Öğretmen ve kalite

Aydın CANDABAK

Darülmuallimin'den bu yana geçen 151 yıl içinde, öğretmen yetiştirmeye ilişkin belki bin yüz elli kez politika değişti.

Biri geldi açtı, diğeri kapattı.

Biri geldi adını değiştirdi, diğeri yeniden yapılandırdı.

Biri geldi yaptı, diğeri bozdu.

Yani, bir milli politika çizilemedi.

Bu yüzden de ‘‘kalite’’ hep tartışılır oldu.

*

‘‘Onur duyarak, ama acıyla öğretmenim’’ diyor Sema Mucur.

Bu onurlu mesleğin, onurlu insanlarını tenzih ederiz.

Ama öğretmen Mucur, iki çocuk annesi bir veli olarak, şöyle devam ediyor:

‘‘Öyleleri var ki, evinizdeki evcil hayvanınızı bile asla teslim etmezsiniz.’’

Bir veli olarak yüreği yanık Sema öğretmenin.

Anlattığı olaylar, ‘‘haklı’’ dedirtiyor.

Kalitesiz öğretmen olacağına, hiç olmasın demeye getiriyor.

*

Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen yetiştirme görevini 1982'de YÖK'e bıraktı.

Zaten bir milli politika yoktu, YÖK'le birlikte politika bile kalmadı.

Bu politikasızlık, eğitimin aradığı nitelik ve sayıda öğretmen yetiştirilmesini engelledi.

Bazı alanlarda öğretmen açığı had safhaya ulaştı.

Eğitim sistemi, bundan çok zarar gördü.

*

Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, YÖK ile birlikte ‘daha kaliteli öğretmen’ yetiştirilmesine yönelik çalışmalar yürütüldüğünü kaydediyor.

Bostancıoğlu, arkadaşımız Kamuran Zeren'e, 21. yüzyıla girerken Türk eğitim sisteminin gereksinim duyduğu öğretmen profilinin yeniden çizileceğini de belirtiyor. Bakan, öğretmen ve öğretmen adaylarına bir çağrıda bulunuyor:

‘‘Hepimiz düşüneceğiz, hepimiz kararlaştıracağız. Araştırması, görüşü olan Bakanlığa yollasın.’’