O çığlığı duyduk

Güncelleme Tarihi:

O çığlığı duyduk
Oluşturulma Tarihi: Mart 12, 2014 01:42

Ergenekon sanıklarından gazeteci Tuncay Özkan, Sedat Peker ve emekli Albay Levent Göktaş’ın tahliyesine karar veren İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerinden Keskin Karakurt, yargı kaosunu Hürriyet’e değerlendirdi. “Adalet çığlığına kulak verdik” diyen Karakurt, özetle şunları söyledi:

Haberin Devamı

Avukat evrakıyla tahliye ettik

“Tahliye taleplerini değerlendirirken İstanbul 13. Ağır Ceza’ya yazdık. Bir muhatap bulamadık. UYAP üzerinden de Ergenekon dosyasını göremedik. Ergenekon davası binlerce klasör, milyonlarca sayfa. İddianamesi 2400 sayfa. İncelemesi bile aylarca sürer. Avukatların verdikleri evraklar, tutanaklar, belgeler üzerinden tahliye taleplerini değerlendirdik. Bizim için asıl olan tutuksuz yargılamadır. Türk yargı geleneğinde tutuklama peşinen infaz olarak algılanıyor. Bir kişi mahkemeden tahliye kararı alınca beraat etmiş gibi görüyor. Asıl olan toplum vicdanının zedelenmemesi, insanların hak, adalet duygularının incinmemesidir. Adil yargılanma hakkının çiğnenmemesidir. Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ cezaevinden çıktığı zaman, ‘Adalet istiyoruz. Bu hakimlerde vicdan yok. Sizde Allah’tan da mı korku yok’ dedi. Bu çığlığı herkesin anlamaya ihtiyacı vardır. Yargıç için olmazsa olmaz vicdandır. Bu dava toplumun vicdanını kanatmıştır. Adalet çığlığına kulak verdik.

ÖZGÜRLÜKTEN YANA TAVIR ALDIK

Haberin Devamı

Biz tahliye taleplerini değerlendirirken sadece 5 yıl tutukluluk sınırını dikkate almadık. Özgürlüklerden yana tavır koyduk. Asıl olan tutuksuz yargılama ve adil bir karar verilmesidir. Biz heyet olarak daha önce cinayet davasında asli fail olarak 13 yıl hapis cezası verdiğimiz bir sanığı da 65 yaşında, kalp, tansiyon hastası olmasını dikkate alarak tahliye ettik. Dosyaya sağlık raporları koyulmamasına rağmen duruşmalardaki gözlemlerimize dayanarak, sağlık durumunu dikkate alarak tutuksuz yargılanmasına ‘Asıl olan insan hayatıdır’ diye karar verdik. Cezası onandığında bu insanlar zaten cezaevine girecekler. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) İlker Başbuğ kararı tahliyeyi gerektiren bir karar değildi. Kararda, 7 ay boyunca gerekçe yazılmadığı, Yargıtay incelemesinin geciktiği ve Yüce Divan’da yargılama konusunun da değerlendirilemeyerek hak ihlali olduğu şeklindeydi. AYM Yüce Divan’ı ve oradaki hukuksuzluğu işaret etti, bir yerde topu taca attı. Fakat İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki arkadaşlar kararı özgürlükçü şekilde değerlendirdi ve tahliye verdiler.

‘13’ ARTIK YOK HÜKMÜNDE

Haberin Devamı

m İstanbul 13. Ağır Ceza geçen cuma günü avukatlara ve sanıklara, 5 yılın üzerindekiler tahliye talebinde bulunsunlar mesajı verdi. Pazartesi günü de tahliye taleplerinin hepsini reddetti. Bunun amacının verecekleri ret kararına zemin hazırlamak olduğu ortaya çıktı. Ret gerekçesi bir yerde diğer mahkemelere gözdağı amacını taşıyordu. Ama 13. Ağır Ceza artık yok hükmündedir. 6 Şubat’ta Resmi Gazete’de kanunun yayımıyla birlikte kapatılmıştır. Tahliyeleri reddetmesini de AYM’ye başvurmaları da mümkün değildir. Başvursalar da reddedilir. Tek yapabilecekleri 7 aydır yazmadıkları gerekçeyi yazmak. Mahkemeler kanunla kapatılır. Yetki de TBMM’ye aittir.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!