Michael Scherer: Obama’nın Dış Politikasının Beş Dayanağı

Güncelleme Tarihi:

Michael Scherer: Obama’nın Dış Politikasının Beş Dayanağı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 2009 10:39

Obama, Amerika Birleşik Devletleri için yeni bir dış politika anlayışını öngörüyor. Bu anlayış klasik reelpolitik, diplomatik kararlılık, toplum gönüllüsü idealizmi ve karizmatik liderliği bir potada eritiyor.

Haberin Devamı

Birleşik Devletler’in yeni kamusal kimliğinin ne olacağına dair umutlarını zaten ifade etmişti: küresel bir lider değil küresel bir kolaylaştırıcı, kurtarıcılık değil sorumlu ortaklık.

Tonda, tarzda ve mesajda yaşanacak bu değişikliğin etkisi bir müddet anlaşılamayabilir. Daha da önemlisi uluslararası ilişkilerdeki sonuçlarını ölçmek zor olabilir. Fakat bilinen şu ki Obama’nın hareketlerini belirleyen felsefenin özetinde bir dizi prensipten ve varsayımdan bahsetmek mümkün. Peki, bu yeni Obama Doktrini nedir? İşte birkaç ana sütun:

Biyografiler önemli

Obama göreve geldiği ilk günden beri aile geçmişinin, eğitiminin altını çizerken kendini özgür ve açık toplumlarda hak edenin hak ettiği yere gelişinin örneği olarak tanıttı. Burada verilen mesaj açıktı: Ben yapabiliyorsam siz de yapabilirsiniz. Bu mesaj dünyadaki hükümetlere değil, bu hükümetlerin halklarına gönderiliyordu.

Haberin Devamı

Güney için iyi olmayan dünya için de iyi değil

Obama’nın dış politikasını etkileyen en büyük şey Chicago’da bir toplum gönüllüsü olarak çalıştığı yıllarda öğrendikleri olsa gerek. Farklı bakış açılarına kulak verin, değişik gerekçelere anlayışla yaklaşın ve farklılıkların değil benzerliklerin üzerine odaklanın.

Pragmatizm çoğu zaman idealizmin üstesinden gelmeli

Dünyayı Amerikan ahlaki otoritesinin bayrağı altında birleştirmeyi hedefleyen George W. Bush’un nispeten fazla olumlu vizyonuyla karşılaştırıldığında Obama ulusların ne zaman idealist arzularla hareket etmeleri gerektiği sorusuna daha muhafazakar ve sinik bir tavır sergiliyor.

Amerika dünyadaki uluslardan sadece biri

Amerika’nın kaderinin gelişmekte olan ülkelerin kaderine bağlı olduğunun altını defalarca çizen Obama, Amerika’nın açık toplum ve demokratik yönetim gibi değerlere bağlılığına rağmen kendi görüşlerini ve yönetim anlayışını başka ülkelere dayatmayacağını bildiriyor. “Ülkemle gerçekten çok gurur duyuyor olsam da, dünyaya sunacak çok şeyimiz olduğunu düşünsem de bu benim diğer ülkelerin değerlerini ve mükemmel özelliklerini anlamama engel olmuyor,” diyen Obama şöyle devam ediyor: “Bu durum bizim her zaman haklı olmadığımızı, başka insanların da iyi fikirlere sahip olabileceklerini ya da birlikte çalışabilmemiz için biz dahil bütün tarafların taviz vermesi gerektiğini anlamama da engel değil.”

Haberin Devamı

Gençlik önemli

Obama’nın başkan olduğundan beri gençlere ilham verenler listesinde en üst sıraya yerleşti. Obama’nın gençlerle ilgili umutları çok büyük: yorulmadan sözünü ettiği değişimin eninde sonunda nesilden nesle aktarılacağını ve dolayısıyla daha kalıcı olacağını umuyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!