Ödüller sahiplerini buldu

Güncelleme Tarihi:

Ödüller sahiplerini buldu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2011 15:31

TÜBİTAK bilim, teşvik ve hizmet ödülleri Çankaya Köşkü'nde düzenlenen törenle sahiplerine verildi.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin gelişmesi, kalkınması, önüne koyduğu hedeflere ulaşmasında bilim, teknoloji, araştırma ve geliştirmenin çok büyük bir katkısı olacağını belirterek, “Esas itici güç, esas çekici lokomotif bu alandır. Türkiye de bunu kavramıştır ve buna göre hukukunu düzenlemektedir, imkanlarını organize etmektedir, kurumlarına da yeni görevler vermektedir” dedi.

TÜBİTAK Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri ile TÜBİTAK-TWAS Teşvik Ödülü Cumhurbaşkanı Gül'ün himayesinde Çankaya Köşkü'nde düzenlenen törenle sahiplerine verildi.

Törene, Cumhurbaşkanı Gül'ün yanı sıra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yüksel Altunbaşak, akademisyenler, bilim insanları ve diğer davetliler katıldı.

Haberin Devamı

ÖDÜL TÖRENİNDEN FOTOĞRAFLAR - FOTO GALERİ

Cumhurbaşkanı Gül, törende yaptığı konuşmaya, bilim insanlarıyla birlikte olmaktan duyduğu mutluluğu belirterek başladı. Ödül kazananların konuşmalarında bilimin önemine dikkat çektiklerini ve yaşam hikayelerini anlattıklarını hatırlatan Gül, ilham kaynağı ve örnek olması açısından bu hikayelerin gençler tarafından duyulması gerektiğini vurguladı.

“Çocuklar ve gençler bunları örnek alarak daha azimli bir şekilde çalışmalarını devam ettiriyorlar” diyen Gül, Cumhurbaşkanı olarak bilim, teknoloji, araştırma ve geliştirme konularına özel önem verdiğini, ödül töreninin Çankaya Köşkü'nde yapılmasının da bu konudaki destek ve teşvikin göstergesi olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin ve Türk milletinin geleceğinin bilim ve teknolojiyle ilişkili olduğunu ifade eden Gül, şunları söyledi:

“Ülkelerin ve milletlerin gelecekleri, beka duyguları genellikle hep askeri ve siyasi kontekstte anlatılır, bu şekilde işlenir. Bugün milletlerin ve devletlerin geleceğini şekillendiren bilimde, araştırmada ve teknolojideki gelişmeleri. Ben buna bir anlamda beka meselesi olarak da bakıyorum. Ve büyük bir memnuniyet duyuyorum bu konuda Türkiye'de bilincin, anlayışın oluştuğuna.”

Haberin Devamı

Gül, üniversitelerin ve TÜBİTAK'ın bu bilincin oluşmasına büyük katkı sağladığının altını çizdi.

“KALKINMANIN ÖNDERLERİ BİLİM İNSANLARI”

Bilim ve teknolojinin ülkenin kalkınmasıyla paralel gitmesi için yeni bir strateji oluşturulduğunu da ifade eden Gül, bu çerçevede Sanayi Bakanlığının adının Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı olarak değiştirildiğini ve bu alanda “amiral gemisi” konumuna getirildiğini belirtti.

Bilim tarihinin bir bakıma “insanlık tarihi” olduğunu da dile getiren Gül, şöyle konuştu:

“Zenginleşme, gelişme, kalkınmanın itici gücü hep teknoloji olmuştur. Bunların önderleri de bilim insanları olmuştur. Bu bakımdan bu konulara çok önem vermemiz gerekiyor. Bugün şu da ispatlandı ve görülüyor ki ekonomik büyüme ve kalkınmanın da artık itici gücü, bizim klasik olarak bildiğimiz üretim faktörlerinin dışında bilim ve teknoloji oldu. Üretim faktörleri deyince sermaye, toprak, insan, emek... Bunlar aklımıza gelirdi. Şimdi bugün bakıyoruz ki bunlardan ziyade bilim ve teknoloji üretimin öncüsü oluyor. İnovasyon diye çok bahsedildi, bunlar üretimin ve gelişmenin öncüsü oluyor ve ekonomileri, ülkeleri esas kalkındıracak olan alan bu alan olmuş oluyor. Bu bakımdan bizim bu alana çok özel önem vermemiz gerekiyor.”

Haberin Devamı

Türkiye'nin nüfusunun büyük bir bölümünün hala öğrenmeye hazır gençlerden oluştuğuna vurgu yapan Gül, bu konulara dikkat çekilmesi ve özendirilmesi gerektiğini bildirdi. Bilimin, araştırmanın ve teknoloji üretmenin ekonomiye kazandırılmasının yolunun üniversite ve reel sektörün işbirliğinden geçtiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, bu işbirliğinin geliştirilmesinin önemine de işaret etti.

Gül, “Bu alandaki aktörlerin, paydaşların hepsinin, iş dünyasının, üniversitenin, araştırma kurumlarının hepsinin bir koordine içerisinde, aralarında geçiş olacak şekilde bir çalışma düzeninin kurulması, Türkiye'de yapılan emeklerin boşa gitmediğini, bu konuda harcanan paraların daha iyi netice verdiğini de gösterecektir” diye konuştu.

Haberin Devamı

Üniversitelerin sadece eğitim vermediklerini, bilim üreten, bilimin teknolojiye yansımasını sağlayan kurumlar olduğunu kaydeden Gül, üniversitelerin de bu bağlamda gözden geçirilip yapılandırılması, araştırma, geliştirme, bilim üretme alanlarında ihtisas sahibi üniversitelerin sayısının çoğaltılmasının bu anlayış içerisinde önemli yeri olduğuna inandığını söyledi.

“ÇALIŞMALAR ÖNCELİKLİ ALANLARDA TEŞVİK EDİLMELİ”

Türkiye'de ve yurt dışında yapılan yüksek lisans ve doktora çalışmalarının da iyi bir şekilde koordine edilmesi gereğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Gül, bu çalışmaları yapacak öğrencilere referans olacak, perspektif verecek kurumların varlığına ihtiyaç olduğunu belirtti.

Haberin Devamı

Gül, “Bilim dünyasından kopmadan, bilim dünyasının neresinde zenginleşirseniz o faydadır, ama bu faydayı ülke kalkınmasıyla da paralel hale getirmek için Türkiye'nin önceliklerini, Türkiye'nin kendisine alan olarak seçeceği sahaların bilinmesi, duyurulması ve bu yönde teşvik edilmesinin çok doğru olduğuna inanıyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, bilim, teknoloji ve araştırmanın gelişmesi için “insan” ve “imkan” olarak iki önemli kaynak olduğunu söyledi.

İnsan alanında, Türkiye'nin genç nüfusu ile yurt içi ve dışında yüksek lisans ve doktora alanında çalışma yapanlara işaret eden Gül, OECD raporlarına bakıldığında ABD'de doktora yapan Türk öğrencilerin sayısının Fransız, Alman ve İngiliz öğrencilerin hepsinin toplamından daha fazla olduğunu, bunun da Türkiye için büyük bir avantaj yarattığını anlattı.

Gül, çalışma yapmak için yurt dışına giden ve orada kalan bilim insanlarının bulundukları noktadan Türkiye'ye nasıl fayda sağlayacağının üzerinde durulması, bu konuda TÜBİTAK ve YÖK'ün çalışması gerektiğini belirtti.

Gül, şunları kaydetti:

“İnsanlara oradan 'kalk gel' demek kolay değil. Eğer orada daha faydalı oluyorsa, orada kalmasını ben de tercih ederim. Bu kolaycılık olmuş oluyor. Ama orada, kaldığı yerdeyken Türkiye'ye nasıl katkısı, faydası olacak? Türk bilim dünyasına nasıl faydası olacak, bunun yolunu bulmamız gerektiğine inanıyorum.”

İmkanlar yani fonlar açısından da Türkiye'de son yıllarda önemli gelişmeler yaşandığını dile getiren Gül, Türk bilim insanlarına sağlanan imkanların çoğaldığını anlattı.

Türkiye'nin gayri safi milli hasılasından araştırma ve geliştirmeye ayrılan payın yüzde 1'e yaklaştığını, 2023'te de bunun yüzde 3'e ulaşmasının hedeflendiğini ifade eden Gül, en gelişmiş ülkelerde bu rakamın yüzde 2 olarak tespit edildiğini dile getirdi.

Türkiye'nin hem insan hem de imkan açısından bugün iyi bir noktaya geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, sonuçları görmenin ve bilim insanlarının başarı öykülerini dinlemenin kendisini gururlandırdığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Gül, şöyle dedi:

“Türkiye'nin gelişmesi, kalkınması, önüne koyduğu hedeflere ulaşmada muhakkak ki bilim, teknoloji, araştırma ve geliştirmenin çok büyük bir katkısı olacaktır. Esas itici güç, esas çekici lokomotif bu alandır. Türkiye de bunu kavramıştır ve buna göre hukukunu düzenlemektedir. Buna göre imkanlarını organize etmektedir. Buna göre kurumlarına da yeni görevler vermektedir.”

Törenin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Gül, ödül kazananları kutladı ve başarılarının devamını diledi.

Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasının ardından “2011 Yılı TÜBİTAK Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri ile TÜBİTAK-TWAS Teşvik Ödülü”nü kazanan bilim insanlarına plaketlerini verdi ve anı fotoğrafı çektirdi.

ÖDÜL ALANLAR

TÜBİTAK Bilim Kurulu tarafından bu yıl bir bilim ödülü, bir özel ödül ve 10 teşvik ödülü ile bir TÜBİTAK-TWAS teşvik ödülü verilmesine karar verilmiş ve ödül kazananlar, 24 Temmuz 2011'de açıklanmıştı.

Buna göre, Türkiye'deki çalışmalarıyla bilime uluslararası düzeyde önemli katkılarda bulunmuş, hayattaki bilim insanlarına verilen bilim ödülü, sosyal bilimler alanında “Sosyal/Kültürel psikoloji alanında 'benlik', 'aile', 'insan gelişimi' konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları” nedeniyle Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı'na verildi.

Bilim ödülü eşdeğeri olarak oluşturulan ve yurt dışında yaptığı çalışmalarıyla bilime uluslararası düzeyde katkıda bulunmuş, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, hayattaki bilim insanlarına verilen TÜBİTAK Özel Ödülü ise bu yıl, çalışmalarını mühendislik bilim alanında sürdüren Prof. Dr. İlhan Fuat Akyıldız'a verildi.

Türkiye'deki çalışmalarıyla bilime gelecekte uluslararası düzeyde önemli katkılarda bulunabilecek niteliklere sahip olduğunu kanıtlamış, ödülün verildiği yılın ilk gününde 40 yaşını geçmemiş hayattaki bilim insanlarına verilen TÜBİTAK Teşvik Ödülü'ne layık görülen isimler ise şöyle:

“Temel Bilimler alanında Prof. Dr. Ali Murat Güler, Yrd. Doç. Dr. Ömer İlday, Doç. Dr. Amitav Sanyal, Doç. Dr. Nurettin Şahiner, Doç. Dr. Suna Timur; Mühendislik Bilimleri alanında Prof. Dr. Hafzullah Aksoy, Doç. Dr. Hande Yaman Paternotte, Doç. Dr. Osman Sağdıç, Prof. Dr. Harun Sönmez, Sosyal Bilimler alanında Doç. Dr. Refet S. Gürkaynak.”

Bu yıl fizik alanında verilen TÜBİTAK-TWAS Teşvik Ödülü ise Doç. Dr. Kaan Güven'e verildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!