Memuriyet, ciddiyet ve Türk Müziği

Güncelleme Tarihi:

Memuriyet, ciddiyet ve Türk Müziği
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2001 00:00

Neydi canım o günlerMehtap sen ve sarı güller.* * *Derdimi ummana döktümAsumana inledim.* * *Bitmez tükenmez bu dertÖmür diyorlar adına.* * *Bir aydır dinlediğimiz bunlar.Annem TRT 4'ü keşfetti.Arada reklam kuşağı olsa hiç değilse o esnada başka kanalları da gezeceğiz ama yok. Radyo Sanatçıları Konserleri'nin biri bitiyor biri başlıyor.Hepsi de arşivden. Bu sayede sanatçıların yıllar içerisinde uğradıkları değişimi gün içerisinde takip ediyoruz.Evvelki sene sarışın, geçen sene kızıl. Biraz da kilo mu almış ne? Bu seneki hali içinse TRT 1'e bakacaksınız.Eminim annem üç kızının da radyo sanatçısı olmasını isterdi. Zira şu üç şeyi çok sever: Memuriyet, ciddiyet ve Türk Müziği.İçimizde en çok ablam yaklaştı annemin idealine. Devlet memurudur kendisi. Gerçi Türk Müziği söylemiyor, opera sanatçısı ama olsun, üçte ikisi tutuyor.Ben de Türk Müziği'nden tutturuyorum biraz. Ama yırtmaçlı tuvaletim, topuzsuz saçlarım, seyyar mikrofonumla pek tatminkár olmadığımı biliyorum.Sabit mikrofonun, önünde dikilip, öyle kıçını başını sallamadan, en fazla kollarını iki yana açarak söyleyeceksin şarkını. Bu standardın dışında olduğumdan gelip dinlediği sayılıdır beni.Ben de istemez miydim...Ocaktaki fasulyenin altını kısıp bir koşu emisyona gidip geleyim.Arkadaşlarım solo yaparken iki elimi göbeğimin üstünde birleştirip bekleyeyim.İki sıra arkamda kocam dursun, çıkalım düet yapalım, şarkı icabı cilveleşirken az önce yolda kavga edip geldiğimiz her halimizden belli olsun.Kanun taksimi sırasında yanımdakine usulca ‘‘Acaba bu ay zam alabilecek miyiz?’’ diye sorayım.Ama olmadı işte.Girişimde bulunmadım zannetmeyin. Anlı şanlı şarkıcı olduğum yıllardı, Ankara'da çalışıyordum. Saz arkadaşlarımın hepsi radyo sanatçısıydı. Gaza getirdiler beni. Gittim müracaat ettim.İmtihan günü baktım, rakiplerim pırıl pırıl sesli kızlar. Çın çın ötüyorlar. Neyse belki boru gibi sese de ihtiyaçları varmış dedim. Yokmuş meğer. Almadılar beni.Sanıyorum nerede konuşlandıracaklarını bilemediler. Erkeklerin arasında fiziğim, kadınların arasında sesim sırıtacaktı. Haklılardı. Ayrıca bir kategori açacak halleri yoktu.Bir de sizleri düşünerek ‘‘Devlet, vatandaşına eziyet etmez’’ demiş olmalılar. Gazinoya dinlemeye gelenin kendi seçimidir ama söz konusu olan devletin radyosuyla TV'si olunca...Ya işte böyle.Şimdi Kutlu Payaslı'nın elini takip ediyor olacaktım, kısmet değilmiş.* * *Bu yazıyla eğer varsa, radyo sanatçısı okurlarımı da kaybetmişimdir herhalde. ‘‘Kedi erişemediği ciğere...’’ şeklinde başlayan bir mail bekliyorum. Göndermeyip yüzümü kara çıkarmayın benim.Yakında toplu gücenmeler neticesinde korkarım hiç okurum kalmayacak.Annemin korkusuysa daha farklı. Ölürsem arkamdan rahmet dileyen olmayacakmış.Sahi mi?MIŞ-MUŞÇiller, ‘‘Dış politika felaket’’ demiş.Doğru. Nerede Clinton'a ‘‘Enişte’’ dememize ramak kalan o günler?ANAP'ın kıdemlilerinden Eyüp Aşık partisinden istifa etmiş.Eyüp Bey ‘‘köktendeğişimci’’. Bir süre önce de zayıflamak, gözlüğü atmak, saç ektirmek suretiyle tipini değiştirmişti. Arabası neyse de karısını Allah korusun.İnan Kıraç, ‘‘Askere gider gibi siyasete girin’’ demiş.Giriyorlar ama, filmlerdeki ganimet meraklısı askerler misali.Ladin, Pamir Dağları'nda saklanıyormuş.Benden söylemesi. ABD bu kıyağımı unutmasın.Bastırılan cinsellik bomba gibiymiş.Bastırılmayıp dört kadına pay edileni de gördük.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!