Ölümünün ikinci yılında anılan ünlü şair, öykücü, roman ve oyun yazarı Necati Cumalı'yı, ünlü yazar Yaşar Kemal, "Yaşlanmaz şair çocuk" diye tanımlıyor. Necati Cumalı, 10 Ocak 2001'de 80 yaşında yaşama veda ettiğinde, hiç yaşlanmamış yapıtları ve günceli evrensele taşıyan düşünce yapısıyla Yaşar Kemal'in bu sözlerini ispatlıyor."Yaşlanmaz şair çocuk, "Seçilmiş Anne Öyküleri" antolojisinde, annesini, "Tam bir halk kadınıydı" diye anlatıyor. Şöyle devam ediyor Necati Cumalı: "...Güçlü kuvvetli sağlam yapısı, her işe yatkın iri kemikli, hünerli elleriyle halkımızın eli öpülesi sayısız çalışkan analarından biriydi. Bolluk günümüzde de, darlık günümüzde de evin hiçbir işi yoktu ki, bir ucundan o tutmuş olmasın. Çamaşırımıza, yatak yorganımıza, yemeğimize el sürdürmezdi. Kolay kolay kimseden yardım istemez, buyurmaktan hoşlanmaz, kimseyi horlamazdı. Kapımızdan hiçbir yoksulu boş döndürdüğünü görmemiştik. Evimizde hepimizden erken kalkan, hepimizden geç yatan oydu. Bir gün olsun güneş doğduktan sonrayatakta kalmamıştı. Gece bir yandan bir yana dönecek olsak, mırıldansak, uyanıp kulak veren, açılırsak üstümüzü örten oydu. Hep tertemiz söküksüz gezdirdi. Kimsenin önünde utandırmadı bizi..."   EDEBİYATÇI KİŞİLİĞİŞair Ahmet Özer, onun, "yaşlanmaz şair" diye anılarak, kalıcı olmasını sağlayan tılsımın, güncelin ortasında evrenseli yakalanmasında yattığına işaret ediyor. Özer, Cumalı'nın "şiirlerinde, aşk, sevgi, özlem gibi insanca temaların yanı sıra toplumsal sıkıntılara ve darboğazlara da yer verdiğini kaydediyor.Dil Bilimci Emin Özdemir de roman, öykü, deneme, günlük ve oyun yazarlığının yanı sıra şair yönüyle ön plana çıkan Necati Cumalı'nın konuşma dilinin tüm boyutlarını ve gramerini şiire taşıyan usta bir kalem olduğunu söylüyor.Yazar Talip Apaydın da "Sıcak, içten ve samimi" bir insan olarakanlattığı Necati Cumalı'yı, "Cumhuriyet edebiyatını doğuran yazarlardan birisiydi" diye tanıtıyor ve "O söyleyecek sözü olan ve bunu çok iyi ifade eden bir yazardı" diyor. ELİZİNecati Cumalı, İnci Asena'nın 2001 yılında hazırladığı ve 70 yazarın el izlerini bir pano üzerinde topladığı, "20. Yüzyılda Yazınımıza El Verenler" kitabında yer alan şiirinde, sevgilinin ellerine duyduğu özlemi mısralara şöyle döküyor: "Ellerin aklıma geldikçe Kırık bir dal gibi senden Gölgesi kadehlerime düşen Giderken çektiğin kapım üstünde Ellerin omuzlarımda gezen Anladım bütün şüphelerim beyhude Ne çare geri dönemem."  URLA'NIN ŞAİRİYunanistan'ın Filorina kentinde 1921 yılında dünyaya gelen Necati Cumalı, ortaöğrenimini İzmir
Atatürk Lisesi, yükseköğrenimini de 1941 yılında Ankara Hukuk Fakültesi'nde tamamladı.İzmir ve ilçesi Urla'da 1950-1957 yılları arasında avukatlık yapan ve ilk şiiri de 1939 yılında Urla Halkevi'nin dergisi Ocak'ta yayınlanan Cumalı'nın anısını Urlalılar, her zaman yaşatıyor. Cumalı, önceki gün, Urla'da Kültür Bakanlığı'nca restore edilen "Necati Cumalı Anı ve Kültür Evi"nde törenle anıldı. YASAKLI FİLME BÜYÜK ÖDÜLÜnlü yönetmen Metin Erksan'ın, Necati Cumalı'dan sinemaya uyarladığı "Susuz Yaz", 7 Temmuz 1964'te Berlin
Film Festivali'nde "En Ä°yi Film" seçilerek "Altın Ayı" ödülünü almıştı. BaÅŸrollerini Hülya KoçyiÄŸit, Ulvi DoÄŸan ve Erol TaÅŸ'ın paylaÅŸtıkları film, uluslararası bir festivalde büyük ödül kazanan ilk Türk filmi olmuÅŸtu.Film için, DışiÅŸleri Bakanlığı'na yapılan baÅŸvurunun incelemesi sonucu yurtdışına çıkarılması ve festivale katılması yasaklanmıştı. Ancak, yapımcı ortağı da olan Ulvi DoÄŸan, Berlin'e kaçırılan film, büyük ödülü kazanmıştı. Bu baÅŸarı üzerine, Turizm ve Tanıtma Bakanı Ali Ä°hsan Göğüş, filme emeÄŸi geçenleri kutlamıştı. YAÅžAMI VE YAPITLARICumalı, 1945-1948 yılları arasında Milli EÄŸitim Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nde çalıştı.Ä°zmir ve Urla'daki avukatlığının ardından 2 yıl Türkiye'nin Paris Basın AtaÅŸeliÄŸi'nde memurluk, daha sonra da Ä°stanbul Radyosu'nda redaktörlük görevlerinde bulundu.Cumalı, 1965'ten sonra yalnızca yazarlığı uÄŸraÅŸ edindi. Öykü, roman ve tiyatro türlerine 1955'den itibaren yönelen Cumalı, ÅŸiirsel dili ve ayrıntıları ustaca kullanmasıyla okuyuculara kendini benimsetti.Cumalı, roman ve öykülerinde, özellikle Ege yöresindeki kasaba ve kırsal kesim insanlarının sorunlarını iÅŸledi. "Tütün Zamanı (ZeliÅŸ)"(1959), "YaÄŸmurlar ve Topraklar" (1973), "Acı Tütün" (1974, 1991) adlı eserleri bu türün örnekleri arasında yer aldı. Necati Cumalı, "Ay Büyürken Uyuyamam" (1969,1986) adı altında topladığı öykülerinde ise Anadolu insanının cinsellik tablosunu çizdi.Cumalı'nın bazı yapıtları sinemaya da uyarlandı. "BoÅŸ BeÅŸik", "Nalınlar", "Susuz Yaz", "Mine" ve "Derya Gülü", bunlardan birkaçı."YaÄŸmurlu Deniz" adlı kitabıyla 1969 Türk Dil Kurumu Åžiir Ödülü'nü, bütün ÅŸiirlerinin 1. cildi olan "Tufandan Önce" ile 1984 Yeditepe Åžiir ArmaÄŸanı'nı, "DeÄŸiÅŸik Gözle" ile 1957 ve "Makedonya 1900" ile 1977 Sait Faik Hikaye ArmaÄŸanı'nı, "Dün Neredeydiniz" adlı oyunuyla 1981 Kültür Bakanlığı Tiyatro Ödülü'nü kazanan Cumalı, 1995'te Orhan Kemal ve Yunus Nadi Roman Ödülleri ile Dil DerneÄŸi'nin düzenlediÄŸi Ömer Asım Aksoy Ödülü'nün ilkini "Viran DaÄŸlar" adlı romanıyla aldı. Necati Cumalı'ya ölümünden bir yıl önce (2000), Tiyatro Yazarları DerneÄŸi tarafından Türk tiyatrosuna katkılarından dolayı "Onur Ödülü" verilmiÅŸti. Necati Cumalı, ölümünden sonra 2001 yılı "Åžiir Büyük Ödülü"ne deÄŸer bulunmuÅŸ ve ödülü, 20 Mart 2001'de Cumalı'nın eÅŸi Berrin Cumalı'ya sunulmuÅŸtu. Â
button