Minik yaşamların büyük dramları

Güncelleme Tarihi:

Minik yaşamların büyük dramları
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 1998 00:00

Haberin Devamı

15 yaşlarında 3 minik işçi... Murat ve Erkan ikiz kardeş, Barış ise arkadaşları. Fabrikada işçiler çocuk yaşta... Yaşam savaşı erken başlamış onlar için... İş molasında serinlemek için fabrika yanındaki gölete gittiler. Gidiş o gidiş...

Çamur göleti, önce Murat'ı yuttu. Barış, Murat'ı kurtarmak isterken ölüme daldı arkadaşının ardından. Onları kurtarmak isteyen Erkan ise son anda kurtarıldı.

Acı, Kocabıyık Ailesi'ne yabancı değildi... 1995'te oğulları Savaş'ı trafik canavarı almıştı koyunlarından. 4 yaşındaki kızları Buse'yi de acımasız bir sapık, kısa bir süre sonra. Kara talih bırakmadı peşlerini ve Murat'larını da aldı.

Ailelerinin geçimine katkıda bulunmak amacıyla alın teri döküyorlardı. Yılmıyorlar, canla başla çalışıyorlardı. Haramidere Baysan Sanayii Sitesi'nde bulunan Rapit Tekstil Fabrikası'nda işçi olarak çalışan 15 yaşındaki Murat Süslü ile ikiz kardeşi Erkan Süslü ve 15 yaşındaki arkadaşı Barış Kocabıyık, saat 17.00 sıralarında mesaileri bitmesine rağmen zorunlu olarak fazla mesaiye bırakıldılar. Sigortasız olarak çalışıyorlardı.

Fazla mesaiye kalmak istemiyorlardı, onlar evlerine dönüp arkadaşlarıyla oynamak istiyordu. Gönülsüz de olsa kaldıkları fazla mesaiden önce verilen dinlenme arasında fabrikanın yanındaki temel çukurunu dolduran suyun kıyısına gittiler. Çalıştıkları için denize plaja gidemiyorlardı. Onlar da serinlemek için gölete girdiler. Neşe içinde kulaç atmaya başladılar. Birkaç dakika sonra çırpınmaya başlayan çocuklardan ikisi hayatını kaybederken Erkan Süslü son anda kurtarıldı.

ÇAMURA SAPLANDILAR

Akşam yemeğinin ardından kalan yarım saatlik molayı iyi değerlendirmek isteyen Barış Kocabıyık, Murat ve Erkan Süslü, soluğu işyerinin karşısındaki gölette aldı.

İşyerindeki ‘‘abilerinin’’, ‘‘hastalık kapabilirsiniz’’ uyarıları bile onların, yüzme özlemini engeleyememişti. Büyük bir sabırsızlıkla arkadaşlarından önce üstünü çıkaran Barış, kendisini sulara bıraktı. Ardından da Erkan'ın ‘Suda birşeyler olabilir’ uyarısına aldırış etmeyen Murat.

Balçıkla kaplı gölet bir anda Murat'ı dibe doğru çekmeye başladı. Suda, çırpınan Murat'ın ‘Boğuluyorum’ çığlığını duyan Barış, hiç düşünmeden, arkadaşının bulunduğu yere doğru kulaç atmaya başladı. Suya dalarak Murat'ın çamura saplanan ayağını kurtarmak istedi. Bunun ikisinin de ölümü olacağını aklının ucundan bile geçirmiyordu. Ancak, arkadaşının ayağını tutar tutmaz, birlikte suya gömüldüler.

Yaklaşık 2 metre derinliğindeki gölet, 2 miniği yutmuştu. Kıyıda, çaresiz şekilde olanları seyreden Erkan Süslü, ikiz kardeşi Murat ve arkadaşı Barış'ı kurtarmak için hemen suya atladı. Bu sırada ‘Boğuluyoruz’ çığlıklarını duyarak dışarı çıkan fabrikanın güvenlik görevlileri, suya giren Erkan'ı son anda elinden tutarak kıyıya çektiler. Daha sonra tekrar gölete giren güvenlik görevlileri, tüm çabalarına rağmen Murat ve Barış'ı kurtaramadılar.

Suya atladım kurtaramadım

İkiz kardeşi gözlerinin önünde boğularak ölen 15 yaşındaki Erkan Süslü, ‘‘Onları gölete girmemeleri için uyarmıştım. Ancak beni dinlemediler. Önce Barış, sonra da Murat gölete girdi. Murat'ın ayağı çamura saplandı. Barış, suya dalarak, ayağını kurtarmak istedi. Ancak, birbirlerine tutununca ağırlıkla, dibe gömüldüler. Hemen suya atladım. Yanlarına gidiyordum. Aynı işyerinde çalıştığımız İlhan ağabey, beni elimden tutup, kıyıya çekti. Yardıma gelmese ben de boğulabilirdim. Yapabilecek, birşeyim yoktu. Üzgünüm’’ dedi.

3 yılda 3 evlat

Kocabıyık Ailesi, 3 yıl içinde art arda ölen 3 çocuklarının acısı ile yıkıldı. 6 çocuklu Kocabıyık Ailesi, ilk acıyı 1995 yılında Florya'da meydana gelen bir trafik kazasında ölen büyük oğulları Savaş'la yaşadı. Oğullarının acısı henüz geçmemişti ki, Kocabıyık Ailesi, bu sefer 4 yaşındaki kızları Buse'nin tecavüz edildikten sonra kafası taşla ezilerek, öldürülmesi olayı ile tekrar sarsıldı.

Ve son olarak da önceki gün, bir tekstil fabrikasında çırak olarak çalışan 15 yaşındaki Barış'ın boğularak öldüğü haberini alan baba Hasan Kocabıyık ile anne Aysel Kocabıyık sinir krizleri geçirdi. Güçlükle ayakta duran lokantacı Hasan Kocabıyık, hiç konuşmayarak, çocuklarının ölümüne isyan etti. Oğlunun ardından ağıtlar yakan anne Aysel Kocabıyık ise kadere isyan ederek, ‘‘Onların yerine ben ölseydim de evlat acısını yaşamasaydım’’ diye feryat etti.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!