEN BAKIMEVİNE

Tek kişilik bir yatak, küçük bir dolap ve televizyon bulunan 12 numaralı otel odasında görüştüğümüz Yalım, “Hastaneden çıktığımda gidecek, kalacak yerim yoktu. Kızım bakamazdı. Eğer bu yardım olmasaydı ne yapardım bilmiyorum. Tedavimi sürdüremezdim” diyor. Yalım her gün derneğin anlaşmalı dükkândan aldığı erzakla kahvaltısını edip çevrede gezmeye çıkıyor. Kahvede oturuyor. Öğle ve akşam yemeklerini yine yakınlardaki anlaşmalı iki lokantadan birinde fiş vererek yiyor. Yalım, “Otelden çıkıp geziyorum. Açılırım diyerek... Faydası da oluyor gezmenin. Otelden, yemeklerden, hepsinden memnunuz. Yemekler ev yemeği tadında, gayet güzel. Buradan çıktığımda bir bakımevine sığınmak istiyorum. Gidecek başka yerim yok” diye konuşuyor.

Otelden verem savaşı

SIRA GÖÇMEN HASTALARDA

Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan (İstanbul Verem Savaşı Derneği Başkanvekili): Dünyada verem görülme sıklığı ortalama 100 binde 140, Türkiye’de ise 100 binde 15. Bizde sıklığı azalsa da giderek yoksul kesimlerin, göçmenlerin, bağımlıların hastalığı haline geliyor. Dolasıyla hastalığın kontrolü zorlaşıyor. Sadece ilaç değil sosyal, ekonomik ve psikolojik destek çok önemli. Eskiden beri dispanserlerimiz hastalara yiyecek, giyecek gibi sosyal yardımları yapıyordu. 3 yıldır bu yardımları genişlettik. İhtiyacı olan hastaları, dispanserlerdeki doktor ve hemşireler bize bildiriyor. Evleri olan ama çalışamayan hastaların kiralarını ödüyoruz, elektrik, su, ısınma giderlerine yardımcı oluyoruz. Aylık 150 liralık gıda paketi veriyoruz. Hastanın kalacağı evi yok ve sokakta yaşıyorsa, tedavileri bitene kadar otele yerleştiriyoruz. Hastanın tedavisinin tamamlanması çok önemli. İlaçlarını düzenli almayan hastalarda direnç gelişiyor. Etrafa dirençli mikrop yayma riski bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın işbirliği ile tedavileri süren, kesin tanı konulmuş verem hastalarına aylık bin 80 lira yardım verileceği açıklandı. Çok yerinde bir karar. Bu uygulamaya geçtiğinde biz kaynak ve desteğimizi başka alanlara, örneğin göçmenlere kaydıracağız.”

Haberin Devamı

EV GİBİ KULLANIYORUM

OTELİN 20 numaralı odasını 4 aydır mesken tutan Adıyamanlı M.A. ikinci kez verem tedavisi görüyor. 2012’de de verem olan A., kötü yaşam koşulları nedeniyle ikinci kez aynı hastalıkla karşı karşıya kaldı. Eşinden boşanan, üç çocuk babası M.A. yaşadığı süreci şöyle anlatıyor: “Hastalanmadan önce kahvelerde günlük yevmiye ile çalışıyor, Tarlabaşı’nda bir arkadaşımla bekar odasını paylaşıyordum. İkinci kez hastalanınca 5 ay hastanede yattım. Taburcu olma zamanı gelince ne çalışacak halim ne de kalacak yerim vardı. İlaçlarıma devam etmem gerekiyordu. Dernek buraya yerleştirdi. Ev gibi kullanıyorum. İstediğim zaman gidip, istediğim zaman çıkıyorum. Odamızın temizliği yapılıyor, havalandırılıyor. İlaçlarımı Taksim’deki dispanserden günlük alıyorum.”
Duyanların tedirgin olması nedeniyle hastalığını söylemekten çekindiğini anlatan M.A. “Daha önce gittiğim kahvelere bile gitmiyorum. Çünkü beni görünce verem bulaşır korkusuyla tedirgin oluyorlar. Çalışacak gücüm, gidecek yerim yok. Buradan çıkınca da artık kader yönlendirecek. Yapacak bir şey yok” diyor.

Haberin Devamı

Otelden verem savaşı

TEDAVİYE TEŞVİK PROJESİ

Fuat Demir (İstanbul Verem Savaşı Derneği Müdürü): Bu proje bir çeşit ‘tedaviye teşvik’ projesi. Halen İstanbul otellerinde 15, şehir dışında da iki hastamızı otelde misafir ediyoruz. Tedaviyi uyum sağlayıp, ilaçlarını aldığı müddetçe yardıma devam ediyoruz. Doktorları tedavilerini sonlandırınca bizim de görevimiz bitiyor.

DOKTORLAR GELİP HASTALIĞI ANLATTI

Hamit Yılmaz (Otel işletmecisi): Toplam 24 odamız var, 11’inde dernekten gelen hastalar kalıyor. 2 çocuğum var, insan korkar normalde. Ama önce bir doktor geldi ve hastalığı anlattı. Kafamdaki bütün soruları ona sordum. Bu hastaların mikrop çıkarması bitene kadar hastaneden çıkarılmadığını, artık hasta etmeyeceğini anlattı. 1 senedir misafir ediyoruz. Sorun yaşamadık.

BAKMADAN GEÇME!