NE BULURSA YÄ°YEN BÄ°R TÜR: Ä°NSAN Ä°NSAN DOÄžADAKÄ° EN HETERETROF CANLIDIR. Åžimdi, üstelik büyük harflerle, nerden çıktı bu genelleme demeyin; hiçbir iÅŸe yaramadığı

Güncelleme Tarihi:

NE BULURSA YİYEN BİR TÜR: İNSAN İNSAN DOĞADAKİ EN HETERETROF CANLIDIR. Şimdi, üstelik büyük harflerle, nerden çıktı bu genelleme demeyin; hiçbir işe yaramadığı
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 03, 2000 00:00

NE BULURSA YÄ°YEN BÄ°R TÃœR: Ä°NSAN Ä°NSAN DOÄžADAKÄ° EN HETERETROF CANLIDIR. Åžimdi, üstelik büyük harflerle, nerden çıktı bu genelleme demeyin; hiçbir iÅŸe yaramadığı düşünülen çürükçül (saprophite) bakterilerin bile organik maddeleri azota ve inorganik maddelere indirgeyip doÄŸayı temizlediÄŸini düşünürsek, insanın, doÄŸa ve doÄŸal denge söz konusu olduÄŸunda, varolan her ÅŸeyi sömürmeyi, vardan yok etmeyi kendisine görev bildiÄŸini düşünüyorum da ondan. DoÄŸal dengeyi kendi lehine ve çıkarlarına göre bozan insan, bir ineÄŸin ot yiyerek karaciÄŸerinde sentezleyebildiÄŸi besin elementlerini hayvanlardan hazır olarak almak yoluna giderek (ki insanda da bulunan bu yetenek zamanla körleÅŸmiÅŸtir), bu amaçla kendine kurumlar ve yasalar üretip, aklıyla, bir doÄŸa kuralı olan 'ölmemek için öldürmenin' de ötesinde, öldürmeyi bir zevk aracına dönüştürerek, gücünü de yaptıklarının gerekçesi olarak kutsamadı mı? Ä°NSAN, ARTIK VAHŞİ BÄ°R EVCÄ°LDÄ°R! EvcilleÅŸen insan, zamanla, kendine doÄŸadan yandaÅŸlar bulmak ve onları sömürmek için doÄŸaya müdahale etmiÅŸ ve kimi hayvanları evcilleÅŸtirmiÅŸtir. EvcilleÅŸen hayvanın ailesi elinden alındığında, bir koçun kendi yavrusunu görebilme hakkı da ortadan kalkmıştır. Artık bir sürüye bir ya da birkaç koç yetiyor, hayvanlar törenle çiftleÅŸtiriliyor, doÄŸan kuzulardan diÅŸi olanlarına potansiyel anne ve süt kaynağı olarak bakılıyor, erkek olanları ise süt vermedikleri için kesilmek üzere yetiÅŸtiriliyor, öldürülmeleri için de din emirleri adı altında yasalar çıkartılarak, vahÅŸet, bayram' a dönüştürülüyor. Dikkat edilmeli, Ä°brahim' in öyküsünde gökten boynuzlu bir koç inmiÅŸtir; diÅŸi bir koyun deÄŸil! Eski ve ilkel dinlerden bu yana tanrılara insan kurban etme geleneÄŸi, insanın kendi gücünün ayırdına varması ve doÄŸaya egemen olması ile birlikte, tanrıya doÄŸanın ta kendisini kurban etme isteÄŸini doÄŸurmuÅŸtur. Ä°brahim' in öyküsünde imlenen de aÅŸağı yukarı budur. Ä°nsan hayatının önemi yanında doÄŸanın pek de önemi yoktur. Çünkü insan, ürettiÄŸi mitoloji ve kendi yazdığı tarihle, kendisini doÄŸanın efendisi olduÄŸuna inandırmış, doÄŸayı kendine sunulan bir ikram olarak düşünmüş, bu düşünceyi gelenekselleÅŸtirmiÅŸ ve savunucusu olmuÅŸtur. Bütün bir evreni aynı titizlikle yaratan tanrı, nedense insana birtakım özel ayrıcalıklar tanımış, onu diÄŸer canlılardan ayrı görmüş, tutmuÅŸtur.Manisa Tarzanı' nı, önceleri uygarlık dışı ve deli bulan toplum, sonraları onun heykelini kentin en iÅŸlek caddelerinden birine ve yüksek binaların arasına 'çiçekleri koparmayın!' yazısının da yer aldığı küçük bir yeÅŸilliÄŸin ortasına dikmeyi ihmal etmeyerek, Manisa' nın tarzanına belki de en büyük haksızlığı yapmadı mı?DoÄŸayı kendi çıkarları için sömüren insan, doÄŸal dengeyi de kendi aleyhine bozarak, karnı tokken avlanmayan yırtıcı bir hayvanın tam aksine, öldürmeyi spora ve zevke indirgedi. Böylece, av sporunda (!) iÅŸaret parmağına egzersiz yaptırdı. Atları, hatta köpekleri, kurbaÄŸaları bile yarıştırıp, kuÅŸları kafese koydu. Ardından, hayvanların etinden, sütünden ve yumurtasından yararlanmak ona yetmemiÅŸ olacak ki, kan görme isteÄŸini dinin yasal buyrukları çerçevesinde bir bayrama, şölene dönüştürüverdi. Artık bir zenginlik göstergesi olarak kutsanan et, yendikten sonra, insanlara ellerinde kürdan, herkesin önünde diÅŸlerini karıştırma hakkı tanıyarak, bireyin saygınlığı ise akÅŸam eve kaç gram-kilo et götürdüğüne göre deÄŸiÅŸti. Öte yandan canlı hayvan borsası ve et piyasası günlük yaÅŸamın konuÅŸmaları arasındaki yerini almakta da gecikmedi tabi ki...Diktatör Salazar' ın üç F' sinden biri olan fiesta (bayram), birbirine yaklaÅŸan (benzeyen) insan oluÅŸturma çabasının uyku ilaçlarından yalnızca birisidir. Ãœlkemizde ve pek çok ülkede bu durum, milli birlik ve beraberliÄŸi ayakta tutmanın yolu olarak, insanın vahÅŸetini yasallaÅŸtırma çabasının bir parçası olan öldürme eylemi ile kendini ele verir. Öte yandan bir de şöyle düşünebiliriz; öldürülen hayvanın derisi, medya ve camlarımızdan içeri giren hoparlörlerle, bir kuruma bağışlatılırken, devlet bu toplu öldürme eyleminden vergi almış, neredeyse yenilen her lokma eti vergilendirmiÅŸ olmuyor mu? Bayram sabahlarının el öpme ziyaretleri insani bir gelenek olarak alışkanlıklarımızdaki yerini alırken, el öpen çocuÄŸa verilen harçlık, daha çok öpülen elle, daha çok para, ÅŸeker, oyuncak vs. olarak anlam kazandı. El öpmekle, aile büyüğüne saygı duymakla baÅŸlayan, insanı insana yaklaÅŸtıran (kimi zaman da benzeÅŸtiren) bir süreç, daha çocukluÄŸumuzdan baÅŸlayarak kiÅŸiliÄŸimize son ÅŸeklini vermedi mi?Ä°nsan doÄŸadaki en heteretrof canlıdır. O, kendi bulduÄŸu oyunu, yine kendi koyduÄŸu kurallarla oynayıp, sonra da kendini ayakta alkışlayan tek canlı türüdür.Åžahsine BAHTÄ°YAR - 3 Temmuz 2000, Pazartesi Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!