Okur Temsilcisi'ne mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Okur Temsilcisine mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Eylül 27, 2004 01:49

Hacker’ın lisesi ayrıntısı

KULLANDIĞINIZ haberin başlığı şöyle: ‘MGK’da görevli albayın maaşını ‘hacker’ çarptı.’

Ben bu haberle ilgili fikrimi belirtmek istiyorum; keşke bu haberleri yapan insanlara ulaşabileceğim bir adres veya link olsaydı da söyleyeceklerimi onlara yazsaydım.

Ben Amerika’da master yapan bir öğrenciyim ve özel bir okuldan mezun oldum. Ancak okuduğum bu haberde, internet üzerinden hırsızlık yapan bir kişinin mezun olduğu liseyi (imam hatip lisesi) yazmanızdaki amacı gerçekten çok merak ediyorum.

Eğer gerçekten bu önemli bir şeyse, neden memleketimizde hırsızlık ve yolsuzluklarıyla pek bir meşhur olan kişilerin mezun oldukları okulları daha önce yazmadınız?

Sizden ricam, bu haberci arkadaşlara söyleseniz de geçmişteki hırsızların da mezun olduğu liseleri falan bir araştırıp yayınlasalar ve böylece yapılan bir haksızlığı bertaraf etseler.

Fatih ÖZSOY

TEMSİLCİNİN NOTU: Haberlerde ayrıntı vermenin tek şartı var. Verilen ayrıntının haberle ilgisi olmalı. Böyle bir haberde de, suçlanan ve tutuklanan kişinin imam hatip lisesi mezunu olmasının, haberle doğrudan ilgisi yok. Bu nedenle böyle bir ayrıntının verilmemesi daha iyi olurdu. Ancak, mağdurun albay, suçlunun imam hatipli olmasının tuhaf bir çelişki sergilendiğine inanılıyorsa, bu da özellikle belirtilmeli.


Nikahlarını kim kıydı?

İŞYERİNE gelirken 100 metre aralıklı iki bayiden aldığımız iki Hürriyet Gazetesi’ndeki bir haber, iki farklı biçimde verilmişti. Birinde, Gülben Ergen-Mustafa Erdoğan çiftinin nikáh törenlerini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın kıydığı yazıyor, diğerinde ise nikáh memurunun kıydığı yazıyor. Bu nasıl oldu?

Mehmet ARSLAN

TEMSİLCİNİN NOTU: Gece ekibi, ilk gelen bilgideki bu yanlışlığın hemen düzeltildiğini, hatalı bilginin toplam 500 binlik baskının sadece 18 bininde yer aldığını belirtti. Hürriyet’in baskıları, normalde her gün saat 19.30’da taşra baskıları ile başlıyor. Baskılar, değişik kentlerdeki matbaalarda sabah saat 04.00’e kadar değiştirilebiliyor. Böylece hem değişen haberler gazeteye ilave ediliyor, hem de varsa hatalar düzeltiliyor.


Miting haberi neden yoktu?

12 Eylül’de Ankara’da gerçekleştirilen ve 10 bin kişinin katıldığı ‘DARBECİLER YARGILANSIN’ mitingi ne yazık ki gazeteniz tarafından haberleştirilmedi. Mitingin içeriğine ve istemlerine katılıp katılmamak elbette ki sizin tercihinizdir. Ancak bizce bu miting pek çok açıdan ‘haber değeri’ taşıyordu. ‘Darbeciler yargılansın’ istemi, Türkiye’de yasal bir mitingde, binlerce kişi tarafından ilk kez dillendirildi. Böyle bir miting ilk kez yapıldı. Böylesi bir haberi neden görmediğinizi merak ediyoruz.

Mersin 78’liler girişiminden

Ethem DİNÇER

TEMSİLCİNİN NOTU: Sadece bir fikir verebilmek için gazetelerin haber değerlendirme yöntemlerini biraz anlatmak istiyorum. Gazetelere, öncelikle kendi muhabirlerinden ve ayrıca abonesi oldukları ajanslardan her gün binlerce haber ve fotoğraf geliyor. Ve örneğin Hürriyet’te ilaveler dışında bu binlerce haberden ancak 100 kadarı gazetede yer bulabiliyor. Sonradan gelen taze bir haber, çoğu kez önceki haberin yerini alabiliyor ve haber değerlendirme de sonuçta sübjektif kriterlere dayanıyor.


Perinler’den 6-7 Eylül açıklaması

20 Eylül tarihli gazetenizde, 6-7 Eylül olaylarıyla ilgili haberinizde tarih saptırılarak ağır bir suçlamaya yer verildi.

Bu konudaki tarihi gerçekleri bir kez Mithat Perin, bir ikinci kez Gökşin Sipahioğlu hatırlatmıştı. Bunları da zamanında sayfa yayımladınız.

Hatırlatmayı tekrar yapmakta fayda var sanıyorum.

‘6 Eylül sabahı Anadolu Ajansı’nın Selanik menşeili bir haberini, TRT İstanbul Radyosu saat 13.45 haberlerinde yayınlıyor. İstanbul Ekspres Gazetesi de bu haberi, bu kaynaklara dayanarak alıyor ve yayımlıyor.’

Gazete, Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürü, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor ve beraat ediyorlar.

Karar temyiz ediliyor ve yine aynı şekilde teyit ediliyor.

Mithat PERİN ailesi adına

Selçuk PERİN


Bir övgü, bir eleştiri

‘HÜRRİYET bazen bir ulusun kaderidir, bazen aşılmaz denilen sınırları aşmak, bazen gidilmez denilen yerlere gitmek, bazen sadece okuldan eve dönebilmektir’ diye devam eden ve beni derinden etkileyen anlamlı sözleri çok sevdim.

Hürriyet bundan daha iyi nasıl ifade edilebilir bilemiyorum. Tebrikler HÜRRİYET.

Gülşen YILDIZ

HÜRRİYET reklamları güzel... Hürriyet bazen eve dönebilmektir. Çok güzel. Çocukların hürriyeti okuldan eve dönebilmektir. Fakat zavallı eşeğin hürriyeti, hayvan hakları gözden kaçmış. 12 çocuk arkada, 1 çocuk biçare eşeğin üstünde. 12+1= 13 çocuğu zavallı hayvancık taşıyor. Eşeğin yüzü bile fotoğrafta görünmüyor. Acaba ne durumda? Hürriyet’in bir yönü de hayvan haklarını savunması, fakat burada düşünülmemiş. Her canlıya Hürriyet. Güzel günler.

Gökhan ÖRMECİ-Erenköy

Hukukta evlatlıktan ret kavramı yoktur

‘YAVUZ Bingöl’e baba şoku, oğlunu evlatlıktan reddetti’ şeklinde gazetenizde çıkan haber üzerine şu düzeltmeleri yapma ihtiyacı duydum.

Bizim hukuk düzenimizde ‘evlatlıktan ret’ diye bir kavram yoktur. Bu, halk arasında kullanılagelen yanlış bir laftır. Hukuksal olarak baba ile çocuk arasındaki kan bağı ve bundan doğan soybağı bu tür laflardan etkilenmez.

Soybağını reddetmek (nesebin reddi) başka bir şeydir. ‘Doğan çocuğun babası, onu doğuran kadının kocasıdır’ dendiği için (Medeni Kanun böyle diyor!) koca, çocuğun kendisinden olmadığını iddia ediyorsa, bunu ‘nesebin reddi’ davası açarak ileri sürebilir. Kanıtlama yükü de kendisinindir. Bunun ‘evlatlıktan reddettim’ demekle hiçbir ilgisi yoktur.

Evlat, soybağı ile ana-babaya hukuken bağlı olduğu için, onların saklı pay sahibi mirasçılarıdır. Yasada yazılı belli nedenler varsa, ana veya baba, onu mirastan çıkarabilirler (iskat). Bunun için de vasiyetname yapılması ve çıkarma nedeninin bu belgede açıklanmış olması şarttır. Ama bu konuda da ispat yükü dolayısıyla, birçok zorlama halleri vardır. Yani, vasiyetnameye yazılınca iş olup bitmez. Ayrıca, iskat edilen mirasçı ile onu mirasından çıkaran arasında kanbağı (soybağı) da ortadan kalkmaz.

Mirastan yoksunluk (mahrumiyet) halinin ise retle filan ilgisi yoktur.

Prof. Dr. Aydın AYBAY

OKURLARIMIZDAN KISA KISA...

LEVENT TARHAN Gazetenizdeki bir haberde, Beşiktaş’ın durumuna Sayın Demirören’in gözyaşları içerisinde uyku tutmayan saatlerde çözüm aradığı belirtiliyor. Muhabiriniz, Sayın Demirören’in evinde mi ki gözündeki yaşı görüyor? Bir haberi yapmak için, illa dramatize mi etmek gerekir? Samimi ve doğru bir yazı tutmaz mı?

NİHAT TAŞ Hürriyet’in 50 yıldır sadık, emekli bir okuruyum. En büyük hobim de bulmaca çözmek. Her gün takip ettiğim ana gazetenizde yer alan bulmaca öyle küçük puntolarla diziliyor ki, ancak büyüteç yardımıyla okunabilir. Lütfen bulmaca çözmeyi işkence haline getiren bu duruma bir çözüm getirin.

SÜREYYA ÖZ 9 Eylül’de yayınladığınız Güler Sabancı haberinin Türkçe’sine bir göz gezdirmenizi öneriyorum. İmla ile ilgili bir sürü hatalar yer alıyor, cümleler etken başlayıp edilgen bitiyor. Ülkemizin adı bile küçük harfle başlayarak yazılıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!