Nasıl söylesem beklediÄŸimden fazla para kazanıyorum

Güncelleme Tarihi:

Nasıl söylesem beklediğimden fazla para kazanıyorum
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 30, 2005 00:00

Feridun ZaimoÄŸlu (40) Almanya’da yaÅŸayan Türkler için bir idol. Hiphop kültürüyle haşır neÅŸir olanların, kimlik takıntısıyla kavgalı çevrelerin kült ismi. Almanya’da yaÅŸayan bütün kuÅŸakların isyan bayrağını göndere çektiÄŸi söyleniyor. Türklerin Yeni Malcolm X’i diye tanımlanıyor.Alman basını ona ‘edepsiz edebiyatçı’ diyor. Çünkü edepsiz, küfürlü, hatta pornografik kitaplar yazıyor. Almanya’nın bütün ÅŸehirlerini dolaşıp, tiyatro sahnelerinde okuma günleri düzenliyor. Her seferinde en az 300 kiÅŸiye kendini dinletiyor. Ä°lk kitabı Kanak Dili’ni 1995’te yayınladı. Türk asıllı Alman gangster Ertan Ongun’un hayatını yazdığı ikinci kitabı ‘Kirli Köpük’ film oldu. Üçüncü kitabı Kafa Örtüsü Türkçe’ye çevrildi. 10 yıl içinde 15 tiyatro oyunu yazdı. 2004’te Almanya’da anadili Almanca olmayan yazarlara edebiyata katkılarından dolayı verilen 15 bin Euro deÄŸerindeki Chamisso ödülünü aldı. Dokuzuncu kitabını geçen hafta bitirdi. Bir zamanlar Almanların Türkleri aÅŸağılamak için kullandıkları ‘Kanak’ kelimesi onun sayesinde mevcut düzene boyun eÄŸmeyen, uyruk pususuna düşmeyen insanları simgeliyor artık. Ve belki de en önemlisi Feridun ZaimoÄŸlu, 2005’te Almanya’nın kültür elçilerinden biri oldu. 23 Åžubat’ta bir yıllığına Roma’ya taşınacak. Ä°talya’ya Alman kültürünü tanıtacak. Orada Romeo ve Juliet’i bugünün diline adapte edecek, ayrıca gelecek yıl çıkaracağı kitabı yazacak. Almanya’daki Türklere Ferudun ZaimoÄŸlu deyince akan sular duruyor. Herkes sizden bir ilah gibi bahsediyor. Kimsiniz siz Allah aÅŸkına? - 1964’te Bolu Gerede’de doÄŸdum. Almanya’ya gittiÄŸimde beÅŸ aylıkmışım. Babam ben doÄŸmadan iki yıl önce Almanya’ya geçmiÅŸ, deri fabrikasında işçi olmuÅŸ. Annem, ben ve anneannem, Sirkeci istasyonundan trene binip Münih’e gitmiÅŸiz. YolculuÄŸun üç gün sürdüğü anlatılır. Münih’e geldiklerinde hayal kırıklığına uÄŸramışlar. Çünkü evimiz Berlin’deymiÅŸ. 8 saat daha gitmiÅŸiz. Berlin’de geçirdiÄŸim 4-5 seneyi hiç hatırlamıyorum. Ben 5 yaşındayken Münih’e taşınmışız, iÅŸte Almanya anılarım o zaman baÅŸlıyor. Berlin’in nesi varmış? BeÅŸ seneden sonra neden tası tarağı toplayıp Münih’e taşınmışsınız? - Annem ve babam Almanya’daki diÄŸer Türklere pek benzemez. Ä°lk günden beri Almanların içine girmeye, onlarla kaynaÅŸmaya çalışmışlar. Berlin’de bunu yapamamışlar. Eziklik hissetmiÅŸler ve yaÅŸadıkları duygu fırtınalarının etkisiyle Münih’e geçmiÅŸler. Ben Münih’te okula gittim. Hem tıp hem sanat eÄŸitimi gördüm.Yazmaya ne zaman baÅŸladınız? Sizi kaleme, kağıda sarılmaya iten sebep neydi? - Her erkek aşık olunca bir-iki satır yazı yazar. Ben de berbat ÅŸiirler yazdım. Saçma sapan, arabesk ve çok korkutucu ÅŸiirlerdi. Bir de yazdıklarımı aşık olduÄŸum kızlara okuyordum. Cesurdum yani! Kızlar beni dinledikten sonra arkalarına bakmadan kaçıyorlardı. O zaman benden ÅŸair olmayacağını anladım. Düz yazı yazmam gerekiyordu. Ama uzun süre hiç yazmadım. Daha ziyade okudum. Polisiye ve hafif edebiyat kitaplarını beÄŸeniyordum. Okullarda zorunlu olarak okuduÄŸum klasik Alman edebiyatı ise canıma okuyordu. Bir yıl uÄŸraÅŸtım, ilk kitabım 1995’te çıktı.ARKADAÅžIM CARTEL GRUBUBÄ°R GECE ACAYÄ°P DARALTTI1994’te ne oldu da birden aÅŸka geldiniz?- Kiel’de yaşıyorum. Küçük ve sıkıcı bir ÅŸehir burası. Ama Allah’tan arkadaÅŸlarım var. Cinayi Åžebeke adındaki hip-hop grubunun bütün üyeleri arkadaşım. Zaten hepi topu üç kiÅŸiler. Belki hatırlarsınız eskiden isimleri Cartel’di. Neyse o arkadaÅŸlarla bir gece stüdyoda oturuyorduk. Åžarkı sözleri hakkında konuÅŸuyorduk. Birden Ali, Türklerin Almanya’da ne kadar ezildiÄŸine dair konuÅŸmaya baÅŸladı. 2.5 saatlik bir nutuk attı. ‘Biz bu kadar didiniyoruz, sesimizi duyan yok. Bu Kiel çıkmaz bir sokak’ falan dedi. Tabii böyle terbiyeli de konuÅŸmuyor. Ä°nanılmaz küfürler ediyor. Dinledim, dinledim ve acayip daraldım. Ve hemen ertesi gün yazmaya baÅŸladım. Hazırlıksız... Filtre etmeden ‘dan’ diye, birdenbire. Ä°lk kitabınız piyasaya çıktıktan ne kadar sonra fark edildiniz? - Kitabın ismi ‘Kanak Dili’ydi. Önce ismiyle dikkat çekti. Kanak Polinezya yerlilerine verilen bir ad aslında. Almanlar Türklere hakaret amacıyla kullanıyorlar. Türkler çoÄŸunluk olmadan önce Ä°talyanlara Kanak diyorlarmış. AÅŸağılık insan anlamına geliyor. Bu kitap çıktıktan iki gün sonra bomba gibi patladı. Çıktıktan üç gün sonra okuma gecelerine davet ettiler. O zamanlar saçlarım belime kadar uzundu ve hep takım elbise giyerdim. Acayip çılgın bir Türk imajım vardı. ‘Cehennemden çıkmış çılgın Türk’ derler ya iÅŸte o bendim. Ä°lk kitabım yaramaz erkekleri anlatıyordu. Okuma gecelerinde kitabı okurken çeÅŸit çeÅŸit rollere girdim. Bağıra çağıra okuyordum. Salonda bir konser havası esiyordu. Sonunda gazeteciler beni fark etti. Gazetelerde haberlerim çıkınca okuma gecelerime herkes gelmeye baÅŸladı. Türk kökenli Almanlar, Alman kökenli Almanlar hatta hayatında hiç kitap okumamış magandalar bile geliyordu. Yani siz DoÄŸan Hızlan’ın sözleriyle: ‘Bumerang’ı tercih ettiniz. Yazılarınız sayesinde Kanak sözü gidip Almanların kulağında patladı...’ - Hay aÄŸzına saÄŸlık, DoÄŸan Bey çok güzel söylemiÅŸ. Ama ÅŸunu bilmenizi istiyorum ben bunu bilerek ve planlayarak yapmadım. Ben uyruk pususuna düşmeyi reddeden insanlara Kanak diyorum. Biz Kanaklar toplumun orta yerinde gövde gösterisi yapmıyoruz. ÖZGÃœVENÄ°MÄ° ALDIM YOLA ÇIKTIMVatan, millet, aidiyet gibi kavramların içini ne zaman boÅŸalttınız? - 35 senedir Almanya’dayım kendimi ispatlamak için Alman kökenli Almanlardan iki kat fazla efor harcamam gerekti. Hayat bana iki alternatif sundu. Ya ‘Yüzünüzü ÅŸeytan görsün’ deyip Alman toplumuna küsecektim ya da kendimi frenleyecektim. Frenledim, özgüvenimi yanıma aldım ve yola çıktım. Biz Almanya’da acayip bir kavga içindeyiz. Asimilasyon kavgası sürüyor. Almanlar Türklere ‘Bize ayak uyduracaksınız. Size baktığımızda aynaya bakmış gibi olacağız’ diyorlar. Bu delilik. Karşı koyuyoruz. Benimki bireysel bir bakış açısı. Zorbalığa karşı tepki veriyorum. UyruÄŸunuzu sorduklarında ne diye cevap veriyorsunuz? - Türk kökenli Alman diyorum. Türkleri anladım da Almanlar neden sizi seviyor? - Her ÅŸeyden önce Alman medyası beni seviyor. Ben de kendime ‘Acaba beni neden seviyorlar’ diye soruyorum. Hatta son kitabım 12 Gram Mutluluk’un okuma gecelerinde alkış tufanına tutuldum. Klasik yazar imajının dışında bir yerdeyim. Burada bir yazar ünlü olunca okuyucusunu aÅŸağılamaya baÅŸlıyor. EÄŸer yazar erkekse, okuma gününe gelen erkekleri cahil yerine koyar. Garip bir egoları var. Ben istesem de yapamam. Ben garip kitaplar yazarak burjuvaya hitap etmek yerine güncel yaÅŸamın güzelliklerini ve pisliklerini yazarak herkese hitap ediyorum. ŞÜKÃœRLER OLSUN YÃœZ BÄ°NLER SATIYORSize neden edepsiz edebiyatçı diyorlar? - Çünkü resmen edepsiz hatta biraz pornografik ÅŸeyler yazıyorum. Alman eleÅŸtirmenler yazdıklarımla ilk karşılaÅŸtıklarında resmen ÅŸok geçirdi. Bu yazar oryantal bir Almanca kullanıyor dediler. Almanca yazıyorum ama alaturka edebiyat yapıyorum. Kitaplarınız kaç satıyor? - Şükürler olsun yüz binler satıyor. Para kazanabiliyor musunuz? - Ya, nasıl söylesem... Açık açık söyleyeceÄŸim iÅŸte: Sibel, ben zengin oldum! Çok iyi para kazanıyorum. BeklediÄŸimden de fazla. Paranın dışında iÅŸimde çok geliÅŸtim. Artık edebi romanlar yazıyorum. Yazdığım son iki üç kitabı ele alırsak ilk yazdığım üç kitapla arasında çok büyük fark var. Ama edepsizliÄŸimden taviz vermiyorum. Gelecekte de yaramaz kitaplar yazacağım. YaÅŸam yaramaz çünkü. Uslu kitaplar hayatı anlatmaz, anlatamaz. Okurken kızarmıyorum bitince pancar oluyorumOkuma günlerinde yüzlerce kiÅŸiye pornografik hikayeler okurken yüzünüz kızarmıyor mu? - Benim gündelik hayatım çok sıkıcı. Tek eÄŸlencem okuma günleri. Okurken kızarmıyor da okuma bittikten sonra soru sorduklarında pancar gibi oluyorum. Asıl komiÄŸi ilk yıllar birinci nesil Türk hanımlar okuma günlerine geliyordu. Kürklerini giyiyor, bir güzel süsleniyorlardı. Zannedersiniz Ä°brahim Tatlıses konser veriyor. Ben okumaya baÅŸladıktan 10 dakika sonra kıpkırmızı kesilip kaçarlardı. MALCOLM X DEĞİLÄ°M BÃœYÃœKLÃœK TASLAYAMAM Bugüne kadar 700 okuma gecesi yaptım. Çok coÅŸkulu günlerdi. Almanya’da yaÅŸayan Türkler sayemde kitaplara ve kültüre deÄŸer vermeye baÅŸladı. Eskiden çocuklarına ‘Sakın yazarlık yapma açlıktan ölürsün’ diyorlardı. Åžimdi çok ÅŸaşırıyorlar. ‘Allah Allah, Türkiye’den transfer deÄŸil, 55 yaşında deÄŸil, bizim gibi burada yaÅŸayan bir Almancı yazar olmuş’ diyorlar. Malcom X deÄŸilim. Ben Osmanlı terbiyesi gördüm. Anneme babama siz diye hitap ediyorum. Terbiyem gereÄŸi bu unvanı kabul edemem. Büyüklük taslayamam, utanırım. Ben ortalığı toz duman eden kitaplar yazmak istiyorum, o kadar. DUVARA KARÅžI İÇİN YAZI YAZDIM FATÄ°H AKIN’LA TELEFONDA KARÅžILIKLI AÄžLADIK Duvara Karşı müthiÅŸ bir film. Fatih Akın’la çok iyi bir dostluÄŸum var. Onunla gurur duyuyorum. Filmi izledikten sonra mahvoldum. Berlin’de günlük bir gazete sinema sayfası için filmi eleÅŸtirmemi istedi. Güzel bir yazı yazdım. Resmen döktürdüm. Bu filmin neden güzel olduÄŸunu anlattım. Niçin alaturka olduÄŸunu yazdım. Yazının yayınlandığı gün Fatih aradı ve telefonda karşılıklı aÄŸladık. Onun varlığı bana yalnız deÄŸilim duygusu veriyor. Ä°dil Ãœner, Jale Arıkan da aynı ÅŸekilde. Artık Almanya’daki kültür sanat camiasında söz sahibiyiz. Vay Almanya’nın haline... Bu daha baÅŸlangıç!SON KÄ°TABIMI KÜÇÜMSENEN TÃœRK KADINLARI İÇİN YAZDIMDokuzuncu kitabımı geçen hafta yayınevine teslim ettim. BeÅŸ yüz sayfa. Ä°smi Cangıl. Bir Türk ailenin hikayesini yazdım. 1940-1960 arasında geçiyor. Hikayeyi bir kadının bakış açısıyla anlatıyorum. Kitap Malatya yakınında küçük bir kasabada baÅŸlıyor, Ä°stanbul’da devam ediyor, Almanya’da son buluyor. Kore Savaşı bile var. Her ÅŸeyi tek tek araÅŸtırdım. Kaç kiÅŸiyle konuÅŸtuÄŸumu tahmin bile edemezsiniz. Bu kitabı Almanya’da yaÅŸayan bütün Türk kadınları için yazdım. Avrupalılar Türk kadınını küçümsüyorlar. Erkekleri küçümsemelerini anlıyorum. Çünkü zamanında burada çok yaramazlık yaptılar. Ama kadınların ezilmesi beni çok rahatsız ediyor. BENÄ° SEÇMELERÄ° GERÇEKTEN Ä°RONÄ°K BÄ°R ÅžEYBana yakıştırılan onca ÅŸeyden sonra Almanya Kültür Bakanlığı’nın Ä°talya’ya kültür elçisi olarak beni seçmesi gerçekten ironik. Herhalde baÅŸarısız bir Alman yazar göndermek yerine böyle bir ÅŸey yapmayı tercih ettiler. Bugünün Almanya’sını yansıtan, baÅŸka bir Almanya’yı sembolize eden birini gönderdiler. Ama ben tabii orada da uslu durmayacağım. Åžimdiye kadar Türk kökenli olduÄŸumu hiç saklamadım, yine saklamayacağım. Türk hamurum olmasaydı ben bu kitapları yazamazdım. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!