Liseler arası Güzel Türkçemiz deneme yarışması

Güncelleme Tarihi:

Liseler arası Güzel Türkçemiz deneme yarışması
Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2009 14:47

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, dili güzel ve özenli kullanmanın polisiye tedbirlerle, yasaklarla, yaptırımlarla sağlanamayacağını belirterek, “Öncelikle bütün duygu ve düşüncelerimizi onunla ifade ettiğimiz ana dilimizi sevmemiz gerekiyor” dedi.

Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Dil ve Edebiyat Derneğinin düzenlediği İstanbul Liseler Arası Güzel Türkçemiz Deneme Yarışması'nın ödül töreninde konuşan Çubukçu, bir ulusun çağdaş bir toplum olabilmesinin kültür düzeyinin yükselmesine, kültür düzeyinin yükselmesinin ise dilin gelişmişliğine bağlı olduğunu söyledi.            

Türk dilinin dünya dili, bir kültür dili olmasının, Ulu Önder Atatürk'ün üzerinde ısrarla durduğu konulardan biri olduğunu vurgulayan Çubukçu, “O'nun dil konusundaki çalışmalarının temelinde yatan istek, Türk dilinin bir yandan milli kültürümüzün kuşaktan kuşağa aktarılmasının ana ögesi olarak yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarılması, bir yandan da çağın bütün gelişmelerini, bilimini, teknolojisini ifade edecek bir zenginliğe ulaştırılmasıydı” diye konuştu.                

Çubukçu, bu çerçevede Atatürk'ün, Türkçe'nin zenginliğini ortaya koyarak ifade imkanlarını geliştirmeyi ve Türkçe'yi günün en ileri bilgi dili yapma duygusunu Türk gençlerinden beklediğini her fırsatta dile getirdiğini kaydetti.                    

Türk diline gönül veren yazar ve şairlerin, yurt sevgisinin ölçütü olarak “ana dili sevmeyi” koyduklarını ifade eden Çubukçu, söz konusu yazar ve şairlerin, “Türkçe ağzımda annemin sütüdür” diyerek, dile nasıl yaklaşılması gerektiğini gösterdiklerini söyledi.

Dilin inceliklerine, ifade imkanlarına, yalınlığına, duruluğuna, güzelliğine varabilmek için dile rastgele değil, özen ve sevgiyle yaklaşılması gerektiğini kaydeden Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü:                        

“Dil, aynı zamanda bir insanın kendini anlama, tanıma, anlatma ve diğer insanlarla ilişki kurmasının da dolaysız aracıdır. Dili güzel ve özenli kullanmak polisiye tedbirlerle, yasaklarla, yaptırımlarla sağlanamaz. Öncelikle bütün duygu ve düşüncelerimizi onunla ifade ettiğimiz ana dilimizi sevmemiz gerekiyor. Ana dilimizi sevmenin ve güzel kullanmanın yolu ise çok okumaktan geçiyor. Hayatı zenginleştiren, önümüze sayısız pencereler açan ve bize farklı bakış açıları kazandıran kitaplar, aynı zamanda dilimizi güzel kullanmak konusunda da bizler için değerli birer rehber niteliğindedir.”

“HERKESE ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR”

Çubukçu, edebiyat zevkinin, okuma alışkanlığının ve dili güzel kullanmanın okul yıllarında edinildiğini vurguladı. Dolayısıyla aile başta olmak üzere, öğretmenlere ve topluma çok önemli görevler düştüğünü dile getiren Çubukçu, şöyle devam etti:

“Bu vesileyle yarışmaya katılan ve deneme türünde eser veren gençlerimize, bu türde eser veren diğer yazarların eserlerini de muhakkak okumalarını tavsiye ediyorum. Hem bir öğretmen hem de şiir, hikaye, deneme, roman, edebiyat incelemesi alanında birçok eseri olan ve 1992 yılında kaybettiğimiz değerli yazarımız Cevdet Kudret'in 'Niye okuyalım ki' başlıklı denemesinden şimdi okuyacağım satırlar ise ailelerimize birer uyarı niteliğinde; 'Öğretmenlik yıllarımda Balzac'tan, Dostoyevski'den, Steinbeck'ten kitaplar önermiştim de veliler, çocuklarımıza ders okutacağına roman okutuyor diye okul müdürlüğüne beni şikayet etmişlerdi. Açıktan nasıl para kazanılır, yüksek faiz nedir, köşe nasıl dönülür gibi şeyler öğretsem, kim bilir nasıl memnun olurlardı'. İşte Cevdet Kudret gibi birçok öğretmen yazar, edebiyatı seven bir kuşak oluşmasında ve dil bilincinin gelişmesinde çok önemli rol oynadılar.”

Çubukçu, yetenekleri geliştirmek isteyen gençlerin önünde geçmiş kuşakların muazzam birikiminin bulunduğunu ifade ederek, “Bu birikime sahip çıkarak Türkçe'yi doğru, güzel ve etkili biçimde kullanan gençlerin başka dilleri de aynı yetkinlikle öğreneceklerine duyduğum inançla, yarışmaya katılan gençlerimizi ve dereceye girenleri yürekten kutluyorum” diye konuştu.

DERNEK GENEL BAŞKANI ERDEM

Dil ve Edebiyat Derneği Genel Başkanı Ekrem Erdem de Türkçe'nin dünyanın en zengin söz varlıklarından birine sahip olduğunu söyledi.
Türkçe'de, birçok dilde bulunmayan özelliklerin var olduğunu ifade eden Erdem, “Bunlardan biri; Türkçe matematiksel kuralı olan bir dildir. Düzenli bir dildir. En önemlisi, ses uyumu ile okunduğu gibi yazılması, yazıldığı gibi okunmasıdır” şeklinde konuştu.

Erdem, böylece Türkçe'nin yabancı kelimeleri dışarı attığını ya da kendi içine alarak, kuralları içerisinde kabullendiğini söyledi.

Türkçe'nin bu kadar özelliğine rağmen içerisinde yabancı kelimelerin bulunmasının üzüntü verici olduğunu kaydeden Erdem, “Bugüne kadar dilin iyi öğretilememesi, dil bilincinin gelişmemesi nedeniyle yabancı kelimeler dilimize girmiştir. Yabancı dilde eğitim ile yabancı dil öğrenmeyi; iletişim diliyle ana dili birbirine karıştırmamalıyız. Hepimiz dil bilincine sahip olmak zorundayız” şeklinde konuştu.

Erdem, 20. yüzyılın başında dünya eğitim dilinin Fransızca olduğunu, 21. yüzyılda ise bunun yerini İngilizce'nin aldığını belirterek, İngilizce'nin iletişim dili olarak kullanılmasının devam edeceğini kimsenin garanti edemeyeceğini söyledi.

“Türkçe neden dünyanın eğitim ve iletişim dili olmasın?” diyen Erdem, buna inanılması halinde Türkçe'nin çok daha iyi bir yere gelebileceğini kaydetti.

Yarışmayla ilgili bilgi de veren Erdem, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile düzenledikleri yarışmaya 400 öğrencinin katıldığını söyledi.

Öğrencilerden 5'inin ödüllendirileceğini, 25 öğrencinin ise mansiyon alacağını ifade eden Erdem, ilk 3'e giren öğrencilere dizüstü bilgisayar. 4'üncüye dijital kamera, 5'inciye ise dijital fotoğraf makinesi verileceğini kaydetti.

Konuşmaların ardından Bakan Çubukçu, ilk 5'e giren Mihriban Toloay, Salih Buğrahan Köroğlu, Günay Turak, Mücella Demirtaş ve Ömer Subaşı'ya ödüllerini verdi.

Bu arada, dereceye giren öğrencilerin Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerine de birer adet tam altın verildiği öğrenildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!