Kurtulmuş: "Darbeciler mahkeme önüne çıkartılsın"

Güncelleme Tarihi:

Kurtulmuş: Darbeciler mahkeme önüne çıkartılsın
Oluşturulma Tarihi: Haziran 28, 2009 18:47

SAADET Partisi (SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, “Biz kimsenin intihar etmesini istemeyiz. Kenan Evren'e Allah'tan uzun ömürler dileriz, demokrasimize çok daha uzun ömürler dileriz. Demokrasinin sağlam ve uzun ömürlü olabilmesi için herhangi bir müdahale yapanın yanına kâr kalmadığının gösterilmesi gerekir. Bunun yolu da 12 Eylül yönetiminin mahkeme önüne çıkarılmasıdır” dedi.

Numan Kurtulmuş, Eskişehir'de partisi tarafından Sarıcakaya Yolu 23'üncü kilometredeki Karataş Mevkii'nde düzenlenen ‘8'inci Geleneksel Saadet Pikniği’ne katıldı. Yaklaşık 500 kişi, piknik alanına gelen Numan Kurtulmuş'u ‘Başbakan Numan’ sloganı ile karşıladı. Kurtulmuş, yağmur nedeniyle piknik alanında kurulan kıl çadırda oturdu.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Numan Kurtulmuş, Türkiye'de son günlerde gündemi işgal eden temel konunun bir belge ve 12 Eylül ile ilgili tartışmalar olduğunu söyledi. Bu tür tartışmaların Türkiye'nin hayati meselesi olduğunu ifade eden Numan Kutulmuş, demokrasiyi ileriye götürücek çözümlerin bulunması gerektiğini vurguladı. Kurtulmuş şunları kaydetti:
“Bu tür tartışmalar Türkiye'nin hayati meseleleridir. Bu belgenin gerçek olması yada olmaması çok önemli şeyler değil. Türkiye’de esas olan şey demokrasinin geldiği seviyedir. Onu konuşmamız gerekir. Demokrasi ne yapar? Seçer, denetler, görevden alır. Bunu kim yapar? Millet yapar. Milletten başka kimsenin seçme, icraatları denetleme ve görevden alma yetkisi olmamalıdır. Türkiye burada ileri bir demokratik seviyeye geçebilmek için önündeki bu tartışmaları çok güzel bir şekilde değerlendirmelidir. Sen mi kazandın, ben mi kazandım? Sen mi gol yedin, ben mi gol yedim? gibi kamplaşmalar üretmek yerine Türkiye demokrasisini ileriye götürecek çözümü bulmak zorundayız. Türkiye’deki siyasal sistemin esas mahiyeti demokratik gibi gözüksede aslında bir bürokratik oligarşidir. Millet tarafından seçilmeyen kurum ve kuruluşların, bir takım çevrelerin millet tarafından denetlenemiyor olmasıdır. Türkiye’de 1960 ihtilali olmuş mu? Olmuş. 12 Eylül, 12 Mart, 28 Şubat postmodern falan değil, adam gibi ihtilal olmuş mu? Olmuş. Türkiye’de ikide bir belirli aralıklarla demokrasinin önü kesiliyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un açıklamalarından da anlışılıyor ki zaten Türk Silahlı Kuvvetleri’nin herhangi bir müdahale gibi bir kurumsal niyeti yoktur. Bu çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ama bir daha hiçbir kimsenin demokrasiye demokrasi dışı yollarla müdahale etmesinin mümkün olmayacağı bir siyasal sistemin kurulması lazım.”

KİMSENİN İNTİHAR ETMESİNİ İSTEMEYİZ

12 Eylül 1980 ihtilalinin askeri müdahaleler arasında en kapsamlı ve Türkiye siyasetini en köklü etkileyen müdahale olduğunu söyleyen Numan Kukrtulmuş, Türkiye’nin 12 Eylül ile yüzleşmesi gerektiğini savundu. Kutulmuş şöyle konuştu:
“Türkiye'de 12 Eylül müdahalesi ile birlikte siyasal yapı değişmiştir. Türkiye’de çok derin izler bırakan ve hala bunun izlerini süren bir antidemokratik bir sistemle Türkiye karşı karşıya bırakılmıştır. 28 Şubat’ta da 12 Eylül’ün ortaya koyduğu bu siyasi süreçleri sosyolojik olarak derinleştirmiştir. Türkiye 12 Eylül ile yüzleşmeden, 12 Eylül ile hesaplaşmadan, 12 Eylül’ün ciddi bir şekilde Türkiye’ye getirmiş olduğu siyasal yükler tartışılmadan Türkiye’nin başka bir konuyu konuşmasının da çok mümkün olmadığının kanaatindeyim. Bunun için Anayasanın geçici 15’nci maddesinin kaldırılmasını bir zorunluluk olarak görüyoruz. İktidar partisinin, ana muhalefet partisinin ve grubu bulunan diğer partilere büyük sorumluluk düşüyor. Bizim siyasi geleneğimizin içinde 1995 yılında o zaman ki Refah Partisi Anayasanın geçici 15’nci maddesinin kaldırılarak, 12 Eylül darbesine yargılanma yolunu açacak değişikliklerin yapılması için mecliste kanaat belirtmiş, görüş belirtmiş o zaman yapılan anayasa değişikliklerinde parlamentoda bulunan siyasi partilerin hepsinin bunları bir seçim vaadi olarak vermiş olmasına rağmen ne yazık ki Anayasanın geçici 15’nci maddesini Refah Partisi’nin talepleri doğrultusunda değiştirecek bir performansı gösteremediler. Geldik 2009 yılına aynı tartışmayı yapıyoruz. Artık bu tartışmanın biran evvel bitirilmesi, geçici 15’nci maddenin kaldırılarak, 12 Eylül sürecinin hızlanmasının sağlanması zorunludur. Yoksa sayın Kenan Evren’in Allah uzun ömürler versin intihar etmesine gerek yok. Biz kimsenin intihar etmesini istemeyiz. Kenan Evren’e Allah’tan uzun ömürler dileriz, demokrasimize çok daha uzun ömürler dileriz. Demokrasinin sağlam ve uzun ömürlü olabilmesi için herhangi bir müdahale yapanın yanına kar kalmadığının gösterilmesi gerekir. Bunun yolu da 12 Eylül yönetiminin mahkeme önüne çıkarılmasıdır. Başarılı olan askeri darbeler zaten yönetime gelir ve kendi yasalarını yapar, başarısız olan askeri darbelerden hesap sorulur. Türkiye’de emir komuta zinciri içerisinde başarılı olmuş darbelerden bir tanesi 12 Eylül darbesi. Yine biliyoruz ki, dünyayı büyük güçler olarak yöneten ülkelerin resmi kriptolarında ’Aman kimse endişe etmesin, bizim çocuklar ihtilal yaptılar’ diyerekte bazı büyük güçler tarafından dışarıdan desteklenmiş bir darbedir. Bunlar başarılı oldular diye de hesap sorulmaması asla düşünülemez. 15’nci maddenin kaldırılması da parlamentonun zorunluluğudur.”

SP'nin pikniğinde emekli cami imamı İsmail Yentürk’de Ömer Kalbaz’ın ‘Ağla Gazze Ağla’ adlı şiir kitabını dini konularla ilgili sorduğu sorulara doğru yanıt veren çocuklara ücretsiz dağıttı. Şiir kitabında Gazze’de yaşanan katliamların ve çocukların ceset fotoğrafları da yer alıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!