Meclis yolu açıldı tartışması

ANAYASA Mahkemesi'nin hapis cezalarını erteleyen ‘Basın Affı’nın kapsamını genişleten iptal kararıyla, hukuk tartışmasında ikinci perde açıldı.

Bazı hukukçulara göre iptal kararı, yasaklı lider Necmettin Erbakan'a kaybettiği ‘seçilme’ hakkına da yeniden kavuşma kapısını aralıyor.

Erbakan, eğer Meclis dört ay içinde bir yasa çıkarır ve Yüksek Mahkeme'nin iptal kararını yaşama geçirirse, Ocak 2001'de cezaevine girmekten kurtulacak. Aynı yasanın ‘ceza ertelemesinden yararlanan hakkındaki mahkûmiyet vaki olmamış sayılır’ vurgulaması da Erbakan'a, ‘bağımsız milletvekili’ ve ‘belediye başkanı’ olma kapısını aralayabilecek.

Ancak Erbakan'ın bu olanaktan yararlanması için üç yıllık tecil süresi içinde benzer bir suç işlememesi gerekecek. Bu süreç gerçekleşirse, Erbakan'ın mahkûmiyeti ve hakkındaki dava da ‘hiç açılmamış’ sayılacak.

Erbakan bu durumda, Diyarbakır DGM'nin verdiği mahkûmiyet kararıyla kaybettiği ‘seçilme’ hakkını yeniden kazanacak ve Meclis'e bağımsız milletvekili olarak girerek, dokunulmazlık kazanabilecek.

2003'TE GENEL BAŞKAN Erbakan'ın, RP'nin kapatılma davasından ötürü Anayasa Mahkemesi'nce hakkında verilen 5 yıllık siyaset yasağı süresi ise Şubat 2003'de doluyor. Erbakan, bu tarihten itibaren isterse yeni parti kurabileceği gibi, isterse mevcut partilerden birinin başına geçebilecek.

Bu yorumu yapan hukukçular, Erbakan'ın faydalanacağı bu hükmün bir af olmadığını, aftan da ileri bir hukuki durum olan ‘mahkûmiyetin yok sayılması’ olduğunu savunuyor. Aynı hukukçular ‘ceza ertelemesi formülü’nün Anayasa'nın 14. maddesine dayanan ‘312. maddeye af yasağı’nı da delebileceğini ifade ediyor.

FP'nin iptal başvurusunu hazırlayan hukukçu milletvekili Mustafa Kamalak, Yüksek Mahkeme'nin iptal kararı sonrasındaki hukuki durumu Hürriyet'e değerlendirirken, ‘‘Sayın Erbakan için Anayasaya göre getirilen dört yasak var. Bir partinin kurucusu, üyesi, denetçisi ve yöneticisi olamaz. Ama bunların dışında bireysel haklardan yararlanır. Erbakan, bağımsız olarak milletvekili de olur, belediye başkanı da’’ dedi.

Ancak tüm hukukçuların ortak buluşma noktası, bu konudaki yorumlara Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararından sonra tümüyle netlik kazanacağı yönünde. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının yazımının ise iki aylık bir süreyi alabileceği seslendiriliyor. Yüksek Mahkeme kaynakları, gerekçeli karar yazımının ‘süratle’ gerçekleştirileceğini de vurguluyor.