O bombalar tavuğu yumurtadan keser
Güncelleme Tarihi:
Ayşegül USTA Haluk ATALAY / DHA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 16, 2010 00:00
Kafes Eylem Planı ve Amirallere Suikast davalarının birleştirildiği Poyrazköy’de yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin davada, tutuksuz sanıklardan Deniz Kurmay Kıdemli Albay Ali Türkşen, dün savunmasını tamamladı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Türkşen, önceki günkü duruşmada Kardak krizi çıktığı zaman bir arkadaşının kredi kartıyla benzin aldığını söylediğini hatırlatarak, “Yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemiyorum. Ordumuzun güçsüz ve biz açığı kapatıyoruz gibi bir durum değil, anlık bir çözüm. O para bir iki gün içinde zaten ödendi” dedi.
Çapraz sorgusu yapılan Türkşen’e, üye hâkim Mehmet Karababa, Kardak açıklamasını hatırlatarak, “Türk ordusunun, böyle bir durumda harekât planı yok muydu? Askerimizin gemisi yakıtsız mı duruyor? Askerimiz kumanyasız mı kalıyor? Bu kadar önemli bir olayda bu aksaklığı anlayamadım” diye sordu. Türkşen şu yanıtı verdi: “Bize, ‘Malzemelerinizi alın, uçak bekliyor, onunla Bodrum’a ineceksiniz’ dendi. Biz de uçağa gittik. Ancak pilot benzinleri uçağa alınmadı. Dalış tüplerimiz de uçağa alınmadı. Gittiğimiz yere en yakın askeri birlik Aksaz’daydı. Harekâtın süresi konusunda hiçbir bilgi verilmedi. Sürekli ‘Hâlâ adaya çıkmadınız mı’ diye soruldu. Biz zamanla yarışırken, Aksaz’dan benzin bekleyemezdik. Onun için böyle bir çözüm bulduk.”
Ordumuz hazırlıklı
Sanık avukatlarından Şeref Dede’nin, “Hâkim Mehmet Karababa, ‘Türk ordusu bu kadar aciz ve savunmasız mı’ diye sordu” demesi üzerine Karababa, “Öyle bir şey söylemedim. Türk ordusunun, planlı savunma yaptığına hâlâ inanıyoruz. Merak ettim” dedi. Mahkeme Başkanı Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu raporlu olduğu için duruşmaya başkanlık eden hâkim Oktay Kuban da, “Ordunun ne kadar hazırlıklı olduğunu ve aksaklıklar ortaya çıktığında nasıl çözüm bulduğunu açıkça ortaya koydu” açıklamasını yaptı.
Koç Müzesi sorgusu
Koç Müzesi’nde ele geçirilen patlayıcılara ilişkin soruları da yanıtlayan Türkşen, bu patlayıcının tahribat yaratacağı alanın 82 metre olduğunu belirterek, “40 metrede de dursanız bir şey olmaz. Parasını ben vereceğim, 300 tavuğu alıp bir kümese koyun. Patlayıcıyı kümesin ortasında koyup patlatırsanız hiçbir şey olmaz. Sadece o kadar tavuğu yumurtlamadan kesersiniz. Belki birkaç tanesi de telef olurdu” dedi. Türkşen, kendilerine komplo kurularak terfilerinin engellendiğini de öne sürdü. Tutuksuz sanık Astsubay Halil Cura ise “Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 23 yıldır hizmet ediyorum. Bu süre içinde 20’ye yakın arkadaşım şehit oldu. Keşke geberip gitseydim de bugünleri, değerli komutanlarımın bu halini görmeseydim” dedi.
Çapraz sorgusu yapılan Türkşen’e, üye hâkim Mehmet Karababa, Kardak açıklamasını hatırlatarak, “Türk ordusunun, böyle bir durumda harekât planı yok muydu? Askerimizin gemisi yakıtsız mı duruyor? Askerimiz kumanyasız mı kalıyor? Bu kadar önemli bir olayda bu aksaklığı anlayamadım” diye sordu. Türkşen şu yanıtı verdi: “Bize, ‘Malzemelerinizi alın, uçak bekliyor, onunla Bodrum’a ineceksiniz’ dendi. Biz de uçağa gittik. Ancak pilot benzinleri uçağa alınmadı. Dalış tüplerimiz de uçağa alınmadı. Gittiğimiz yere en yakın askeri birlik Aksaz’daydı. Harekâtın süresi konusunda hiçbir bilgi verilmedi. Sürekli ‘Hâlâ adaya çıkmadınız mı’ diye soruldu. Biz zamanla yarışırken, Aksaz’dan benzin bekleyemezdik. Onun için böyle bir çözüm bulduk.”
Ordumuz hazırlıklı
Sanık avukatlarından Şeref Dede’nin, “Hâkim Mehmet Karababa, ‘Türk ordusu bu kadar aciz ve savunmasız mı’ diye sordu” demesi üzerine Karababa, “Öyle bir şey söylemedim. Türk ordusunun, planlı savunma yaptığına hâlâ inanıyoruz. Merak ettim” dedi. Mahkeme Başkanı Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu raporlu olduğu için duruşmaya başkanlık eden hâkim Oktay Kuban da, “Ordunun ne kadar hazırlıklı olduğunu ve aksaklıklar ortaya çıktığında nasıl çözüm bulduğunu açıkça ortaya koydu” açıklamasını yaptı.
Koç Müzesi sorgusu
Koç Müzesi’nde ele geçirilen patlayıcılara ilişkin soruları da yanıtlayan Türkşen, bu patlayıcının tahribat yaratacağı alanın 82 metre olduğunu belirterek, “40 metrede de dursanız bir şey olmaz. Parasını ben vereceğim, 300 tavuğu alıp bir kümese koyun. Patlayıcıyı kümesin ortasında koyup patlatırsanız hiçbir şey olmaz. Sadece o kadar tavuğu yumurtlamadan kesersiniz. Belki birkaç tanesi de telef olurdu” dedi. Türkşen, kendilerine komplo kurularak terfilerinin engellendiğini de öne sürdü. Tutuksuz sanık Astsubay Halil Cura ise “Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 23 yıldır hizmet ediyorum. Bu süre içinde 20’ye yakın arkadaşım şehit oldu. Keşke geberip gitseydim de bugünleri, değerli komutanlarımın bu halini görmeseydim” dedi.