Öger: Müzakereye askı lafını ağzımıza almayalım

Güncelleme Tarihi:

Öger: Müzakereye askı lafını ağzımıza almayalım
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2006 15:57

Avrupa Parlamentosu Milletvekili ve Öger Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Vural Öger, AB üyeliği yolunda bulunan Türkiye'nin, ağzına askı lafını almaması gerektiğini belirterek, “Tren yola çıkmıştır. Tren raydan çıkmasın” dedi.

Haberin Devamı

Avrupa Parlamentosu Milletvekili ve Öger Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Vural Öger, İzmir Ticaret Odası'nın (İTO) özel meclis toplantısına katıldı. Öger, Türkiye'nin AB üyeliği ve turizm politikalarına ilişkin bir konuşma yaptı, bunlara ilişkin soruları yanıtladı.

AB'de Türkiye'nin üyeliğine olumlu bakan ülkelerin sayısının fazla olduğuna dikkat çeken Öger, şunları söyledi:

“Sakın askı lafını ağzımıza almayalım. Tren yola çıkmıştır. Türkiye, tarihi bir şans yakalamıştır. Tren raydan çıkmasın. Raydan çıkması için 25 ülkenin bunun istemesi lazım. Eğer askıya alınırsa, askıdan geri alınması için 25 üye ülkenin ‘askıdan geri alınsın’ demesi lazım.”

Medyada da AB'de Türkiye'yi istemeyen Fransa ve Hollanda gibi ülkelerin ön plana çıktığına dikkat çeken Öger, İngiltere, İrlanda, Portekiz, İsveç, İtalya, İspanya, İsveç gibi ülkelerin Türkiye'nin arkasında olduğunu vurguladı. AB karşıtı haberleri yazmanın moda haline geldiğini ifade eden Öger, “Oysa Türkiye'yi AB'de hemen görmek isteyen İngiltere gibi ülkeler var. Biz kafayı Avusturya'ya, Fransa'ya takıyoruz. Fransa ırkçı değil, kültür hastası, faşist bir ülke. Yeni zamana ayak uyduramayan, Avrupa'nın geleceğini durduran bir ülke. Fransa, gelecek Avrupası'nı göstermiyor, geçmişin Avrupası'nı görüyor” dedi.

Haberin Devamı

TÜRKİYE KOLAY LOKMA DEĞİL

Türkiye'nin günün birinde AB üyesi olacağını ancak, bunun kolay olmayacağını savunan Öger, şöyle devam etti:
“Yunanistan'ın şımarıklığından AB de bıktı. Dokuz ülkenin AB'ye üyeliğinde Yunanistan Kıbrıs'ı şart koştu. O zamanın politikacılarının yaptığı hatalar. Kıbrıs kağıt üzerinde Yunan temsilinde gözüküyor. Bunu değiştirmek çok zor. Ama ben 3 defa parlamentoya Kıbrıs için önerge verdim. Türkiye günün birinde AB üyesi olacaktır. Kolay değil ama Türkiye de kolay yutulacak lokma değil. Kıbrıs konusunu AB'de teknik bir süreç olarak değerlendirmeliyiz. AB'nin içinde Türk dostları da var. Kıbrıs'ı ele alarak Avrupa'ya hemen cephe almamalıyız. Olayı teknik bir süreç olarak değerlendirmeliyiz. Kıbrıs'ı bir tarafa bırakalım, diğer sorunları aşarız.”

Haberin Devamı

Öger, ayrıca Türkiye'de AB ile ilgili bir bakanlık kurulması gerektiğine değinerek, bütün üye ülkelerde bu tip bakanlıkların olduğunu kaydetti.

EGE HELEN MİRASIYLA ÖNE ÇIKMALI

Türk turizminin en önemli sorununun betonlaşma ve yüksek katlı binalar olduğunu ileri süren Öger, Ege turizminin de Helen tarihiyle ön plana çıkabileceğine dikkat çekti. Efes, Milet yakınlarında 2 bin yıl önceki Helenliler'in yaşantısına gözler önüne seren Helen köyü oluşturulabileceğini kaydeden Öger, şöyle konuştu:

“Ege Bölgesi'nin Avrupa'da olumlu ya da olumsuz bir imajı yok. Bergama'yı, Truva'yı bilirler. Ege'yi bir hayat stili olarak sunmamız lazım. Yunan mitolojisinden alıntılar yapılabilir. Efes, Milet'te Helen köyü kurulabilir. Burasının pazarlanmasında Helen tarihinin önemli olacağını düşünüyorum. Bunu neden bir reklam unsuru olarak kullanmayalım? Tarih kitaplarında kalmasın. Tarihi yaşatalım orada. Tarih sadece harabelerle değil. Eti'nin geyiğini Ankara'ya koyan, Yunan mitololojisine sahip çıkar. Ege bölgesi, mutfağı, tarihi ve Helen mirasıyla ön plana çıkabilir. Ege'nin geleceği kültüre, yaşam stiline, butik turizmine bağlı. Ege'de bizim kaliteye oynamamız lazım.”

Haberin Devamı

FARKLI KÜLTÜRLERİ KUCAKLAMALIYIZ

Öger, inanç turizmiyle ilgili yaptığı değerlendirmede de şöyle konuştu:

“Bu topraklarda çeşitli dinler var. Bu topraklar. Hristiyanlığın doğuşunda köprü görevi görmüş. Bu kültürleri kabul edip, çeşitli kültürlerin zenginlik olduğunu algılamamız lazım. Ancak bu şekilde Avrupa'ya anlatabiliriz. Türk insanımız istediği köşede cami açıyor. Ama Antalya'da eski bir kiliseyi hizmete açamadık. İnsanları kucaklamak bize daha çok yakışır. Biz buna inanırsak Avrupalı da bize inanır. Türkiye bir açıkhava müzesi. Eski eserlerin yüzde 5'i toprak üstünde. Benzeri olmayan bir ülkeyiz.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!