Müslüman mizahı ve dönemin bohemi Es’eb

Güncelleme Tarihi:

Müslüman mizahı ve dönemin bohemi Es’eb
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2010 00:00

Haberin Devamı

FRANZ Rozenthal’ın, Prof. Dr. Ahmet Arslan’ın Türkçesiyle Türkiye’de “İris Yayınevi” tarafından yayınlanan “Erken İslam’da Mizah” adlı çalışması, “Müslüman Mizahı” adı altında M.S. VIII. Yüzyılda yaşadığına inanılan ünlü Arap Mizahçısı Eş’eb’in hayatını anlatır.
Hz. Muhammed’in şakaları
Kitabın kapsamlı giriş bölümünde ise “Gülmenin yakışıksız ve hatta günah” olduğunu düşünen ilahiyatçıların aksine, En- Nuveyri’nin 13. yüzyıl olarak tarihlendirilen “Nihayet el-Arab” isimli ansiklopedik çalışmasında yer alan Hz. Muhammed’in şakalarına yer verilir.
Kalplerinizi ferahlatın
Nuveyri, eserinde “Ara sıra şakalar ve fıkra dinleyenlerin ciddi işlerine yenilenmiş bir enerjiyle geri döneceklerini savunur” ve Hz. Muhammed’in, “Kalplerinizi düzenli olarak ferahlatın” hadisini hatırlatır. Hz. Muhammed’in çevresindekilere yaptığı şakalardan da örnekler verir:
Yaşlı kadına yaptığı şaka
“Ensar’dan yaşlı bir kadın Hz. Peygamber’e gelir ve ‘Allah’a beni cennete sokması için dua et’ der. Hz. Muhammed, ‘Bilmiyor musun? İhtiyarlar cennete giremez’ deyince, yaşlı kadın üzüntüsünden ağlamaklı bir hale gelir. Hz. Muhammed gülerek, tüm kadınların cennette aynı yaşta olacağını vurgulayan ayeti okur ve yaşlı kadının gönlünü alır.”
Peki ya Eş’eb
Nuveyri’nin yanı sıra Heysemi, Darimi, Ebu Davud isimlerin hadis ve siyer çalışmalarında, Hz. Muhammed’in şakalarıyla ilgili rivayetlere rastlanır. Peki Franz Rozenthal’ın kitabına konu olan Eş’eb kimdir?
Dönemin bohem mizahçısı
Medineli, dönemin “Bohem” mizahçısı; VIII. Yüzyılın ilk yıllarında ün kazandı ve onlarca yıl eğlence toplumunun gözdesi kaldı. Şöhretini önce dönemin büyük şairi Cerir’in de alkışını kazanan bir şarkıcı olarak elde etti.
Soytarı dansçı
Eş’eb’in sahip olduğu bir başka yetenek, Yakın Doğu’da büyük ölçüde sevilen bir tür olan “Soytarı Dansçı” kabiliyetiydi. Yüzünde ve vücudunda bir takım çarpıklıklar gerçekleştirmek yoluyla insanları güldürme yeteneğine sahipti. Her türlü el şakası yapmaktan hoşlanırdı ve zaman zaman hakaretlere uğrasa da sevmediği insanları karikatürize etmek için gerekli olan birikimiyle vasıflarını tamamlıyordu. Rivayetlere göre 771 yılında hayatını kaybetti, geride kendisine isnat edilen 160’a yakın hikaye kaldı.

Surelere isim veren ayetler

Haberin Devamı

MUSHAFTAKİ sıralamada 28’inci, iniş sırasına göre 49’uncu sure, ismini 25. ayette geçen ve “kıssa, hayat hikayesi” anlamına gelen “Kasas” sözcüğünden almıştır. Surenin, Hz. Musa’nın hayatı ilgili geniş bir bilgiyi içerdiği için bu ismi aldığı kabul edilir:
“... Sonra gölgeye çekilip ‘Ey Rabbim! Bana lütfedeceğin her türlü hayra muhtacım!’ diye niyazda bulundu. Bu esnada kızlardan biri utangaç bir eda ile yürüyerek yanına geldi; ‘Bizim için yaptığın sulamanın karşılığını ödemek üzere babam seni çağırıyor’ dedi. Musa, yanına gelip de ona başından geçenleri anlatınca, ‘Korkma, zalimler topluluğundan kurtuldun’ dedi.” (24- 25. Ayetler)

‘Oruçlu denize girmeyin’

Haberin Devamı

ANKARA
TÜRKİYE aşırı sıcaklardan kavrulurken, oruç tutan birçok vatandaş denize girmenin orucu bozup bozmayacağını merak ediyor. Diyanet, “Suya girmek değil ancak genze ve burna su kaçması orucu bozar” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan alınan bilgilere göre, denize girmek orucu bozmuyor; fakat Diyanet, deniz ve havuzda ağza su kaçma olasılığı yüksek olduğu için oruçlu iken denize girilmesini tavsiye etmiyor. Diyanet oruçlu iken suya girmenin orucu bozmadığını fakat su yutma riski fazla olduğu için tavsiye etmediğini kaydetti ve “Sudayken su yutma ihtimalimiz yüksek” diyerek oruçlu iken denize giren vatandaşları uyardı.

Rozenthal kitabından Eş’eb hikâyeleri

Haberin Devamı

? Doğuran dinar hikayesi
Eş’eb şöyle dedi: “Kızım saklamam için bana bir dinar verdi. Onu önümdeki seccadenin altına koydum. Bir müddet sonra kız geldi ve dinarını istedi. O’na ‘Seccadeyi kaldır, dinarın doğurmuşsa çocuğu al ve dinarı bırak’ dedim. Dinarın yanına bir dirhem koymuştum. Seccadeyi kaldırdı, dirhemi aldı. O’na dinarı bırakırsa onun her Cuma bir dirhem doğuracağını söyledim. Bunun üzerine dinarı orada bıraktı. Ve ertesi cuma tekrar geldi. Bu arada ben dinarı oradan almıştım. O dinarı görmeyince ağlamaya, bağırmaya başladı. Neden ağladığını sordum: ‘Dinarımı çaldın’ dedi. ‘Dinarın doğururken öldü’ karşılığını verdim. Ağlamaya devem etti. Bunun üzerin ‘Onun doğurduğuna inanıyorsun da doğururken öldüğüne inanmıyor musun?’ dedim.”
? Namaz kılan Eş’eb
Bir seferinde Eş’eb, camide yalnız başına namaz kılıyordu. Yüzü sıkıştırılmış toprak gibi kasılmıştı. Amir bin Abdullah bin Ez- Zübeyir onu bu durumda görünce durdurdu ve “Eş’eb rabbinle konuşurken, gevşek (yani mutlu) bir yüzle konuş” dedi. Bunun üzerine Eş’eb çenesini aşağıya doğru öyle uzattı ki çenesi ta göğsünün üst kısmına değdi. Amir şunu söyleyerek ondan uzaklaştı: “O kadar da değil.”
? Verilmeyen yüzük      
Eş’eb’in kız arkadaşı O’na “Seni hatırlayabilmem için bana yüzüğün ver” dedi. Eş’eb’in cevabı şu oldu: “İyi misin sen? Onu sana vermeyi reddettiğimi hatırla. Ben bunu tercih ederim.”

Sultan mönüsüne turist ilgisi

Haberin Devamı

RAMAZAN ayının gelmesiyle Antalya’daki 5 yıldızlı oteller geleneksel Türk yemeklerini yerli ve yabancı misafirlerinin damak tadına sundu. Dedeman Antalya Otel aşçıbaşı Ali Doğan ve ekibi de Ramazan ayı nedeniyle Türk mutfağının Osmanlı’dan günümüze kadar gelen önemli yemeklerini içeren mönüler hazırladı. Doğan, Osmanlı’nın önemli kadın şahsiyetlerinin isimlerinden oluşan “Valide Sultan”, “Hürrem Sultan”, “Safiye Sultan”, “Dilruba Sultan”, “Mihriban Sultan” ve “Rabia Sultan” isimleri verilen özel mönülerin konukların farklı damak tatlarına göre hazırlandığını belirtti. Doğan, en çok tercih edilen “Rabia Sultan” menüsünde taze kekik aromalı sos eşliğinde, içerisinde kuru meyveler ve kıtır ekmek parçalarıyla doldurulup güllaç yaprağına sarılmış kuzu budu olduğunu belirtti. A.A.

Soralım öğrenelim

Nihat HATİPOĞLU

Haberin Devamı

? Yıkanmış olan ölüye bakmak haram mıdır? MAHİR ÖZYEĞEN/TOKAT
Yıkanmış olan ölüye bakmak sakıncalı değildir. Ancak ölünün ölümle beraber yüzü bozulmuş, çirkinleşmiş veya bakılamayacak hale gelmişse bu durumda bakmak caiz olmaz.
? Hz. Peygamber’i rüyada gören gerçekten görmüş gibi midir? AYŞE YILDIZ/İSTANBUL
Bir hadiste sevgili Peygamberimiz, “Beni rüyada gören gerçekten görmüş gibidir, uyanıklık halinde de görecektir” buyurur. Bunu hadis âlimleri şöyle yorumlarlar: Peygamberimizi rüyada gören kişi onun yanında ondan yararlanan kişi gibi yararlanmış olur veya ölmeden önce son anda görebilme şerefine ulaşır. Her ne olursa olsun, Peygamberimizi görmek büyük bir nimettir.
? Ziynet eşyalarının zekâtı verilir mi? PERİHAN VARDAR/DİYARBAKIR
Altın ve gümüş dışındaki ziynet eşyaları zekâta tabi değildir. Altın ve gümüşten oluşmuş ziynetler ise zekâtta aranan nisaba ulaşırsa zekâta tabi olur. Bilindiği gibi altın ve gümüşteki nisap miktarı 80.18 gr ve daha fazla miktardaki altındır. Özellikle de bu miktar altının üzerinden bir yılın geçmiş olma şartı vardır.
? Dini nikâh kıydık. O esnada kadının âdetli olması sakıncalı mı? ZAHİDE ÇETİN/ÇORUM
Dini nikâh sırasında kadının regl olması veya aptessiz olması nikâha zarar vermez. Erkeğin aptessiz olması da bir problem oluşturmaz.


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!