LUDWIG VON BEETHOVEN Beethoven, 1770 yılında Almanya'da (Bonn) doÄŸdu. Babası enstrüman çalıyor ve ÅŸarkı söylüyordu. Ä°lk piyano derslerini henüz dört yaşındayken

Güncelleme Tarihi:

LUDWIG VON BEETHOVEN Beethoven, 1770 yılında Almanyada (Bonn) doğdu. Babası enstrüman çalıyor ve şarkı söylüyordu. İlk piyano derslerini henüz dört yaşındayken
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 04, 2000 00:00

LUDWIG VON BEETHOVEN Beethoven, 1770 yılında Almanya'da (Bonn) doÄŸdu. Babası enstrüman çalıyor ve ÅŸarkı söylüyordu. Ä°lk piyano derslerini henüz dört yaşındayken babasından aldı. Katı bir insan olan babası çocuÄŸunu çok zorluyor, henüz dört-beÅŸ yaşında olan ve parmakları piyanoya yetiÅŸemeyen çocuk bazen bu çalışmalar sırasında gözyaşı döküyordu...Babasının hayali ise Ludwig'in tıpkı Mozart gibi muhteÅŸem çocuk olarak üne kavuÅŸmasıydı. Ancak babasının bu hayali olmayacak Beethoven daha sonra üne kavuÅŸacaktı.Beethoven Viyana'ya ilk gidiÅŸinden hemen sonra annesinin ölüm yolculuÄŸunda olduÄŸunu öğrenerek geri döndü. Beethoven hayatında ölümler ve saÄŸlık problemleri yüzünden çok acı çekecekti. Ölüm daha o doÄŸmadan ailesini yakalamıştı ve Beethoven'ın çocukluÄŸu ablasının ölümünün acı gölgesi altında geçmiÅŸti. Annesinin ölümünden sonra Beethoven Viyana'ya geri döndü ve hayatının sonuna dek orada yaÅŸadı.1794'e dek Viyana aristokrasisi içindeki müzik aşıklarına saraylarda ve özel toplantılarda çaldı. 1795 yılına kadar halka açılmamıştı. BaÅŸlangıçta bir besteci olarak deÄŸil, bir piyanist ve öğretmen olarak adını duyurdu ve kısa zamanda üne kavuÅŸtu.Hisleri ve fantazileri çok derin olan ateÅŸli ve zeki bir piyanistti. Bu sırada verdiÄŸi ilk dönem ürünleri 5. senfoni ve Fidelio adlı operadır. Beethoven bundan sonra bir besteci olarak tanınacak ve orjinal bir müzik tarzı geliÅŸtirecekti. Kendinden önce müzik genellikle dinsel olarak veya insanları eÄŸlendirmek için kullanılsa da O müziÄŸi ilk kez sosyal ve dinsel amaçlarından arındıracaktı. Beethoven demokrasiden yanaydı. Hayatı aydınlanma çağının ve Fransız Ä°htilalinin entellektüel pırıltısı içinde geçiyordu. Eserlerinde özgürlük ve eÅŸitlik üzerine kurduÄŸu dünya idealini yansıtan Beethoven için insan hakları, demokrasi ve barış çok önemliydi. Bir fikri tohum halinde alıp besteye dönüştürürdü. O modern müziÄŸi keÅŸfetmiÅŸti.GeçirdiÄŸi kötü çocukluk onu kendi kendisini eÄŸiteceÄŸi, tutkulu bir hayata taşıdı. Aristokrasi içinde oldukça seçkin insanlarla, düşünürlerle, sanatçılarla birlikte oldu. Mozart ve Goethe tanıştığı ünlü isimlerdendir. Ä°smindeki 'van' eki ona bu konuda yardımcı olmuÅŸtu çünkü insanlar bu eki soyluluÄŸu gösteren 'von' ekiyle karıştırıyordu. Ancak hiçbir ÅŸey onun için kolay deÄŸildi. Hayatında büyük tutkular ve çok büyük acılar vardı. Bunlar yaratıcılığını körüklerken mutlu olma hayallerini söndürüyordu. Asabi davranışlarla sonuçlanan büyük hayalkırıklıkları yaşıyordu. AÅŸk konusundaki çöküşleri, patronlarıyla arasındaki sorunlar ve saÄŸlık problemleri onu umutsuzluÄŸa sürüklüyordu.1802 yılı Beethoven için bir kriz yılı olmuÅŸtu. Duyma bozukluÄŸu olduÄŸunu ve bunun daha da kötüye gideceÄŸini anlamıştı. KardeÅŸlerine acı mutsuzluÄŸunu, ölümü yakınında hissettiÄŸini anlatan bir mektup yazmıştı.'Ä°natçı, kötü niyetli ve insanlara güvenmeyen biri olduÄŸumu kim söylüyor veya düşünüyor? Benim hakkımda ne kadar büyük bir yanılgıya düşmüşsünüz. ÇocukluÄŸumdan beri kalbim ve ruhum her zaman iyi niyet ve ümit taşıdı. Büyük ÅŸeylerin üstesinden gelebilmek için mücadele verdim. Fakat, düşünün ki altı senedir umutsuz bir acı içindeyim. Duygusuz hekimler yüzünden acım daha da büyüyor ve her yıl düzelme umudum biraz daha azalıyor. Hastalığımın tedavisi belki yıllar alacak, belki de imkansız.Tabiatımın; coÅŸkun, asabi, toplumun yargılarından kolayca etkilenen hassas yapısı nedeniyle kendimi insanlardan uzaklaÅŸtırdım ve hayatı yalnız yaÅŸadım. Bunları unutup halkın arasına girsem de kötü iÅŸittiÄŸim için hep kötü tecrübeler yaÅŸadım. Çünkü insanlara 'Daha yüksek sesle konuÅŸun, hatta bağırın çünkü ben sağırım' demem imkansızdı.....Bir insan yanımda flüt çalarken veya bir ÅŸarkı söylerken onu duyamıyor olmam bana büyük acı veriyordu ve tüm bunlar beni intihar fikrine sürüklüyordu... Kötü kaderim benim için iki kat fazla acı vericiydi çünkü yanlış anlaşılabilirdim. ArkadaÅŸlarımla fikir alışveriÅŸi yapabilmem, özlü diyaloglar kurabilmem ve sohbet ederek rahatlayabilmem imkansızdı. Yapayalnız yaÅŸamak zorundaydım.'Bütün bunlar Beethoven'ın acılarını kendi aÄŸzından anlatıyordu. Ancak O'nun tek sorunu 1802'de baÅŸlayan ve 1820 yılında tamamen sağır olmasına kadar süren hastalığı deÄŸildi. Ãœstelik hastalığı beste yapmasını engellemiyordu, aslında en mükemmel eserlerini bu dönemde yapmıştı. Ãœnüne ün katan 9. senfoni de bu dönemin ürünüydü. Beethoven hastalığını utanç verici olarak görüyor, alay konusu olmaktan çok korkuyordu. Bu bir özgüven meselesiydi ve özgüvenini yaralayan bir baÅŸka konu da aÅŸk iliÅŸkileriydi. Abisi Johann ile arasındaki problem ise bu soruna dayanıyordu. Çünkü abisinin karşı cins ile problemi yoktu. Beethoven abisinin yardımcısıyla olan iliÅŸkisini engellemek için Avusturya'ya giderek bu ahlakdışı iliÅŸkiyi ÅŸikayet etmiÅŸti. Halbuki kendi özel hayatında da bu tür ahlakdışı iliÅŸkilere iliÅŸkin spekülasyonlar vardı:Beethoven Viyana'ya gittiÄŸinde onu konuksever çift Prens ve Prenses Lichnowsky karşılamıştı. Entellektüel çift aynı zamanda müzik aşığıydı. Beethoven çok uzun zaman onların misafiri olarak onların evinde yaÅŸadı. Beethoven Prenses'e bazı bestelerini itaf etti. Prens onu destekliyor, ünlü insanlarla tanıştırıyordu. Ancak bu iÅŸin bir de perde arkası vardı. Daha sonraları Beethoven evlenme ümidi taşıdığı Josephine Brunswik'e şöyle yazacaktı:'Çok fazla ve düzenli çalışamadığım doÄŸrudur, daha fazlasını yapabilirdim, ancak özel bir acı enerjimin büyük bölümünü benden aldı. Ve size duyduÄŸum büyük aÅŸktan sonra bu acı daha da arttı.Tekrar beraber olduÄŸumuz zaman, kimse bizi rahatsız etmezse, gerçek acılarımı, ölüm ve yaÅŸam arasındaki mücadelelerimi benden dinleyeceksin. Uzun süredir, bir olay yaÅŸamım boyunca hiçbir ÅŸeyden tat alamamacasına beni ümitsizliÄŸe itti.'Acaba Beethoven'ın bahsettiÄŸi bu olay duyma bozukluÄŸu muydu? Ancak rahatsızlığı daha önceden beri vardı ve Josephine'e bunu daha yeni açıklayacak olması imkanlı gözükmüyordu. Beethoven'ın daha önceki iliÅŸkileri de hüsranla sonuçlanmıştı. SevdiÄŸi kadınlara beste ithaf etmek istiyordu ama Prens bunu engellemiÅŸti ve ithaf edeceÄŸi besteyi kendi kız kardeÅŸine ithaf etmesini saÄŸlamıştı. Beethoven'ın 'kimse bizi rahatsız etmezse' derken bahsettiÄŸi insan Prens olabilir miydi? Prens ve Prenses'in kasıtlı olarak Beethoven'ın iliÅŸkilerine komplo kurması olası mıydı?Bu ihtimal güçlü bir ihtimaldi. O zamanlarda Viyana aristokrasisindeki yatak odası oyunları kulaktan kulaÄŸa duyuluyordu. Prens Lichnowsky ise iflah olmaz bir zampara olması ile tanınıyordu. Prens'in Prenses için 'frijit' demesi saraydaki dedikodu kazanlarını kaynatmıştı. Prens böylesine yetenekli biri sayesinde Prenses'in oyalanmasını saÄŸlıyor olabilir miydi? 1802 yılından sonra hem Beethoven'ın hem de Prenses'in hastalıklarla mücadele etmesinin nedeni yaÅŸadıkları büyük stres ve ızdırap olabilir miydi?Bunlar acı ihtimallerdi. Daha sonra Beethoven onların evinden ayrılacaktı. Ancak her zaman özlediÄŸi iliÅŸkiyi bulamayacaktı. Doktoru Malfatti'nin yeÄŸeni Therese Malfatti'ye evlenme teklif edecek ancak aldığı red cevabı onu daha da yıkacaktı. Beethoven düzenli uzun süreli gerçek bir iliÅŸki istiyordu. Evlenmek arzusu içindeydi.Bu yuva özlemiyle yeÄŸenini evlat edinmeye karar vermiÅŸti. Bu karar onu yeÄŸeninin annesiyle gireceÄŸi yasal davalara, üzüntülere ve mücadelelere sürükleyecekti. Bu mücadelenin sonunda evlat edindiÄŸi Karl bu üzüntülere dayanamayarak intihara teÅŸebbüs etti. Karl ayrıca görme bozukluÄŸu yüzünden okulundan da atılmıştı.BeÅŸ yıl süren davalar, Beethoven'ın duygusal dünyasında yaÅŸadığı hayalkırıklıkları, artık tamamen kaybettiÄŸi iÅŸitme duyusu Beethoven'ın eserlerini de vermesini engelliyordu. Kendisinin de mektuplarında sık sık söylediÄŸi gibi onu ayakta tutan tek ÅŸey sanatıydı. Ve ne yazık ki sanatını bu kadar eÅŸsizleÅŸtiren ve dehasını ölümsüzleÅŸtiren de yaÅŸadığı büyük acılar olmuÅŸtu. Beethoven'ın tutkulu, asabi karakteri yaÅŸadığı üzüntülerle mayalanıyor, bütün bunlara Aydınlanma Çağı'nın büyük iyimserliÄŸi, yaratıcı ve azimli geliÅŸimleri fon oluÅŸturuyordu. Ancak Karl'ın 1826 yılındaki intihar giriÅŸimi Beethoven'ı yıkmıştı ve bu onun için son damla olmuÅŸtu. O yıl büyük bir soÄŸukalgınlığına yakalandı ve hastalığı onu öldürecek olan zatürreye dönüştü. Beethoven 1827 yılında öldü ve büyük müzikal dehanın cenazesine yirmi binin üstünde insan katıldı.Çeviri ve Derleme: Ä°lkay Sevgi ÇOPUR - 4 AÄŸustos 2000, Cuma Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!