Lola + Bilidikid

Güncelleme Tarihi:

Lola + Bilidikid
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 1999 00:00

Haberin Devamı

Bugüne kadar başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerin sorunlarını konu alan bir çok film üretildi. Genellikle iki kültür arasında bocalayan, 'aidiyet' duygusunu yitirmiş insanların içine düştüğü çatışmaları yansıtıyordu bu filmler.

Genç yönetmen Kutluğ Ataman'ın, geçtiğimiz günlerde gösterime giren Lola + Bilidikid adlı filmi, Almanya'da, Berlin'de yaşayan Türklerin, bugüne kadar hiç bilmediğimiz dünyasına doğru bir yolculuğa çıkarıyor seyirciyi. Kültür ve kuşak çatışmalarının çok daha ötesinde sorunların gündemde olduğu bir dünya burası.

Bu yılki Berlin Film Festivali'nin Panorama bölümünde açılış filmi olan ve Teddy Bear Özel Ödülü'nü kazanan Lola+ Bilidikid, 18. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde de Hürriyet Halk Jürisi'nin ödülüne değer görüldü.

Lola+Bilidikid, Almanya'da doğup büyüyen 17 yaşındaki Murat'ın hikayesini anlatıyor. Ailede sözü en çok geçen kişi olan ağabeyi Osman'ın baskısı altında ezilen Murat günün birinde, evden kovulmuş olan bir ağabeyi daha olduğunu öğrenir. Berlin'in arka sokaklarında kayıp ağabeyini aramaya başlar Murat. Sonunda onu bulur. Ama inanılmaz bir sürprizle de karşılaşır: Ağabeyinin adı artık Lola olmuştur. Berlin'de eşcinsellerin gittiği gece kulüplerinin süslü çocuğu Lola... Murat, bundan sonra, kiralık Türk gençlerinin ve travestilerin dünyasında bulur kendini..

Yönetmen Kutluğ Ataman, Lola+Bilidikid'le Avrupa'daki Türklerin dünyasının hiç bilinmeyen yönlerine kamerasını yönelttiğini söylüyor. ‘‘Yabancı ülkelerdeki Türklerle ilgili sosyal gerçekçilik adı altında filmler yapıldı bugüne kadar. Ama iki boyutlu karakterler çıkıyordu bu tür filmlerde. Eşcinseller de filmlerde iki boyutlu karakterler olarak yansıtılıyordu. Bir tek Ferzan Özpetek'in Hamam filminde bunun değiştiğini söyleyebilirim. Almanya'daki Türkler'e ilişkin filmlerde de hep 'kötü Almanlar, iyi Türkler'e eziyet ediyor' şeklinde bir mesaj çıkıyordu ortaya. Oysa bunu derinleştirmek gerek diye düşünüyorum. Bu filmle bunu yaptığımı sanıyorum.’’

Filmin ana karakterlerinin eşcinsel olmalarından kaynaklanan eleştiriler alıp almadığını soruyoruz Ataman'a. Özellikle de Türkiye'de. ‘‘Filmimin kötü tepkiler alacağını sanmıyorum’’ diyor Ataman. ‘‘Tabii ki tutucu kesimden tepkiler gelecektir. Ama eğitimli insanların bu tür fobik tepkiler vereceğini sanmıyorum. Bu kesim, filmi beğenmese bile düşünecek ve tartışacak. Aşırı tepkiler vermeyecek diye düşünüyorum.’’

Lola+Bilidikid'in ilgi çekici bir oyuncu kadrosu var. Celal Perk, Nurinnisa Yıldırım, Baki Davrak, Erdal Yıldız tiyatro ve sinema deneyimi olan oyuncular.

Ataman bazı rolleri 'sokaktan buldum' diye tanımladığı isimlere vermiş. Filmde Murat'ın babasını oynayan Mesut Özdemir bir berber. Murat Yıldız da ilk kez kamera karşısına geçmiş. Buna karşın, Doğu Almanya'nın en ünlü oyuncularından biri olan İnge Keller de var filmin kadrosunda.

Star sistemine pek sıcak bakmadığını söylüyor Kutluğ Ataman. ‘‘Türkiye'de çok sayıda iyi oyuncu olmadığını düşünüyorum’’ diyor. Ve devam ediyor: ‘‘Herşeyi bildiklerini sanıyorlar. Bu yüzden de öğrenmeye açık değiller. Oysa benim tarzım çok farklı. ’’

Yaşamını Los Angeles ve İstanbul'da sürdürüyor Ataman. Ya Türk sinemasının dışarıdan görünüşü. Bunu tek kelimeyle özetliyor yönetmen. ‘‘Görünmüyor bile..’’

‘‘Aslında ben sinemanın milliyetle bir ilgisi olmadığını düşünüyorum’’ diyor. ‘‘Bu tür tanımlamalardan irrite oluyorum. Ben sözkonusu olduğumda Kutluğ Ataman sineması var, Türk sineması diye bir şey yok.’’

Catherine Deneuve ve elmaslar

Fransız sinemasının yıllandıkça güzelleşen ünlü yıldızı Catherine Deneuve yeni filmiyle sinemalarımıza konuk oluyor. Deneuve, başrolünü Emmanuelle Seigner, Jean-Pierre Bacri ve Jacques Dutronc ile paylaştığı Vendome Meydanı adlı filmde tek kelimeyle mükemmel bir oyunculuk sergiliyor.

Nicole Garcia'nın yönettiği film, kocasının ölümüyle yaşamının dönüm noktaısna gelen bir kadının öyküsünü anlatıyor.

Paris'in Vendome Meydanı'ndaki prestijli mücevher dükkanlarından birini direktörü olan Vincent Malivert'in ölümü, karısını bir yol ayrımına getirir. Bir zamanlar kendi de hırslı bir broker olan Marianne, gençliğinde Battistelli isminde bir adama aşık olmuştur. Hayatı mutsuzlukla dolu olan Marianne cazibesini ve güzelliğini tamamen kaybetmemiş olmasına rağmen genelde hasta ve kendini bilmez bir ruh hali içindedir. Ta ki, kocasının gizli kasasında saklanmış yedi muhteşem elması bulana dek. Elmasların güzelliği yavaş yavaş Marianne'in ihtirasını uyandırır ve tabii eski hatıralarını da.

Sadece konusuyla değil, Catherine Deneuve'ün güzelliği ve oyun gücü için de seyredilecek bir film Vendome Meydanı.

İnternet aşıkları

Önce ofislere, derken evlere oradan da özel yaşama giren bilgisayar, insanların bilgi açlığını doyurmanın yanısıra yalnızlığına son verdiği gibi, arkadaşlık ve dostluk anlayışına da yeni bir boyut kazandırdı.

İşte Viola da Internet'te bir erkekle tanıştıktan sonra yaşamı değişen bir kadının sürprizlerle dolu öyküsünü konu alan bir film...

Filmde başrolleri Stefania Rocca, Maddalena Crippa, Ennio Fantastichini ve Stefano Rota paylaşıyorlar. Yönetmen Donatella Maiorca...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!