Mason localarını Atatürk kapattı, Demirel böldü

Güncelleme Tarihi:

Mason localarını Atatürk kapattı, Demirel böldü
Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2004 01:47

Masonluğun tam anlamıyla ne olduğunu ve neyi amaçladığını ancak bir mason, hatta yüksek dereceye ulaşmış bir mason bilebilir. Dolayısıyla benim gibi mason olmayan bir kişinin bu konuda yazacakları sadece tarihi kayıtlardan ve masonların kendi yayınlarından alınmış bilgilerin bir derlemesi olacaktır.

DUVAR USTASI KURDU

Tarihlerini miláddan binlerce sene öncesine, Hazreti Süleyman zamanına kadar götüren masonlara göre, masonluk Kudüs'teki Süleyman Mabedi'nin inşası sırasında doğdu ve kuruculuğunu da 'Hiram' adında bir duvarcı ustası yaptı. Daha sonraki yüzyıllarda çeşitli adlar altında faaliyet gösteren Mason düşüncesi İngiltere'de 1717'de bir sistem haline getirildi ve belirli kurallara bağlandı.

OSMANLI’DA İLK LOCA

Türkiye, masonlukla 18. yüzyılın sonlarında tanıştı. Avrupa'dan askeri ve teknik eğitim vermeleri için davet edilen yabancılar, Türkiye'nin ilk masonlarıydı. Kısa sürede yönetim kadrosundan, özellikle de saraya yakın çevrelerden çok kişi mason olmaya başladı ve Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ilk loca, 1748 Şubat'ında Halep'te gayriresmi olarak kuruldu. Sonraki yıllarda en üst düzeydeki Osmanlı masonları arasına bir padişah ve bir de şeyhülislám katıldı: Şehzadelik yıllarında mason olan Sultan Beşinci Murad ile Şeyhülislám, yani en yüksek dini otorite olan Musa Kázım Efendi.

SULTANA MUHALİFTİLER

Masonların sayısı Türkiye'de 19. yüzyılın sonlarında, İkinci Abdülhamid'in iktidar yıllarında giderek arttı ve masonluk İmparatorluğun özellikle entelektüel çevresinde yayıldı. Bu dönemdeki Osmanlı masonlarının çoğu Sultan Abdülhamid'e muhalif olanlardı, zira mason locaları saray hafiyelerinin giremediği birkaç yerden biriydi. Abdülhamid'in 1909'da devrilmesinden sonra iktidarı ele alan İttihad ve Terakki Partisi'nin lider kadrosunun neredeyse tamamı da masonlardan oluşuyordu.

Abdülhamid'in tahttan indirilmesine kadar gizli şekilde faaliyet gösteren Türk masonları, 1909 yılında resmi şekilde örgütlendiler ve faaliyetlerini o tarihten bu yana Dernekler Kanunu çerçevesinde sürdürdüler.

HEP SUÇLANDILAR

Masonluk ve masonlar, sürekli olarak çeşitli suçlamalara maruz kaldılar. Bu suçlamalar Siyonizm'e hizmet ettiklerinden dünyaya hákim olmaya çalışan gizli bir örgüt oldukları iddiasına kadar uzanan geniş bir yelpaze oluşturuyordu ve iddiaların sebebi, mason localarının çalışmalarını gizlilik içerisinde yürütmesiydi. Masonlar, işte bu gizlilikleri nedeniyle her zaman hedefte oldular ve İslami kesim tarafından 'Yahudi uşağı', sol kesim tarafından da 'sermayenin adamı' olarak nitelendiler. Kartal'daki mason locasına önceki gün yapılan saldırının temelinde de işte bu gizliliğin getirdiği düşmanlık yatıyor.

1966’DA BÖLÜNDÜLER

1935 ve 1964 yılları, Türk Masonluk tarihinin dönüm noktaları oldu. Türkiye'de faaliyet gösteren Mason locaları 1935'te Atatürk'ün emriyle kapatıldı ve faaliyetlerini 13 yıl boyunca gizli şekilde yürütmek zorunda kaldı. 1964'te ise bir loca yöneticisinin dönemin başbakanı Süleyman Demirel'e mason olmasına rağmen 'mason değildir' şeklinde bir belge vermesi üzerine localar birbirlerine girdi ve bir grup mason, 25 Mayıs 1966'da ayrı bir masonik örgüt kurdu.

GÜÇLERİNİ KAYBETTİLER

Türk masonları arasındaki bölünmüşlük bugün de devam ediyor ama ortada inkár edilemeyecek bir başka gerçek var: Türkiye'nin yönetiminde bir zamanlar gerçekten de önemli derecede söz sahibi olan masonlar şimdi sayılarının geçmişe oranla çok daha fazla artmış olmasına rağmen eski güçlerini büyük ölçüde kaybetmiş durumdalar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!